Parti gecesine göre bu ev gözüme daha farklı geldi. Daha sessiz ve fazla ıssız olan ev ormana yakın olduğu için de ürkütücü bir yanı var. Araba durduğunda Jack bakışlarını bana çevirdi. ''Unutma amaçlarını öğrenmek için buraya geldik. Kışkırtmaya çalışacaklardır sakin ve mantıklı hareket et.'' sadece başımı sallamakla yetindim. Bu durum canımı sıkıyor konsey bize burada yaşayan bir aile olduğunu söylememişti. Bu işte mide bulandıran şeyler var.
Kapıyı orta yaşlarında bir kadın açtı. İnsan bir çalışanlarının olması ilginç diye içimden geçirirken kırklı yaşlarının ortasında bir adam salonda bizi ayakta karşıladı yanında ise uzun boylu sarışın renkli gözlü güzel bir kadın. Adam elini Jack'a uzattı "Adınızı çok duydum ama tanışma fırsatımız olmamıştı. Ben Alson Gjoni bu da eşim Margaret" Duyduğum soy isimle bir an duraksadım soylular ...
Adam bana dönüp ''Merhaba küçük hanım'' dedi ve nazik bir şekilde havadaki elimi öptü. Yüz ifademden şaşkınlığımı anlamış gibi soğuk bir gülüş yerleştirdi yüzüne. Yemeğe geçtiğimiz sırada onu Eric'i gördüm yanında uzun kızıl saçlı bir kız ve yapılı vücutlu kumral mavi gözlü bir çocuk vardı Jenny'nin bahsettiği kardeşleri diye içimden geçirdim. Alson "Çocuklarım Anna, Arthur ve Eric" diye kısaca tanıştırdı. Yemek sessiz ve bol kötü bakışmalarla geçti. Yemek sonunda Alson Gjoni ''Yemekler bittiğine göre rahat konuşabileceğimiz toplantı odasına geçelim'' dedi. Ve hep birlikte ayaklanıp toplantı odasına gittik. Jack'a baktığımda benden gözlerini kaçırması canımın daha çok sıkılmasına neden oldu bu kasabada soylu bir vampir ailesi varsa neden görevlendirildik. Neden bu sorunu onlar halletmedi de konsey bizi yolladı buraya. Büyük yuvarlak masanın etrafına toplandığımızda Alson Gjoni Jack'ı baştan aşağı süzdü."Geliş nedeniniz nedir?" dedi.Bu konuşmanın gideceği nokta hiç iyi gözükmüyordu Jack boğazını temizleyip konuşmaya başladı "Konsey tarafından görevlendirilerek buraya geldik bunu biliyor olmalısınız." dedi."Evet fakat hangi görev arkasına sığınarak benim topraklarıma geldiniz."
Jack önce bana sonra elindeki bardağa bakıp "Sizin topraklarınızda insan ölümleri arttı ve konsey denetleme için bizi yolladı eğer topraklarınıza sahip çıksaydınız insan ölümleri göze batmazdı ve bizde gelmezdik." dedi. Alson ciddi yüz ifadesini bozmadı "Konsey size yanlış bilgi vermiş. Çünkü burada insan ölümleri olmuyor denetleyecek bir durum yok geldiğiniz yere dönmeniz sağlığınız için iyi olur."dedi.
Jack ayağa kalktı bende huzursuzca oturduğum yerden kalktım. Jack "Tekrar görüşeceğiz" dedi bulunduğumuz odanın hızla çıkışına yöneldi bende peşinden gittim. Arabaya binerken eve son kez baktım Eric verandada durmuş bizi izliyordu bakışlarımız buluştuğunda hızla arkamı dönüp arabaya bindim.
Eve geldiğimizde Jack çok sinirliydi bu halde ona yaklaşmam yada soru sormam mantıklı değil ama sormam gereken sorularım var. "Jack bu ne demek konsey bize neden burada soyluların yaşadığını söylemedi? " Jack elini havaya kaldırıp susmam için işaret etti. Jack'ın sorularıma cevap vermeyeceğini anlayınca yukarı çıkıp kendimi yatağa bıraktım.O gün okula geç gittim yemekten sonra Eric veya kardeşleriyle karşılaşmak istemiyorum. Bana kalsa okula hiç gitmek istemiyorum ama Jack gitmem gerektiğini dikkat çekeceğini söyleyerek beni mecbur bıraktı. Yemekle ilgili Jack ile hala konuşamadık daha doğrusu Jack sanki konuşmamak için benden kaçıyor gibi. Ne zaman soru sorsam konuyu değiştiriyor. Onun benden bir şey sakladığını biliyorum Jack'ı o kadar iyi tanıyorum ki bu halleri beni korkutuyor. Normalde her şeyi bana anlatan fikrimi soran Jack şimdi neden kapalı bir kutu gibi bir anlam veremiyorum.
Derste Erik yoktu okula gelmediğini düşündüm Anna ve Arthur ise tüm gün beni izleyerek geçirdiler. Onların bakışlarından ne kadar rahatsız olsam da Jack ile konuşmadan bir tepki vermek istemiyordum. Tarih dersi ikişerli gruplar halinde ödev aldık Jenny ''Çıkışta okul kütüphanesine gidelim. Ödev bitince çıkıp bir yerlere gideriz.'' dedi. Eve gitmek istemediğim için bu seçenek cazip geldi. Son bir ders vardı Eric sınıfa girdi bu saatte kadar neden gelmediğini merak ettim. Ders boyunca ona baktım ilginç biriydi merak uyandıran biri... Bir kez bile bana bakmamıştı oysa kardeşleri gibi beni gözleriyle öldürmesini beklerdim.
Zil çaldı Jenny ve Tomy yanıma geldi. Tomy gergin görünüyordu '' Hadi gidelim ne kadar erken biterse o kadar iyi olur şu ödev işi''dedi Jenny onun bu haline gözlerini devirdi. Kütüphanede pek kimse yoktu hızla ödeve başladık. Ama bir türlü bitiremedik Tomy sıkıldım ben kapalı alanlarda bu kadar duramam yok yapamam edemem diye ne ödev yaptı nede bizim yapmamıza izin verdi. En sonunda pes ettik Jenny bilmem ama o kütüphanede biraz daha Tomy'a kalsaydım kafasını koparabilirdim.
Tomy dışarı çıkar çıkmaz ruh hali değişti "Kızlar söyleyin bakalım nereye gidiyoruz" az önceki suratsız sürekli söylenen çocuk gitmiş sanki başkası gelmişti. Jenny omuz silkip " Ben eve gidiyorum sizi bilmem seninle biraz daha aynı yerde durursam kusabilirim" dedi. Tomy "Sen istedin diye ben geldim ama kütüphaneye sen neden benimle gelmiyorsun? Hem oturup birşeyler içeriz gerginliğini alır." onların bu haline gülmeden edemedim. Tomy'le birbirlerinden hoşlanıyorlar ama bir türlü açılamıyorlar. Ah bu insanlar bilselerki kısacık ömürleri göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor böyle olurlarmıydı merak ediyorum. "Ben eve geçiyorum Jack merak eder Jenny siz gidin hem eminim Tomy kütüphanede yaptıklarını telefi edecektir" dedim ve Tomy göz kırptım oda Jenny'den olumlu yanıt almak için masum masum ona bakmaya başladı. Jenny "peki maden olur" dedi ve bana gözlerinin içiyle güldü. Onlara el sallayıp oradan uzaklaştım.Keyifli okumalar...