İstanbul'a geri dönüyorduk. Uçağı çok seven ben şu an nefret ediyordum.Çünkü cenazemiz vardı ve bende Yavuz da İdil de babam da hatta Çağlar da annem gibi bizde ölüydük ölüden bi farkımız yoktu o kadar boş gözlerlerle bakıyorduk etrafa.Sonra ilk iş mezarlığa gittik her şey o sıra nasıl gelişti hatırlayamayacak kadar acıyı yaşamıştım.İdil konuşmuyordu sanki konuşmayı unutmuş gibiydi Yavuz haberi duyduktan sonra İdil gibi bayılmıştı ama çok gec ayılmıştı ve hala daha çok hastaydı artık daha fazla acı çekmelerini istemediğim için çağlara seslendim.''Çağlar'' dedim.''Efendim abicim'' dedi.
''Çağlar çocukları al eve götür ben babamla biraz konuşup geleceğim.''''Tamam istersen gelip senide ben alayım pek iyi görünmüyorsun.''dedi.İyi değildim evet hem de hiç değildim.
''Ben kendim gelirim Çağlar merak etme beni sen bizimkileri götür yeter''.dedim.Çağlar başını ikna olmuş bir şekilde sallayıp arabaya doğru ilerledi.
İdil ve Yavuz Çağlar'ın arabasıyla gittiler gözden kayabolana dek onlara baktım.Sonra bakışlarımı babama çevirdim babamla artık açık açık konuşmalıydım.Babamın bir haftada çöktüğünü görebiliyordum her zaman bakımlı olan babam şimdi değildi saçın da tek tük beyaz saç vardı şimdi neredeyse kafasının tamamında vardı bir haftada bi insan böylesine değişebilirmiydi.Evet değişebirdi ve babam en güzel örneğiydi.
''Baba seninle konuşmak istiyorum'' dedim.
Babam da ne konuşacaksın ki benimle der gibi bi bakış attı.Boğazımı temizliyip konuşmaya başladım.
''Baba artık evine dön hep beraber yaşayalım artık babalık görevini yap ne olursun''
dedim ve Babamdan okkalı bi tokat yedim bu tokadı haketmişmiydim bilmiyorum ama bu sözleri söylemem gerekiyordu bir baba olduğunu ona hatırlatmam gerekiyordu ne annem ne babam doğru dürüst ilgi yoktu evde hep beraber oturup yemek yediğimiz bir günü bile hatırlamıyorum bu yüzden söylemek zorundaydım iş işten geçtikten sonra değil şimdi konuşacağım baba mı da kaybedemezdim."Baba söyleyeceklerim de yüzde yüz haklı olduğumu düşünüyorum bir baba gibi davranıp cebimize para koymakla baba olunmuyor.!"dedim.Sesimi istemsiz yükseltmiştim.Sonra hemen kontrol altına almaya çalıştım.
"Babalığı bana sen mi öğreteceksin daha ne istiyorsun yediğin önünde yemediğin arkanda nankör evlat."dedi.Kaşları çatık bir şekilde konuşuyordu.
"Ben bunların hiçbirini istemiyorum baba zengin olmak şan şöhret hepsi boş şeyler bizi mutlu etmiyor etmeyecek de biliyorum. Ben sadece evine dönüp bizi seçmen bizi koruman gerektiğinde bana ve kardeşlerime kızman bizim yanımızda olmanı istiyorum.Ama senin yerine ben kardeşlerimi koruyorum, ben kızıyorum, ben bir yerlere gittiklerinde izin veriyorum,ben seviyorum senin yapamadığın şeyleri ben yapıyorum baba sen ise bize sadece para veriyorsun değersiz kağıt parçasından başka bir şey olarak göremiyorum senin sayende parayı.Susma baba bir şeyler de çağır bağır yak yık ortalığı ama susma bir şeyler de ve yanımızda ol."
"Benim işlerimin başında olmam gerekiyor orayı size gözü kapalı ve en iyi şekilde vermeliyim."dedi.Sinirlenmiştim hemde fazlasıyla.Tekrar sesimi yükseltmiştim.
"Baba ben daha demin ne dedim sen ne diyorsun para senin gözünü doyurmuyor mu hala iş iş deyip duruyorsun istemiyorum para da iş de ."
"Kardeşlerine iyi bak Ömür onlar sana emanet benim şimdi gitmem gerek."dedi.
"Baba yalvarırım gitme ne olursun."!!
dedim ama babam çoktan arabasına binip gitmişti.Hiçbir şey diyemiyordum artık babama ben söylenmesi gereken her şeyi söyledim ama babam yine ve yine gitmeyi tercih etti.Arabama atladım çok sinirliydim hem de o kadar çok sinirliydim ki istemsiz arabayıda hızlı kullanıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAL
Teen Fiction"Hayallerimi biliyor musun?"dedi.Şaşırmıştım bana hiç hayallerinden bahsetmezdi ki O .Hep kendi içinde konuşur dışa vurmazdı duygularını.Benden cevap bekliyor gibiydi bende sorduğu soruya cevap verme gereği duyarak. "Hayır"diye yanıtladım ve başımı...