5. BÖLÜM: TANRI VE İNSAN

36.8K 2.5K 838
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


LÂDEN

5. BÖLÜM: TANRI VE İNSAN

Bölüm Şarkısı: The Neighbourhood - A Little Death

🌁

Hayat bir anlaşmaydı Tanrı ve insan arasında yapılan. İtaat ve zikredilme karşısında, cennet vadedilmişti insanoğluna. Ve inkâr, anlaşmadan cayma, cehennemle ödetilirdi.

Peki insan kimdi ki, insanla anlaşma yapıp ona bir şey vadedebiliyordu? İnsanın ne cenneti ne cehennemi vardı. İnsanlar ne cennetten ne de cehennemden olmayan şeylere nasıl da böyle tamah ediyordu? Para cehennemden miydi, cennetten miydi, ben hangisinin kölesi olacaktım, bu esaretin sonunda kaçabilecek miydim, bilmiyordum.

"Beni kırmayıp ofisime kadar eşlik ettiğin için çok teşekkür ederim Lâin," dedi Veli Tüfekçi, üzerindeki takımın ceketini çıkartarak geniş odadaki büyük masanın arkasına geçerken. Siyah deri, döner sandalyeye oturdu ve eli ile bana sandalyenin önündeki berjerlerden soldakini işaret etti. Berjerler siyah ve deriydi. Oda fildişi rengine boyanmıştı. Bir duvar boydan boya ahşap kitaplıklarla donatılmış, kitaplıkların önünde geniş bir masa ve berjerlerden başka bir şey yoktu. Masanın üzerinde birkaç dosya ve kalem dışında hiçbir şey yoktu. Bu ofiste kirli işlerin döndüğüne yemin edebilirdim ancak bir filmin içinde değildik.

"Bu arada, Lâin ne anlama geliyor?"

Gösterdiği berjere çökerken gergince parmaklarımı çıtırdattım ve sesli bir soluk aldım. "Lanetlenmiş, demek. Şeytanın takma isimlerinden biridir."

Veli Tüfekçi'ye baktım, kaşlarını hafifçe çatmış ve parmaklarını birbirine geçirdiği ellerini masanın üzerine yaslamıştı. "Bu ismi sana baban mı koydu?" Diye sordu, başımı salladığımda kaşları daha çok çatılmıştı. "Neden?"

"Ona göre kız çocuğu olmak bir lanetti, ben de lanetlenmiştim," dedim sakince. "Ortaçağ zihniyeti."

"Sen adınla seni damgalamasına rağmen baban için çok şey yapıyorsun," dedi sakince. "İyi bir evlatsın, Lâin."

Teşekkür etmedim, itiraz ya da kabul de etmedim. Sadece gözlerine baktım. Benden ne istiyordu, bana ne verecekti, neler olacaktı söylemesini bekliyordum.

"Ben buraya sizinle muhabbet etmeye gelmedim, bildiğim şeyleri dinlemek istemiyorum," dedim geriye yaslanırken. Sesli bir soluk aldım. "Teklifinizi duymak için geldim."

"Bildiğin şeyler mi?" Hafifçe güldü. "Oysa ben kendini babana borçlu hissettiğin için bunları yaptığını düşünüyordum."

"Borçlu değilim, alacaklıyım," dedim sakince. "Teklifiniz?"

LÂDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin