Bölüm 18

434 44 69
                                    

"Günaydın Selami Abi."

"Günaydın Orhan, acelemiz var bizi havaalanına atıver kardeşim."

"Peki abi, merhaba yenge yolculuk nereye?"

"Amerika'ya gidiyoruz, Orhan Bey."

"Ne beyi abla, biz esnaf adamız, beylik bizim neyimize."

"Orhan muhabbeti kes zaten geciktik."

"Peki abi" diyen Orhan, Selami ve Serap'ı hızla havaalanına götürdü. Ucu ucuna yetiştikleri uçağa binmeyi başardıklarından rahat nefes aldılar.

Selami daha önce uçağa binmediği için tedirgindi. Serap da binmemişti ama ona göre daha sakindi. Cam kenarında oturup aşağıya bakacak kadar da cesurdu.

Uçak havalanırken Selami'nin sıktığı koltuk kenarları, isyan etmeye başlamıştı bile.

"Selami rahatla" dedi Serap. "Uçakla gitmek en az riskli yol. Uçak kazaları çok seyrek olur."

Selami biraz rahatlar gibi olmuştu. "Fakat uçak düşerse kesin parçamızı bile bulmazlar ama düşmez herhalde" diye devam eden Serap'ı dinleyince, eskisinden daha sıkı tutundu. Bir süre sonra hostes servise başlamıştı.

Selami'nin midesi altüst olduğundan bir şey istemedi. Serap meyve suyu alıp yudumlamaya başladı. Ara sıra camdan bakıyordu.

"Aaa bu bir kuş, hayır uçak, hayır bu Süpermen" dediğinde Selami korkusunu unutup camdan baktı.

"Hani nerede?"

"Selami saf olma, ne Süpermen'i ya. Korkun geçsin diye şey ettim. Sen de amma safmışsın."

Serap'ın kendisini kandırmasına bozulsa da, yeni evli olduklarından ses çıkarmadı. Biraz sonra Serap'ın camını dışarıdan birisi tıklattı. Serap şaşkınlıkla baktığında, Süpermen'in kendisine gülümsediğini gördü.

Bu sefer şok olan Serap'tı. Biraz önce şakasını yaparak kulağını çınlattığı Süpermen, üşenmeden gelmiş selam veriyordu. Süpermen'i hikayeye katmak için biraz kriptonit kullanıp tehdit etmem gerekti ama değdi bence.

Serap heyecanla Selami'yi dürttü. "Selami bak Süpermen."

"Yemezler güzelim, o bir seferdi."

"Valla bak, camdan dışarıda bize bakıyor."

"Uyumana bak canım, aynı numaraya bir daha düşmem."

Serap, Selami'yi ikna edemeyince camdan bir daha baktı. Süpermen kanadın üzerinde yürümeye başlayıp, en uca gelince kendini boşluğa bıraktı.

"Aman Allah'ım adam düştü" diye bağırdı Serap."

"Kim düştü, Süpermen mi? Bir şey olmaz adam uçabiliyor" diye cevap verdi Selami.

Serap bu detayı unutmuştu, Selami hatırlatınca kendi kendine güldü.

Balayı için gittikleri Miami'ye vardıklarında güneşin ve denizin tadını çıkaracağına yemin etmişti. Kore'yi ziyaretleri sırasında tatil yapmıştı ama havuzda geçen tatil gerçek denizin tadını vermiyordu.

Tadı biraz sidik gibiydi. Herhalde havuza çok işendiğinden olsa gerek diye düşündü. Denizse tuzlu bir tada sahipti. Televizyonda gördüğü kadarıyla Miami'deki kızlar yolda bile bikiniyle dolaşıyorlardı. Selami'nin gözlerine sahip çıkmasını tembihlemeyi düşündü.

Aksi halde Selami fıldır fıldır etrafa bakacaktı. Ağzının suyu akarak baktığı kızlardan biri Selami'ye pas verirs,e o kızın saçlarını kaptığı gibi Allah ne verdiyse girişecekti. Sonra polis gelirdi herhalde, dil bilmeden derdini anlatmak zor olduğu için nezarete atarlardı.

Günaydın Selami abi (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin