Tektim bir odada.
Yalnızlık uğradı ansızın yanıma.
Cama bir taş geldi.
Baktım dışarıda kimse yok.
Gözlerin geldi bir an aklıma.
Hüzün çöktü yüzüme.
Dalıp dalıp gidiyorum başka düşüncelere.
Şu an kelepçeli suçlu gibiyim.
Nereye götürsen oraya gelirim.
Yitirdim sana olan sevgimi.
Gittikçe büyüyor gönül yaram.
Sessizlikten irkildim.
Korku ile sığındım bir köşeye.
Buz gibi esen rüzgar ellerimden tutmuş.
Vadesi dolmuş bir ölüyüm.
Kanlı bıçaklı oldum aynalara.
Güllerin üzerinde ki su damlaları gibiyim.
Kayıyorum yavaş yavaş aşağıya.
Kuşlar gibi ötüyorum.
Cik Ciklemem senin adınla.
Suskunluğum yakıyor gülüşümü.
Ağır geliyor yapraklarım.
Deliler gibi kendi kendime gülüyorum.
Ansızın çalan kapı içimi ürpertiyor.
Öksürük sesleri rüyalarımda beni boğuyor.
Gözlerin önümü kesiyor.
Nereye der gibi.
Şehir iyice sessizleşiyor.
Kararıyor ansızın hava.
Tanımadığım sesler yükseliyor.
Papatyalar gibiyim.
Her papatyada farklı sayıda yaprağım.
Gülüşün sessizliğe bürünmüş sanırım.
Duyamıyorum artık sesini.
Yoksun biliyorum artık.
Yoksunnn..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA UZAK KADER'İM
PoetryHa yarın. Ha bu gün. Ha dün. Çekilen çekiliyor elbet bir gün. Yılların çokluğu avutsa da günlüktür her yıl. Göz gözü görmüyor. Ard arda gelen mutsuzluk sisinde. Emri vaki yapılır mı yalnızlık deryasında!? Toprağın bile rengi, cinsi var iken. Ne bekl...