4.Bölüm "Pars Kıratlı"

646 68 45
                                    

"Nefes aldığınız müddetçe insanlar sadece sizin bedeninizi terk edebilirler. Unutmayın, ruhunuza el değmiş her bir nefes ilelebet zihninizin bir köşesinde var olmaya devam edecektir. Asıl dram kendi kendinizi terk edemeyişinizdir. Bedeninizden vazgeçebilir,hayatınıza sözde son verebilirsiniz ama ruhunuzdan kopamazsınız. Ruhtur bedeni bir surete büründüren ve siz, evet yalnızlığa bedenini hapseden hepinizi kast ediyorum ki ruh bedenden ayrılsa bile siz ruhunuza dokunan o kimseyi unutmayacaksınız..."

Durdu Gece,satırlardır tuttuğu nefesini sakince havaya üfleyip kitabın kapağını sertçe kapattı. Elinde tuttuğu bu sayfalar onun benliğini fısıldıyordu adeta ve ilk kez korktuğunu hissetti. Elini kalbinin üzerine koydu, sahi ne zamandır bu kadar derinden hissetmişti kalbinin atışlarını? Cevabı çocukluğuna sıkışıp kalmış gibiydi, öyle ki dudaklarından dökülmek nedir bilmiyorlardı. Başını salladı iki yana,belki kafasında dönüp duran kelimeleri buhar etmekti amacı ama olmuyordu. Derin derin soluklandı Gece bunun üzerine,kitabı koltuğun üzerine fırlatıp salonda voltalamaya başladı. Aklı ise çoktan bulanmış ve karmakarışık oyunlar yeniden çıkagelmiş görünüyordu.

Yıllar evvel bir sokak faresi gibi köşeye sıkıştığı bir gece banyo dolabından kendisine göz kırpan jileti parmaklarının arasında gezdirdiğini anımsadı. Bu ucuz hayatından ve acınası bedeninden vazgeçmek üzereydi,tereddütsüz yapacaktı bunu. Gözyaşlarıyla yüzünde uzun çizgiler bırakan siyahlıkların ardından kızarmış gece karası gözlerini gördüğünde içine düştüğü çaresizlikten daha da nefret etmişti o gece. Parmaklarının arasında gezdirdiği jileti bileklerine yaklaştırdığında nefesini tuttuğunu anımsıyordu. Düşündüğü tek şey gideceği karanlığın içinde ne yapacağı değil de ölü bedenini bulduklarında ardından ne söyleneceğiydi. Ya da o bedenin nasıl bulunacağıda merak ettiği bir başka noktaydı nitekim. Ucuz bir apartman dairesinin kırık dökük fayanslı banyosundan gelen kokulara dayanamayıp kapıyı mı kırarlardı yoksa birileri yokluğunu merak edip ihbar mı ederdi bilemedi ama bu sahneler o an için içine düştüğü acınası durumdan daha da aşağılık gelmişti Gece'ye. Ve o an vazgeçti bedeninden,jileti lavaboya fırlatıp ayağa kalktı. Gece, bedeninin içindeki güçlü ruhuna tutunup devam edebilirdi,farkına varmıştı ve yüzündeki siyah yolları temizleyip sıkı sıkı sardığı saçlarını açtı. Yorgun görünüyordu ama hala güzeldi, insanın içini ürpertecek kadar güzeldi hemde ve yola devam etmek için bedeninin aynasına ihtiyacı vardı. Yolunu görmesi gerekti, bu onun ilk girişimi değildi ve bir daha aynı ateşle tutuşmamak için o geceyi yaşanmamış saymaya karar vermişti.

Şimdi ise okudukları onun anılarını deşiyor ve unutmak için çabaladığı her ne varsa bir bir önüne sürüyordu. Gözleri hırsla parladığında kendini ışıkların altında çıplak kalmışcasına savunmasız hissettiğini fark etti. Daha fazla beklemenin bir manası yok gibi görünüyordu nitekim içinde merakla uyanan tüm duyguları sadece Pars Kıratlı'yı fısıldıyordu kulağına. Adamın tüm bunları tıpkı kendisini okuyormuşcasına nasıl yazdığını, ne düşündüğünü hatta ne yaşadığını delicesine merak ediyordu.

Kolundaki saate baktı,gece yarısını geçmiş görünüyordu ama sorun edeceği son şeydi bu. Hızla kapıya yönelip apartmana çıktı ve kaldığı kattaki tek komşusu olan kadının kapısını tereddütsüz çalıp beklemeye başladı. Ara sıra adımları yalpalasa da kapının pervazına tutunup beklemeyi sürdürdü. İçeriden gelen televizyon sesi evdekilerin uyumadığını gösteriyordu ve bu kez çalışı sinirle perçinlenip daha sert bir hal almıştı.

Dakikalar sonra kadın Gece'nin ısrarlı tavrına yenilip korkarak araladı kapısını. Elleri uzun geceliğinin yakasını sıkı sıkı kavramış ve gözleri şaşkınlıkla Gece'nin üzerinde geziyordu. Bu her ne kadar Gece'nin alışmış olduğu bir manzara olsa da kendine dönüp baktığında keşmekeş bir kadından daha fazlasını görmüyordu,dolayısıyla ürkütücü bakışlarının haricinde kendisinden neden bu denli korktuklarını çözemiyordu. Kendiyle didişmeye bir son verip bakışlarını yeniden adını öğrenmeye bile tenezzül etmediği kadınla buluşturduğunda bir an neden geldiğini tarttı zihninde. Boş bakışları yüzünü karartırken bulanık zihni fırtınadan sonra yeniden sakinleşen sahili anımsatır gibi yavaş yavaş yerine gelmeye başladı.

Sahipsiz Yollar ÇıkmazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin