Diğer insanların aksine ben güneşin ilk ışıklarıyla değil zifiri karanlık ve görmekten bıktığım kabusla uyandım. Yatakta oturur pozisyona gelip nefes alışverişlerimi düzenledikten sonra baş ucumda duran saate baktım. 3.40 harika. Yatağımdan doğrulup kamp tişörtümü üstüme geçirdim. Kıvırcık'ın bıraktığı yemeğe doğru davranıp tabağı elime aldım. Çizburger cidden harika görünüyordu aç değildim ama bir lokma aldım. Çizburgerin tadı yüzümü buruşturmama neden oldu normalde yemeği çok severdim ama artık ağzımda zor tutuyordum. İkinci lokmamı alacakken vazgeçip sahile inmeye karar verdim. Daha sonra yiyebilirdim. Daha sonra. İç çekip kapıya doğru yürüdüm arkamı dönüp son kez baktım pencereden görünen ay dağınık odamı yeterince aydınlatıyordu. Son bir kaç haftadır (ya da aydır zaman kavramımı kaybettim) kulübedeyim. Annabeth olsa burayı derhal toplamamı isterdi tabi ölmemiş olsaydı. Beynimi dolduran düşünceleri ve suçluluk duygusunu atlatmak için başımı iki yana salladım ve kapıyı kapatıp sahile doğru ilerledim. Deniz her zaman bana iyi gelirdi ama gözlerimi kapattığım anda Annabeth'i görüyorken pek yardımcı olamıyordu. Galiba bu da Athena'nın bana uygun gördüğü cezaydı unutmama izin vermiyor acı hatıraların sürekli önüme gelmesini sağlıyordu. İç çekip kumlara oturdum. Neden bundan kurtulamıyordum? Gözlerimi kapatma hatasına düştüğüm anda yine onu hatta onları gördüm bir seferlik akışına bıraktım. Savaş olmadan yaklaşık 2 hafta önce Athena yanıma gelip beni uyarmıştı ondan uzak durmamı söylemiş bunun kızının iyiliği için olduğunu söylemişti. İlk başlarda onu dinlemiştim üç gün boyunca Annabeth'e soğuk davranmış kendimden uzak tutmuştum. Ama benim bu davranışımın onu nasıl yıktığını görünce dayanamamış bilmiş kızımla eskisi kadar yakın olmuştuk. Bilmiş kızımla eskisi gibi olduğumuz anda da Athena birkaç kez rüyama girip uyarmıştı ki normalde bu durumun ciddiyetini anlamama yeterdi ama ben bencillik edip Athena'yı dinlememiştim. Sonuç olarak onu kaybetmiştim bilmiş kızımı bencilliğimle öldürmüştüm. Kanlar içinde yere yığılışını adımı haykırışını inanılmaz net hatırlıyorum.
/Flashback\
Gaia tam anlamıyla uyanmadan önce üzerimize yüzlerce canavardan oluşan bir ordu göndermişti. Bir süre sonra kaç canavar öldürdüğümü saymayı bırakmıştım. İki drakonu kılıcımla biçip arkadaşlarımı kontrol etmek için etrafa bakındım. Hazel bir Ares kızı gibi savaşıyor canavarları toza dönüştürüyordu. Leo arada alet kemerinden çıkardığı çekiciyle arada da ateş oluşturarak savaşıyor Jason rüzgarı kullanarak canavarları yere yapıştırıyor kalanları kılıcıyla hallediyordu. Frank sürekli farklı bir hayvana dönüşüp saldırıyor Piper arada büyü konuş kullanarak canavarları etkileyip sonra öldürüyor Annabeth'se etrafındaki canavarları kolaylıkla hallediyordu. Önümdeki canavarları etkisiz hale getirirken birden Annabeth'in çığlığını duydum. Arkamı döndüğümde Annabeth kanlar içinde önüme yığıldı kılıcımı cehennem tazısına saplayıp Annabeth'i kucakladım. Jason Annabeth'in çığlığını fark edip yanımıza geldi. Soru sormaya fırsatı olmadığı için beraber savaş alanından uzaklaştık. Kucağımda Annabeth'i taşırken Jason etraftaki canavarları hallediyor bense Annabeth'le konuşup uyanık tutmaya çalışıyordum ama yarası çok derin gözüküyordu. Kan tişörtümü kaplamış pantolonuma doğru ilerliyordu. Boş bir köşeye Annabeth'i bıraktım etrafa bakınıp herhangi melez bulmaya çalışsam da kimse yoktu. Jason savaşa geri dönmüştü zaten canavarların sayısı epey azalmıştı. Annabeth'in ten rengi solmuş tişörtü kana bulanmıştı.Annabeth'in yanına çöküp başını ellerimin arasına aldım elimi tutup gülümsedi.
+Sen iyi olacak mısın Percy.
-Tabi ki iyi olacağım sen de iyi olacaksın sadece dayan tamam mı sen nelere dayandın lütfen Annabeth sadece dayan.
+İkimizde bunun bir veda olduğunu biliyoruz yosun kafa.
-Hayır!...lütfen özür dilerim çok çok özür dilerim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benimle Kal (Percico)
MaceraPercico melez hikayesidir. Melezler Gaia'yla yapılan savaşı kazanırlar ama iki melezi kaybederler. Üstelik Annabeth Percy'yi kurtarmak için ölür. Savaştan 2 ay geçer ancak Percy hala Annabeth'in ölümünden kendini suçlar. Nico'nun kampa gelmesiyle is...