Jack benim en yakınımdı beni bulduğunda 19 yaşındaydım. Köle pazarında diğer kölelerle birlikte satılmayı bekliyordum. En son satıldığım yerde o kadar işkence görmüştüm ki yüzüm ve vücudum morluk ve yaralar içindeydi. Jack tüccardan iyi beslenmiş bakılmış bir kadın istemişti. Tüccar yanımda duran yaşları 12 ile 25 arası değişen kızları gösteriyordu. Jack kızları incelerken bana baktı göz göze geldiğimizde bana dikkatle baktı. Beni fark ettiğinde yüzüm kir ve yaradan gözükmüyordu bile o beni gösterip "O" dedi. Tüccar başta afalladı "Efendim o satılık değil" dedi. Jack cebinden çıkardığı iki altını tüccara uzattı ve "O olacak" dedi. Tüccar adamın neden zayıf ve yaralı bir işe yaramayacak bir kızı aldığını anlayamamış ama yaptığı karlı bir alış veriş olduğu için sesini çıkartmamıştı elimdeki en iyi kız bile iki altın etmezken o bir kırbaçta can verecek kadar zayıf ve hastalıklı kıza neden bu kadar para vermiş olabilir ki. Zaten içinden bana ne zaten bedavaya almıştım uzun gemi yolculuğuna katlanması bile mucizeydi demişti. İşte ilk Jack'ı o zaman gördüm keskin yüz hatları renkli gözlü uzun boylu sarı saçlı biriydi. Beni artık kimse almaz diye düşünürken tüccara bedelimin 6 misli para verip beni satın aldı.
***
Kapının sesiyle yerimden doğruldum. Hızla merdivenleri inip içeri girmekte olan Jack'e baktım. Ama yalnız değildi yanında sarışın renkli gözlü oldukça çekici bir kadın vardı.
Merdivenler inip yanlarına gittim. ''Emily kardeşim Lucy'le tanış.'' dedi. Tokalaştık gerçekten hoş bir kadın Jack ona kahvaltı sözü vermiş. Bugünde nöbetten çıkıp eve gelmişler. Jack mutfağa geçip dolaptan malzemeleri çıkarmaya başladı. Emily'le mutfaktaki sandalyelere kurulup Jack izlemeye başladık. Emily kasabanın yerlisiymiş burada doğup büyümüş. ''Ee Lucy alıştın mı kasabaya okula?'' Emily'nin sorusuyla ona döndüm. ''Evet yani sayılır.''deyip geçiştirdim.Emily benim konuşmak istemediğimi anlamış olacak ki yemek boyunca başka bir şey konuşmadı benimle. Kasabadan ve iş yerinden konuştular ben sadece arada başımı sallayıp tebessüm ettim. Kahvaltı bitince izin isteyip masadan kalktım. Jack yalnız gelmediği için dün partide olanları anlatamamıştım. Odama gidip üzerime kot ve tişört geçirdim ormanda yürüyüşe çıkacaktım. Bu kasabadan şimdiden sıkılmıştım Jack bile kendine arkadaşlık edecek birini bulmuştu bense saçma işlerle uğraşıyorum.
Jenny bütün hafta sonu telefon sapıklıgımı yapmış partinin ayrıntılarını öğrenmeye çalışmıştı. Jenny tatlı biri fakat bu ısrarcı yanı beni deli ediyor. Kapı çalındı gelen Jenny olmalı sabah arayıp alış verişe gideceğimi söylemiş ben daha tepki vermeden telefonu yüzüme kapatmıştı. Sitemkar bir şekilde ''Bir an kapıyı açamayacaksın sandım.'' dedi kapıyı açar açmaz salona yöneldi. Merdivenlerden inen Jack'i gördüğündeki yüz ifadesi gülmeme neden oldu. Yanına gidip ''Abim Jack hastanede çalışıyor. Jack buda okuldan Jenny .'' Jack ağır adımlarla bize doğru geldi. Jack 'a yaratık görmüş gibi bakan Jenny'i dikkatini toplaması için kolundan çekiştirmem gerekti. Jack çapkın bakışlarını Jenny'de gezdirdi şaşkınlığını atan Jenny sonunda ona uzatılan eli sıkmıştı. İçeri geçip oturduğumuzda bana iyice sokulup ''Bu kadar yakışıklı bir abin olduğunu bilseydim daha önceden gelirdim.'' diyerek kıkırdadı. Onun bu hali benim epey eğlenmeme neden oldu. Jack'a geç geleceğimi söyledikten sonra alış verişe gitmek için evden çıktık. Karşılaştığım manzara şaşırmama neden oldu kapıda onu görmeyi beklemiyordum. '' Hey Eric burada ne işin var yoksa Lucy'e mi geldin?'' düşüncelerimi bölen Jenny'nin söylediği cümle oldu. Beni görmeye gelmiş olabilir mi? Jenny'i başıyla onaylayıp bana döndü ''Seni ve abini bu akşam yemeğe bekliyoruz gelirseniz seviniriz.''Açık seçik bir tehtit vardı ortada Jack ve beni yemekte tuzağa düşürmek istiyorlar. Aklımdan bunlar geçerken Jenny '' Bişeyler içmeye gidiyoruz bize katılmak ister misin akşam ki yemeğin ayrıntılarını yolda konuşuruz.''dedi. Jenny ölümcül bakışlar atarken onun gözleri benim üzerimdeydi. ''Teşekkürler ama başka işlerim var. Buradan geçiyordum sadece yemeği söylemek için geldim.'' İtiraz istemeyen bir tonda Jenny'i kibarca reddetti bana dönüp '' Akşam için umarım başka planınız yoktur.'' dedi ukala bakışlar atıp gitti.
Uzaklaşınca Jenny bana imalı imalı bakıp ''Siz partinin olduğu akşam bahçede napıyordunuz?'' dedi. Şuan en son istediğim şey Jenny'nin beni sıkıştırması sorularıyla bunaltmasıydı. Onu geçiştirmeyi düşünüyordum ki son anda onun hakkında Jenny'nin ağzından laf alabileceğimi düşünüp ''bana ondan bahsetsene biraz.'' dedim. Jenny'nin gözleri parladı '' Bizim okulda bazı ortak derslerimiz var. Derslerde çok başarılı futbol takım kaptanı çok havalı. Bütün kızlar onun ilgisini çekebilmek için birbirini yiyor gel gör ki bizimki hiç birine yüz vermiyor.'' bu cümleleri sıraladı.''Peki bir kız arkadaşı var mı?'' Jenny bana bakıp göz kırptı ''Merak etme bu güne kadar hiç bir kızla ne görüldü nede adı duyuldu.'' dedi. ''Yanlış anlama öylesine sordum bana ne sanki ailesi falan var mı?''dedim.
Jenny bir kahkaha attı ''Belli hiç ilgilenmiyorsun. Babası belediye başkanı annesi şerif yardımcısı iki de kardeşi var bizim okuldalar ikisi de anlıyacagın kasabada sözü geçen bir aileye sahip"
Jenny'nin anlattıklarına bakılırsa kasabanın bütün ipleri onların elinde bu bilgileri Jack'a acilen anlatmam gerek ve tabi akşam yemeğinide söylemeliyim.
Jenny ile alış veriş yapmaktan vazgeçip bir yerlerde oturduk sona Tomy ve Bill de bize katıldı. Bu arada durumu özetleyen bir mesaj çektim Jack'e akşam yemeğine katılacağımızı söyledi.
Akşama hazırlanmak ve Jack ile durum değerlendirmesi yapmak için erken kalkıp eve gittim.