Bölüm 11

380 54 42
                                    

"Günaydın Selami abi."

"Hay Selami kadar taş düşsün başınıza. Yine kaçtı mı Selami, önüne gelene günaydın Selami abi diyorsun İlhan."

"Kaçmış Ragıp amca, böyle giderse bu kitap fazla dayanmaz."

"Sayın yazar, Selami'yi zapt etmezseniz bu kitap yürümez."

"Biliyorum Ragıp amca ama çakal herif, geçen bölüm beni kandırıp kaçtı."

"Senin de işin zor tabi, altı tane kitabı aynı anda güncelliyorsun. Kafanda bir sürü şey vardır."

Ragıp amca haklıydı. Bu kadar kitapla uğraşırken Selami'yi sürekli göz hapsinde tutamıyordum. Yardım almanın zamanı gelmişti. Yeni başladığım "Kiralık Dişler" kitabındaki merhamet nedir bilmeyen Sergei Sokolov'u çağırdım.

Kerata vampir olduğu için o kadar hızlıydı ki, daha ismini söylemeyi bitiremeden yanımda bitti. Görüntüsü bile Selami'yi korkutmaya yeterdi. İzbandut gibi iri yarıydı ve bakışlarıyla ölüm saçıyordu. O bir Kiralık Diş'ti. Elmas karşılığı her şeyi yapardı.

Tabi benim yazar olduğum göz önünde alınırsa, benden ücret istemeyeceğini biliyordum.

"Sergei sana işim düştü. Bir kaçağı bulup getirmeni, biraz da korkutmanı istiyorum."

"Sorun değil yazar sen elmastan haber ver."

"Benden ödeme yapmamı mı istiyorsun?"

"Para peşin kırmızı meşin, sana indirim yaparım yarı fiyatına olur."

"Benimle pazarlık etmeye çalışma, ben olmasam sen bir hiçsin. Dediğimi yapmazsan karışmam bir dahaki bölümde maymun ederim seni."

Sergei bana bir bakış attı ki, kanım dondu yemin ederim. Bir karakter bile olsa bakışlarındaki tehlike insanı geriyordu. İstediği ödemeyi yapmak benim için hayırlı olacaktı. Ne de olsa emek harcayacaktı, karşılık beklemesi normaldi.

"Tamam iş bitince ödemen hazır. Şimdi git ve yakala co."

"Hocam ayıp oluyor ama köpek yerine koydun beni. Seni bir ısırırım bir ay kıçının üstüne oturamazsın."

"Kusura bakma gaza geldim Sergei, sen dişlerini Selami'ye sakla. Haydi şimdi git yiğidim, yolun açık olsun."

Sergei Selami'nin peşine düşmüştü. Tek yapmam gereken arkama yaslanıp Selami'nin gelmesini beklemekti. Aaaah! Salak kafam, tabureye oturduğumu unutup arkama yaslandığım için düştüm. Bu kafayla nasıl kitap yazıyordum ben bile şaşırıyordum.

Morfiş de bir süredir ortalarda gözükmüyordu. Selami beklenmedik şekilde hızla gelişmiş ve Morfiş'e ihtiyaç duymamaya başlamıştı. Belki de morali bozulmuş işi asmaya karar vermiştir diye düşündüm. Dikkatimi Selami'ye odaklayıp gerisini kafamdan attım.

Daha yarım saat geçmemişti ki Sergei çıkageldi. Tek eliyle Selami'nin boğazına yapışmıştı. Selami'nin rengine ve altındaki ıslaklığa bakarak, istediğim gibi korkutulduğunu söyleyebilirdim. Boynunda iki diş izini görünce gülümsedim.

Sergei Selami'nin tadına bakmıştı, pardon kanının tadına bakmıştı. Asi karakterden geriye sadece A'sı kalmıştı. Zangır zangır titriyor, kurtulmaya çalışmıyordu bile.

Sergei'ye, Selami'yi biraz daha korkutmasını ve bana tabi olacağına yemin ettirmesini söyledim. Emri alan vampir Selami'yi kendisine doğru çekti. Aralarında en az yirmi santim boy farkı vardı. Farkı azaltmak için Selami'yi yukarı doğru kaldırdı.

Göz göze geldiklerinde Selami'nin gözünü kaçırdığını görmek büyük bir zevkti. Sergei onu kendine çevirdikçe, Selami farklı yönlere bakıyordu. Vampir ağzını açıp dişlerini gösterdiğinde, Selami'nin şakaklarından ter damlamaya başladı.

"Evet Selami görüşmeyeli nasılsın?"

"Gördüğünüz gibi çaresiz sallanmaktayım sayın yazar."

Şimdi sayın yazar olduk değil mi Selami, zoru görünce bir kibarlık sardı seni. Çakal! Ben yer miyim aynı numarayı. Sergei'den korkusuna havla desem havlardı.

Sahiden sallandığını fark edince gülmeden edemedim. Sergei ayaklarını yerden kesmişti Selami'nin. Keskin dişler boynunun on santim ötesindeyken Selami'nin cesareti gezmeye çıkmıştı.

"Bir daha kaçacak ve diğer karakterleri isyana teşvik edecek misin?"

"Tövbe haşa, bir daha asla. Sergei abiye söyleseniz de beni yere indirse. Yorulmuştur, yazık adama."

"Merak etme Selami, ben vampirim yorulmam" dedi Sergei. "Kanının tadı damağımda kaldı, yazar izin verirse biraz daha içeyim."

"Tabi dostum ne demek, Selami'nin kanı senin kemiği benim."

"Ama ama olmaz ki ama benim yerime karar vermezseniz memnun olurum."

"Canım ne olacak alt tarafı kan Selami."

Sergei benden onayı alınca dudaklarını yalayıp Selami'nin boynuna yumuldu.

"Kız yapma ayol gıdıklanıyorum, tahrik etme beni vampişcim."

Selami'ye bir haller oluyordu. Kısa devremi yapmıştı acaba? Kanı emildikçe huyu mu değişiyordu?

Sergei de emdiği kanda bir gariplik olduğunu anlamış gibi emmeyi bıraktı. Dudaklarını yaladıktan sonra iki serçe parmağını da yalayıp kaşlarını düzeltti. Selami adaleli kollarındayken, hissetmediği duygular gün yüzüne çıkmıştı.

Selami vampirin bakışlarından kıllanmıştı. G.tü kurtarmak için bir an önce o adaleli kollardan kurtulmalıydı.

Kim vurduya gitme endişesiyle bana yalvarmaya başladı. "Sayın yazar beni bu durumdan kurtarın ne isterseniz yaparım. Söz veriyorum, evimin erkeği, kitabımın karakteri olacağım."

Güzeeeeel, kıvama geldin Selami, eğer sözünü tutmazsan seni Sergei'nin adaleli kollarına geri gönderirim anladın mı?

Selami anladığını belirterek kafa salladı. Sergei'nin ödemesini yapıp kitabına geri gönderdim. Giderken bile arkasına bakıp Selami'ye göz kırpıyordu.

"Asi çocuk evine döndü demek. Hadi işinin başına dön, nalbur dükkânın seni bekler" diyerek dalga geçip işine gönderdim.

Selami hiç itiraz etmeden işine döndü. Dükkân toz içindeydi, bir süre temizlikle uğraşırken Selami'yi izledim. Şarkıda söylendiği gibi "O eski halinden eser yok şimdi..."

"Selami sana kayanın selamı var."

"Emredersiniz yazarım. Siz nasıl buyurursanız sayın yazarım. Siz ne derseniz o olsun saygıdeğer yazarım."

Ne oldu bu adama böyle, istediğimden daha fazla itaatkâr olmuştu. Numara yapıyor olabilirdi. Bir süre daha kızdırmayı denedim.

"Selami golf oynayacağız delik lazım."

"Nasıl isterseniz sayın yazar, ne lazımsa vereyim."

Yok aga bu böyle olmaz, eski hali gene daha iyiydi. En azından karşılık filan veriyordu. Böyle hiç zevkli değildi. Acaba kanını emdirirken fazla mı emdirmiştim.

"Selami senden memnun değilim, aklını başına topla yoksa seni kitaptan atarım."

"Peki efendim, elimden geleni yaparım. Karakterim size feda olsun."

Selami geri dön, eski güzel günlerimize geri dönelim. Atışalım, kapışalım yine eskisi gibi olalım diyorum. Alo, kime diyorum. Selamiiiiiiiiiiiiiiiiiiii.

Selami ortadan kaybolmuştu, yine kandırılmıştım. İki dakika önce bana sadık kalacağına söz vermiş olan Selami şimdi araziydi. Seni sefil fare, Sergei'yi peşinden bir kez daha göndereceğim. Hangi kitaba kaçarsan kaç seni bulup cezalandıracağım.

-Devam Edecek-

Yayımlanma Tarihi: 05.08.2015

Kelime sayısı: 887

Günaydın Selami abi (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin