KM-4

68 11 3
                                    

Sabah annemin sesiyle maalesef! Uyandım
" Kızım hadi uyan bak geç kalacaksın"
" ya anne beş dakika daha" diyerek yarım yamalak konuşmaya çalıştım.
"Eylül ne beş dakikası zaten senin yarım saat önce kalkman gerekiyordu şimdi kalkar mısın hadi!" Diyerek sesini yükseltti. Ama hâlâ kalkmak istemiyordum. Sanki yatak bir metaldi, yorgan mıknatıs ve bende arasında kalmış zavallı idim.
" tamam kalkma bende kendi yöntemlerimle kaldırırım!" Diyerek fazla tehdidvari konuştu. Hayır hayır! En son kendi yöntemleri ile kaldırdığında başımdan aşağı buzlu su dökmüştü. Buna dayanamam. Hayır! Diye bağırarak yataktan kalkıp banyoya koştum. Annemin zafer gülüşlerini duyuyordum. Ama aldırmayarak günlük işlerimi halledip giysi dolabıma yaklaştım. Hemen okul kıyafetlerimi giydim ve saçlarımı yapmak üzere makyaj aynamın başına geçtim. Bu sefer farklılık olsun diye saçlarımı at kuyruğu yaparak topladım ve yüzüme hafif renk gelsin diye allık ve parlatıcı sürdüm. Bugün bir istisna yapabilirdim. Daha sonra koşarak aşağı annemin yanına indim.
"Eylül, tava da peynirli omlet var canım onu tabağa koyup masaya götür bende çayları koyayım. "
"Tamam o iş bende " dedim ve espirilj bir biçimde asker selamı verip tavadan omleti çıkarmaya gittim. Peynirli omlet sanırım vazgeçilmezimdi. Küçüklüğümden beri çok severdim. Hemen masaya koydum ve o sırada annemde çaylarla birlikte masaya gelmişti. Kahvaltımı hızlı yapmam gerekiyordu. Bu yüzden nerdeyse hepsini ağzıma tıkadım. Bugün okula yalnız gidecektim. O yüzden annemin yanağından öpüp çantamı aldım ve Siyah Converselerimi giydim.
"Anne! Ben çıkıyorum öptüm"
"Tamam canım! iyi dersler" diye içerden bağırdı o da . Kapıyı kapatıp dışarı çıktığım an soğuk hava yüzümü yaladı. Aldırmayarak hızlı adımlarla otobüs durağına doğru ilerledim. Yaklaşık 5-10 dakikalık yürümenin ardından nihayet duraga varmıştım. E tabi okulda herkes özel şoförü ya da taksi ilr geldiği için benim gibi geç kalıp zahmet çekmiyor züppeler. Yine beş dakikalık beklemenin ardından otobüs geldi akbilimi basıp hemen arka koltuklardan birinde oturdum ve başımı cama yaslayıp yolu izledim. Yanımda bir hareketlilik hissettiğimde kafamı çevirdim ve bunun ece olduğunu gördüm. Doğru ya o da bursluydu. Ve benden 2-3 durak sonra binmisti demek ki evlerimiz yakın buna sevindim.
"Günaydın " dedi tatlı sesiyle bende hemen "Günaydın" diyerek karşılık verdim.
" evlerimiz yakın sanırım"
"Evet ben de senden iki-üç durak önce bindim" diyerek yanıt verdim. Böylelikle konuşarak yolculuk bitti ve inip okula doğru yol aldık. Artık dün ki gibi herkesin gözü bende değildi yine arada bir iki kişi bakıyordu buna sevinmiştim. Eceyle sınıfa girdiğimizde dün oturduğum yerin dolu olduğunu gördüm. Bir dakika demirin yanında ilk gün gördüğüm kızıl saçlı kız oturuyordu. O an baya Şaşırmıştım. Ama bozuntuya vermedim. Demek ki Sürtük! Tipli bizim sınıftaydı. İçimdeki sedi susturup ecenin yanına geçtim. Öğretmen gelince ders başladı fakat pek dinlediğim söylenemezdi. Teneffüs zili çalınca eceyle birlikte kantine gittik.
"Eylül bak seni bizim çocuklarla tanıştırayım gel" diyerek beni yanına çağırdı bende en azından bir kaç arkadaşım olsun diye başımı sallamakla yetindim. Ece ilerde 5 kişilik bir gruba el salladı ve içlerinde ayaz da vardı açıkçası buna Şaşırmıştım. Ece en neşeli sesiyle
" selam çocuklar sizi eylül ile tanıştırcam" diyerek direk konuya girdi. Ben hemen kendimi tanıtım
"Merhaba ben eylül" esmer Kıvırcık saçlı bir kız hemen elini uzatıp
"Bende merve tanıştığıma memnun oldum" diyerek içten hissettiğim bir gülümseme gösterdi.
"Bende Atalay kanka Naber" kumral uzun boylu olan fazla neşeli ve heyecanlı sesle kendini tanıttı. Çok tatlı ve komikti. Sadece gülümsemekle yetindim ah Hayır. Bu asosyal kişiliğimi düzeltmem lazım.
"Bende yakışıklı, tatlı, zengin, kaslı ve kızların hasta olduğu ediz güzelim" bu söylediklerine kahkaha attım ve " baya eğlencelisiniz siz ya" diyerek yanıt verdim bu grubu sevmistim. Geri kalanlar da kendini tanıttı.
"Ben su memnun oldum" sarışın ve ela gözlü güzel bir kızdı fakat biraz soğuk duruyordu. onunla da tokalaştıktan sonra ayaz ortaya atladı.
" hey! Unutuldum ama ben burda eylül. " bunu gülümseyerek söylemişti.
" olur mu hiç seni gördüğüme sevindim " diyerek karşılık verdim. Su hemen "siz tanışıyor musunuz?" Dedi. Sözlerinde biraz şaşkınlık ve biraz sitem vardı. Açıkçası bu ani çıkışına Şaşırmıştım. Bana kalmadan ayaz " evet su tanışıyoruz Eylül ile" diyerek yanıtladı. Su biraz bozuldu ama daha sonra hep birlikte birseyler içip evlerimize dağıldık sanırım yeni arkadaşlarım oluyordu. Annem doğru söyledi. Edizin tatlı egosu, mervenin sevecen hareketleri, Ayaz'ın içtenliğini suyun soğukluğunu bile benimsemiştim acaba beni neler bekliyordu..

Bu bölümde pek fazla heyecan olmadı olayları daha yavas ilerletcem sizi seviyorum :**

Kış MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin