Multimedia- Sara Güçlü
Bölüm şarkısı : Tom Odell - Another Love
BÖLÜM 2
Bir çok defa elimizde ki nimetin kadrini bilemeyiz ama kaybedince sahip olduğumuz zaman takdir edemediğimiz değerini hemen anlarız ve bunun yanı sıra her şeyin değerini daima onları yitirdikten sonra anlamışızdır. Ama sorun şu ki ; kaybettikten sonra geri alma şansımız yok. ' Son pişmanlık fayda etmez ' sözü çok doğru bence. Elindekini kaybettikten sonra pişman olsan kaç yazar ? Kaybettiğin geri gelir mi ? Ya da zamanı geri alabilir misin ? Sadece ' Keşke şunu yapmasaydım ' sorusuyla kendini yiyip bitirirsin.
Hayatın bir film şeridi gibi geçer gözlerinin önünden. Yaptığın hatalar, yapacakların, yapamadıkların, pişman olduğun, değiştirmek istediğin, acı çektiğin anlar. Fakat bunların hiç birini yapamıyorsun, yapamayacaksın. Hiç bir şey geri gelmez. Giden, geri gelmez...
'' Hastanın bilinci yerine geliyor. '' Etrafım da birileri nabzımı ölçüyor, kontrol ediyordu. Hareket halinde olduğumuzdan ambulans ta olduğumuzu anlamıştım. Yaşadıklarım bir bir geri gelmeye başladı. Yolculuğa çıkışımız, annem ile babam ile vakit geçirmem, sevgi dolu gülücüklerimiz, babannem ile konuşmamız... Daha sonra ise bir arabaya çarpıp takla atmamız, acı dolu çığlıklarım, aldığım darbeler, kendimi boşlukta hissetmem, bedenimi saran eller, son yakarışlarım...
Bir an nefesim kesildi. Acım tazeyken yaşamak istiyordum. Ama... Ama bu kadarı çok fazlaydı.
'' Nabzı yavaşlıyor. Oksijen tüpünü takın. '' O an ağzıma bir şey bağlandığını hissetmiştim. Çevremde ki olan şeyleri duyabiliyor fakat tepki veremiyordum. Bu, bedenin burada, ruhun başka yerde olması gibi bir şeydi. Şu an tek sevindiğim şey fiziksel acı çekmeyişimdi. Sanki vücudum uyuşmuş gibiydi. Peki ya ruhsal çöküşüm ne olacaktı ? O kadar ağlamıştım ki gözümde yaş kalmamıştı. Hem kendime bir söz vermiştim. O gün, gözyaşlarım toprağa karışmıştı. Bir daha çıkmamak üzere...
Ruhum çekilmişti sanki. Kalbimde bir ağırlık vardı. Dizilerde anne ve babasını kaybedince fazla tepki verenleri kınardım, anlamazdım. Ama gerçekte öyle değildi ki. Yaşamana gerek yokmuş gibi hissediyordun. Gereksizmiş gibi. Kendini öldürme dürtüsüyle yaşıyordun. Çünkü hayata tutunacağın bir şeyin kalmıyordu. Kendini adayacağın, mutlu olacağın. Kelimeler yetmiyordu ki bu acıya...
Yavaş yavaş bedenim çöküyordu. Karanlığa çekiliyordum.
***
Sağ elimde bir baskı hissettim. Daha sonra dikkat kesildiğim de bana tanıdık gelen bir ses hıçkırarak ağlıyordu. Gözlerimi açmaya çalıştım. Her yerim tutulmuş gibi hissediyordum. Gözlerimi daha da zorladım. Ama inat ediyorlardı. Göz kapaklarım sanki birbirine yapışmış gibiydi. Kırpıştırmaktan başka bir şey yapamıyordum. Hareket ettikçe acı kendini gösteriyordu. Başımda sargı olduğunu anlamıştım. Dudaklarım kupkuruydu. Sonunda gözlerimi açabildiğim de acı bir şekilde gözlerime ışık vurdu. Bir - iki saniye gözlerimi kırpıştırdıktan sonra az da olsa görüşüm netleşmişti. Elimi tutan kişi hissetmiş olacak ki elini elimden çekip yanağıma uzattı.
'' S- sara, iyi misin ablacım ? '' Demek ki ablam buradaydı. Kim bilir ilk duyduğunda nasıl tepki vermişti, nasıl hissetmişti. Onun da acı içinde olduğunu tahmin edebiliyordum. Ama şu anda tek düşünebildiğim şey ağzımın kupkuru olduğu ve konuşamayacağımdı.
'' Su. '' Boğazım çok acıyordu. Sesim kısık çıkmıştı. Ablamın yanağımda ki elini komidinin üzerinde ki sürahiye uzatışını izledim yavaşça. Ellerinin titrediğini gördüm. Boğazıma bir düğüm takıldı sanki. Hayır, hayır aklına getirme. Olanları aklına getirme sakın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Sırlar / Acı
أدب المراهقين'' Hisler doğru, kişiler yanlıştı. '' Bir Erkek... Varlığı hem tehlikeli ve korkunç, hem de sonsuza değin güçlü ve korunaklı... Hayatın zorluklarına esir olmuş bir erkek ne kadar korkutucu olabilir ? Tahminimi...