Bölüm 7

414 62 27
                                    

"Günaydın Selami abi, nereye böyle?"

"Kore'ye gideceğim, hazırlık yapıyorum."

"Abi orası dünyanın öbür yanı."

"Bende dünyaya bir de öbür yandan bakayım dedim."

"İyi de Selami abi, sırf bunun için Kore'ye gidilmez ki."

"Sadece onun için değil tabi, Mert'i bulup hilelerini bana öğretmesini isteyeceğim."

İhsan Mert'in kim olduğunu bildiği için, "benim okuduğum Mert hile yapmıyor, sakın ona hile yaptığını söyleme."

Selami bu uyarıyı dikkate alacak mı, birlikte göreceğiz. Bilet fiyatlarının pahalı olması sebebiyle Selami iki kere düşünmek zorunda kalmıştı. İlk düşüncesi ne olursa olsun gitmekken, ikinci düşüncesi bu yolculuğun çok masraflı ve zahmetli olacağıydı. Düşünceler berabere kalınca, birilerine danışma düşüncesi ağırlık kazandı.

Morfiş'i arayıp buluşmak istedi. Ben Morfiş'in ne yapacağına çoktan karar verdiğim için endişeye kapılmadım. Hem neden endişeleneyim ki, o benim kitabımda bir karakter. İstersem öldürürüm, istersem süründürürüm.

Bu düşüncelerle tatmin olmuşken Morfiş ve Selami buluştular.

"Selam seçilmiş kişi."

"Selam Morfiş, sana danışmam gerekiyor."

"Ne olduğunu biliyorum, benim sana bir sürprizim var."

"Nedir Morfiş? Çok merak ettim."

"Senin Mert'e gitmene gerek yok, Mert buraya gelecek."

"Sahi mi diyorsun, heyt aslansın be."

"Benim sayemde olmadı, yazar ayarladı. Mert onun isteğini reddedemezdi."

Selami direk bana teşekkür edecek kadar beni kabullenmediğinden, "uçak parası çok tutacak, bütçe yetmez diye öyle yapmıştır" dedi.

Bu adam beni benden iyi tanıyor olabilir miydi? İlk baskı birkaç milyon tane satınca, kitaplardaki karakterlerin bütçelerini ve maaşlarını arttırmaya kendi kendime söz verdim.

"Neyse teşekküre gerek yok, sen Mert'i sinir etme yeter" dedim.

Selami duyduğu sesin, benim sesim olduğunu bildiği halde ıslık çalarak çevreye bakındı. Sanki nereden geldiğini merak ediyormuş gibiydi.

"Morfiş biraz kenara çekilin, Mert aranıza adım atarak mekânı dürecek. (Bakın: Üçüncü Göz) "

Morfiş'in geriye çekilmesi ile Mert'in aralarında belirmesi aynı anda olmuştu. Selami hayalet görmüş gibi korkup yere çöktü. Bir anda beliren Mert, Selami'nin yere düştüğünü görünce elini uzatıp kalkmasına yardımcı oldu.

"Merhaba Selami abi, ben Mert, memnun oldum."

"Be-be-ben de" diye kekeledi Selami. "Bu işin hilesini bana öğretir misin?"

Morfiş, Selami'nin kolunu çimdikleyip kulağına fısıldadı. "Bunlar hile değil, adam çok güçlü. Pişman olacağın şeyler söyleme."

"Özür dilerim Mert, beni öğrencin olarak kabul eder misin?"

"Yazar sana yardımcı olmamı söyledi ama önce senin ona tabi olduğuna emin olmalıymış."

"La havle!" çekti Selami, "Yani senden eğitim almak için yazarın k.çını mı yalayacağız?"

"Muhahahaha, denemeni görmek isterim Selami" dedim. Mert ve Morfiş bıyık altından gülmeye başladılar.

"Tamam yazar kişisi, her neredeysen oranın kralı olduğunu kabul ediyorum. Şimdi bana yardım etmesine izin verecek misin?"

"Bu ne biçim yalama? Hiç hissetmedim" diye itiraz ettim.

Selami gururunu bırakıp yalvarmakla, gururuna tutunup Mert'in öğretilerinden vazgeçmek arasında kalmıştı.

"Kararını bekliyorum, acele et, Yu-Mi şimdi Mert'i bekliyordur."

"Bu arada sayın yazar, bizim koltuk ne oldu? Ajanları kurtarırken kullandığım koltuk arazi olmuş."

"Mertcim, çekilen videoda ışınlanmış gibi göründüğünüzden, koltuk meşhur oldu. E-bay'de açık arttırmaya soktum. Biraz para gelirse senin kitabın bütçesini rahatlatırız. O kadar ajan çalıştırmak, Mavi Saray seti yapmak çok masraflı.(Üçüncü Göz)"

"Anlıyorum sayın yazar."

"Ama ben anlamıyorum, neden okumadığım yerlerden konuşuyorsunuz?"

"Selami benim kitabın bir önceki bölümünü oku, bize yetişirsin."

"Yazar bey" dedi Selami. Beklediğim yalvarma sahneleri geliyordu. Kendimi döner koltuğa bırakıp arkamı döndüm. Türk filmlerindeki sahneyi canlandıracaktım. –Hani bir zamanlar fakir ama gururlu bir yazar vardı. İşte o benim!-

"Ben vazgeçtim" dediğinde koltuktan düşüverdim. "Yalvarmayacağım, Mert'i geri gönderebilirsin."

"Hani NEO gibi olma hayallerin vardı, uçacaktın, kaçacaktın, s.çacaktın" diye vazgeçirmeye çalıştırdım.

"Yapacağım ama kendi kendime başaracağım. Bunu bir yazara boyun eğmeden yapacağım."

Bir an için kızdıysam da, aslında Selami ile gurur duyduğumu hissettim. İlk defa bir karakterim, karakterinin dışına çıkıp bana meydan okumuştu. Bunu başarmak için elinden geleni yapacağını da belli etmişti.

Onunla çatışmak yerine anlayış göstermeliydim belki ama gururum el vermiyordu. Verdiği ayağı da ben reddettiğimden bu iş asla kapanmayacaktı.

"Mert sen git istersen, Selami fikrini değiştirmiş. Seni de buraya kadar yorduk, kusura bakma."

"Önemli değil sayın yazar, zaten bir adımlık yer."

"Her taraf sana bir adımlık yer" dedim ve güldüm.

Mert Kore'ye adım attığında, Selami yeni bir şeyler keşfetmiş gibi gözleri parlıyordu. Sanki Mert'in bunu nasıl yaptığını anlamış gibiydi. Bu olamazdı değil mi? Ben ona böyle bir güç vermemiştim.

"Selami şimdi ne yapacaksın?"

Morfiş'e bakan Selami, "kendimi tanımaya karar verdim. O yüzden kitabımı tekrar tekrar okuyacağım" dedi.

"Böyle kendini tanıyamazsın, sen zaten kitapta yazılanları biliyorsun. Her gün yaşadığın şeyler."

"Öyle mi Morfiş, yazar benim konuşmalarıma yaptığı yorumları okuyacağımı bilmiyordu değil mi?"

Selami çok akıllıca bir şey bulmuştu. Eğer tüm kitabı okursa kendisi ile ilgili birçok şey öğrenebilirdi. Bunun olmasına izin veremezdim. Bu yüzden kitabı Wattpad'ten silmeye karar verdim.

"Hoşçakalın sevgili karakterlerim, hoşçakalın sevgili okuyucularım. Selami'nin kendisini keşfetmemesi için sizi feda etmek zorundayım."

-Devam edecek mi?-

Yayımlanma Tarihi: 14.07.2015

Bölümleri beğeniyorsanız, oy vermeyi ihmal etmeyin lütfen.

Kelime sayısı: 754

Günaydın Selami abi (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin