Otostop

149 11 9
                                    

Bölüm Müziği: Skylar Grey-Winter In Me

Çocuk bana doğru ilerlediği sırada yara bandı kutusundan bir yara bandı çıkarttı ve açtı. Elime uzandığında elimi uzatıp bandı nazik bir şekilde yapıştırmasına izin verdim. Yüzüne baktığında canımı yakmak istemeyen bir hali olduğunu oldukça net bir şekilde fark edebiliyordum. Gözlerindeki yeşilin gizemli tonuyla birleşen gülümseyişinin mükemmel olduğunu itiraf etmeliyim.
Yaramın üzerine yapıştırmış olduğu kurukafalı siyah beyaz bandı görünce gülümsedim. Kutudan bir tane daha bant çıkardı ve tek dizini yere koyarak diğer dizini büktü. Bandı yapıştırmak için açtığı sırada ben de eteğimin açılmasını önleyerek aynı şekilde yere çömeldim. Hafif bir iniltiyle yüzümü buruşturdum. "Ne yapıyorsun sen? Daha fazla kanamaya başladı."
"Sorun değil ben halledebilirim." diyerek banda uzadım. Elini geri çekti.
"Yaranın daha fazla mikrop kapmasını istemiyorsan ayağa kalk lütfen." dediğinde dizime baktım ve yaramın soğuk zeminle temas ettiğini gördüm. Ayağa kalkıp bandı özenle yapıştırmasını seyrettim. İşini bitirdiğinde o da ayağa kalktı. "Tamamdır." demesi üzerine içten bir tebessümle karşılık verdim. Kısa bir sessizlikten ötürü hissettiğim gerginlikle sol elimle sağ dirseğimi ovuşturdum.
"Artık daha iyisin değil mi?"
"Evet. Teşekkür ederim."
"Rica ederim."
"Acaba şu yardım sever insancığa isminizi bahşedebilir misiniz güzel ama sakar bayan?"
"Sakar mı? Sensin o."
"Evet. Fark edemedim, kendi ayağıma takılıp düştüm. Af edersiniz. Yanlış kelimeler kullanıyorum hep. Belki de 'geveze ve patavatsız' demeliydim?"
"Belki de laf yetiştirmek yerine biraz daha anlayışlı olabilirsin."
"Belki de. Ama hala adını söylemedin. Dünya üzerinde senin gibi insanlara çok nadir rastlandığını duymuştum."
"Teşekkür ederim." deyip 32 diş sırıttım ve adımı söyledim. "Adım Ilgın. Senin?"
"Koray." dedi ve gülümsedi o da. Gülümsemesini dudaklarından almadan devam etti.
"Hakaretimi iltifat kabul edebilme yeteneğine sahip olduğunu bilmiyordum. Bilseydim daha güzel şeyler söylerdim."
Allah'ım yardım et! Aptal durumuna düştüm resmen. Lütfen yer yarılsın ve içine gireyim. Koray bu halime kahkahalarla gülerken ben hala utanmakla meşguldüm. İnanmıyorum. Yazık ban yaa. Kendime acıdım resmen. Koray da halime acımış olacak ki gülmeyi kesip konuyu değiştirdi.
"Daha önce görmemiştim seni. Yenisin galiba?"
"Evet. Nerden anladın?"
"Çünkü daha öne hiç böylesine sakar, sulu göz ve dikkatsiz bir kızla karşılaştığımı hatırlamıyorum."
Ee yuh yani. İlk günden sakar damgası da yedim. Güçlükle dudaklarımı araladım ve kendimi sonunda savunabildim. "Evet, dikkatsiz olabilirim ama sakar değilim ben. Hem sulu göz olduğumu düşündüğüne de inanmıyorum. Pişman olacaksın bu söylediklerin için." Evet birazcık sakardım ama çok değil yani ayağıma takılacak kadar sakar olabilirim... Sanırım birazcık sakardım işte. Ama asla sulu göz değildim. Annemlerin ölümünde bile güçlü durabilmiştim. Fakat şu an ağlamamın tek sebebi Deniz'di. Deniz ve aptallıklarım.
"Tamam, sinirlenme hemen. Sınıfına bırakmamı ister misin?"
"Hayır teşekkürler. Yeterince yardım ettin. Sanırım yürüyebilirim." dedim ve yürümeye başladım. Birkaç adım atıp sendeleyince kolumda bir el hissettim. Başımı çevirdiğimde Koray olduğunu gördüm. Sesini incelterek "Hayır teşekkürler. Sanırım yürüyebilirim." dedi. Dirseğimi karnına geçirince gülmeye başladı. Allah'ım bir insana gülmek bu kadar yakışabilirdi. Ağzım ayrık bir şekilde Koray'ı izlerken kulağıma eğilip "Ağzını kapa ağzını." demesiyle utançla başımı eğdim ve sınıfa doğru yürümeye başladık. Sınıfın önüne geldiğimizde durup birbirimize döndük. Koray'la bakışmamız arkadan tanıdık bir sesin böğürmesiyle son buldu.
"Ilgın! Tanımadığın birinin yanında ne arıyorsun? Daha geçen teneffüs uyardım seni. Hiç akıllanmayacak mısın?" diye bağırarak yanımıza geldi. Benim de tabi götüm tutuştuğu için telaşla Yankı'ya olanları anlatmaya başladım. "Yankı bak düşündüğün gibi değil. Ben düştüm, yürüyemeyince de sınıfa kadar eşlik etti." diye açıkladım. Yankı'nın yüzünde gözle görülür bir yumuşama gördüm. Yine de sinirle Koray'a bakınca şaşkınlıkla "Koray?" dedi. Koray da aynı şekilde "Yankı?" deyince ne oluyor der gibi bir Yankı'ya bir Koray'a bakmaya başladım. Yankı "Vay kardeşim senin ne işin var burda?" diyerek Koray'a sarılınca şaşkınlıktan gözlerimi pörtlettiğim için neredeyse gözlerim çıkacaktı. Yankı ve Koray kendi aralarında sohbet ederken ben hâlâ gördüğüm şeyi idrak etmeye çalışıyordum. O sırada yanıma Eymen geldi ve "Bunlar ne zaman tanıştılar da bu kadar samimi oldular?" diye sordu. Eymen de ağzı ayrılmış bir şekilde hararetli konuşan çifte bakıyordu. "Hiç bir fikrim yok." dedim.
Daha fazla bu duruma katlanamayarak "Heey siz nerden tanışıyorsunuz?" diye sorunca ikisi de bana bakıp sırıttı ve aynı anda "Tatilden." diye cevap verdiler. Koray "Odalarımız karşılıklıydı. Sürekli karşılaşınca Yankı birazcık tatsızlık çıkardı ama sonradan beraber takılmaya başladık." dedi ve Yankı ekledi. "Birlikte süper kız kesiyorduk." Eymen lafa atlayarak "Niye siz katil misiniz?" deyince ben gülmeye başladım. Koray ve Yankı ise Eymen'e öldürücü bakışlar atıyorlardı. Eymen'i bu durumdan kurtarmak için güçlükle dudaklarımı birbirine bastırıp "Hadi zil çaldı. Sınıfa girin." dedim ve Eymen'i sınıfa itekledim. Koray ve Yankı'ya dönerek "Özleminizi öbür teneffüs giderirsiniz. Ve birlikte neler yaptıklarınızı bana anlayacaksınız." deyip sınıfa girdim. Sonra aklıma gelen şeyle tekrar koridora çıkarak Koray'ın arkasından "Her şey için teşekkürler hero!" diye bağırdım. Koray bana dönüp muzipçe gülerek "Ne demek her zaman." dedi ve göz kırptı. Arkasını dönüp ilerlemeye başladığında ben de sınıfa girdim tekrardan ve sırama geçip oturdum. "
Neredeydin kızım sen?" duyduğum sesin sahibine döndüm. Daha yeni tanışmış olmamıza rağmen gerçekten endişelenmiş görünüyordu. Elimi ve dizkapağımı göstererek "Düştüm." dedim.
"İnanmıyorum Ilgın. Altı üstü bir tuvalete gideceğim dedin. Ama şimdi... Nasıl becerdin, cidden merak ediyorum?" dedi Mavisu karşılık olarak.
"Ayağım takıldı işte." derken sözümü kesti ve kısık sesle "Kızım nasıl bir sıçma fantazin var?" dedi. Bunun üzerine kendimi yine tutamayarak büyük bir kahkaha attım. "Mavisucuğum tuvalete düşmedim. Koridorda düştü, saf kızım benim." dedim ve gülmeye devam ettim. "Oha mavi sucuk ha? Ben de mor istiyorum. Mor sucuk is everywhere!" Eymen'ın ne zaman yanımıza geldiğini umursamayarak anlamayan gözlerle ona döndüm ve "Mavi sucuk ne alaka ya?" diye sordum. "Sen biraz önce 'Mavisucuğum' demedin mi?" demesiyle hep birlikte yine kahkahalara boğulduk.
Derslerin sıkıcı geçmesiyle birlikte Yankı ve Koray'ın saçma tatil anılarını dinlemek zorunda kaldık. 'Tatil anılarınızı bana anlatacaksınız!' nedir ya? Hay dilimi eşek arısı soksaydı da demeseydim.

Her Şeye Rağmen: BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin