Kalbimin Ritmini Değiştiren Bulutlar

85 6 5
                                    


Elimi cebime sokup sigara paketini çıkardım. İçinden sigara alacağım sırada Esra paketi elimden çekip aldı. İçinden iki tane sigara çıkardı. Birini benim dudaklarımın arasına yerleştirip diğerini de kendi aldı. Çakmakla sigaralarımızı yaktım.

"Niye bu kadar çok sigara içiyorsun"

Sorusunu es geçerek yürümeye devam ettim . Sahi niye bu kadar çok sigara içiyorum ben? Babam bizi terk ettiği için mi? Kız kardeşimden aylardır haber alamadığım için mi? Yoksa Hayatımı siken o orospu için mi.. Belkide beni anlayan tek şeyin sigara olduğunu düşündüğüm içindir. Düşüncelerimin arasından sıyrılıp eve geldiğimizi farkettim. Zaten vadi eve baya yakındı. Sadece giderken biz uzun yolu tercih etmiştik.

Herneyse.Esra'yla birlikte eve gireceğimiz sırada telefonum çaldı. Sinan arıyordu, açma gereksiniminde bulunmadım ve telefonu sessize aldım.O önden gidip mutfağa gitti.Bende odama gidip sırılsıklam olan tişörtümü çıkarıp dolabımdan yeşil bir kazak giyip altıma da siyah bir pantolon giydim. Islak saçlarıma da ellerimle şekil verip mutfağa Esra'nın yanına gittim. Saçlarını bağlamaya çalışıyordu.Kapıya yaslanıp onu izlemeye başladım. İşine o kadar odaklanmıştı ki geldiğimi fark etmedi bile. Saçlarını topuz yapıyor beğenmeyip çözüyor ve tekrar yapıyordu. En sonunda pes edip salık bıraktı.Gözleri gözlerime değdiğinde gülümsedim. Ona doğru yürüyüp arkasına geçtim ve ellerimle saçlarını topladım.

Saçlarında olan ellerimi beline koydum. Bunu niye yapıyordum? Kokusuyla beni kendi büyüsü altına alırken konuştu:

" Biz neyiz ? "

Ellerimi belinden çekip onu kendime doğru çevirdim. Heyecan ve korku karışımı duygularla bakıyordu yüzüme. Kafamı kafasına yaslayıp gözlerimi kapattım.

" Sen ne olmamızı isterdin"

"Bitmeyecek bir şey olsun isterdim. "

" Bitirmeyiz o zaman "

" Başlamayan bir şeyi mi ? "

Ellerimi yüzüne getirdim.

" Başlamadığını kim söyledi ? "

" Başladı mı"

Cevap olarak sadece dudaklarımı kullandım.Küçük, tutkulu bir öpücüğün ardından kendimi geri çektim.

"B-ben üstümü değiştireyim "

******

Bu gün hiçbir şey yapmak istemiyordu canım. Kahvaltıdan sonra yatağıma geçip uzanmıştım ve saatlerdir de uzanıyorum. Vücuduma kalkma emrini verdiğimde yataktan kalktım ve Esra mutfaktadır diye oraya gittim. Oradaydı. Fakat yine ağlıyordu. Yanına gitmek yerine dışarı çıkmayı tercih ettim.

Cebimden bir sigara alıp yaktım. Ama içmedim, kül olmasını seyrettim. İçimdeki yangını anlatıyordu yere düşen her bir izmariti. Hayal kırıklıklarını, öfkeyi, kini her şeyi anlatıyordu. ah, saçma geldi değil mi? Aslında değil.

Yaslandığım duvardan ayrılıp bomboş sokakta ilerlemeye başladım. Nereye gittiğim hakkında tek bir fikrim bile yoktu. Sadece gidiyordum. O caddeye gelmiştim.. Kaldırımın kenarına oturup bu sabah olan olayları aklıma getirdim. Tam şurada ilk kez elini tutmuştum ve tam da orada onunla ilk kez sonsuzluğa koşmuştum. Hafifçe gülümsedim. Yerimden kalkıp Sessiz Vadi'ye gitmeye karar verdim. Hava kararıyordu. yaklaşık 10 dakikalık bir yürüyüşün ardından gelmiştim. Aslında vadiye benzer hiçbir yanı yoktu ya neyse.

Gidip uçurumun kenarına oturdum. İlerde bir sürü ışıklar yanıyordu.' Kim bilir içlerinde ne dolaplar dönüyor o evlerin' diye söylendim kendi kendime . Sonra birkaç küfür savurdum boşluğa. Sesim yankı yapıyor ve durum hoşuma gidiyordu. Bu sefer ayağa kalktım . Tekrar bağırarak küfrettim. Tekrarve tekrar. Arkadan belimi kavrayan el ile irkildim . Kafamı arkaya çevirdiğimde bu kısa yer faresini tanıdım. Beni takip etmiş olmalı diye geçirdim içimden.

" Nerden bildin burada olduğumu? "

" Hissettim"

" Ya da takip ettin "

" Etmedim. Bak "

diyerek yerdeki poşetleri işaret etti.

"Takip etsem bunları alamazdım "

" Ney onlar ?"

Poşetleri de yanına alarak az önce oturduğum yere geçip oturdu. Eliyle de bana gelmemi işaret etti. Söylenerek yanına gittim ama oturmadım. Ta ki bacağıma yediğim tekmeye kadar.

" Hey delirdin mi ya aşağıya düşseydim "

diye bağırdım. Peh, umursamadı bile. Bende yanına biraz daha yaklaştım. Poşetten bir bira çıkarıp bana uzattı.

" Bu ne "

" At sidiği Emir "

deyip imalı imalı suratıma baktı. Sonra bir şişede eline o aldı. Düşünmeden kafaya diktim. Bir süre hiç konuşmadık. Daha sonra yüzümü dönüp O'na baktığımdan sarhoş olduğu her halinden belliydi. Dümdüz ileriye bakıyordu ve az sonra ağlayacaktı. Çünkü burnu kızarmaya başladı. Anlık bir refleksle sordum :

" Esra kimsin sen ? "

" Ölüyüm "

" Ölü ? "

Gözlerinden iki damla yaş süzüldü yanaklarına. Fakat hala gözlerini diktiği yerden ayırmamıştı.

" Ölüyüm. Gözlerime bakıldığında görülmeyen ölüyüm. Çığlıklar attığımda duyulmayan, elime dokunulduğunda hissedilmeyen.Kim olduğumu ben de bilmiyorum aslında ; belki beşikte ağlayan bir bebek belki de toprakların arasında gömülmüş biriyim. Yaşamayan, yaşayamayan, başkaları tarafından kendisinden istenilen hayatı yaşayan kişiyim. Gözlerimden yaşlar süzüldüğünde kendine sarılan, sevinç haykırışlarını içine gömen benim. Gökyüzünde bir bulutum. Aslında hiç yokken hep var olmuş olanım. Ortalıkta hiçbir şey yokken her şey, her şey varken ise hiç olmayanım. "

Öyle güzel anlatmıştı ki! Kollarımı vücuduna sardım ve sessizce mırıldandım ' ben seni hiç bırakmayacağım' o kadar sessiz söylemiştim ki duyması imkansızdı. Oda ellerini bana sardı. Akşamın karanlığında gözyaşıyla parıldayan gözleri... He birde onun bulutları vardı değil mi ? Ah, unutmuşum.

" Kendini yalnız hissettiğinde gökyüzüne bak olur mu? Orada senin bulutların var. Sen ağladığında onlar da ağlıyor. Ben o bulutları nedense çok sevdim Esra. Ağlatma onları artık. "

Bulutlardan kastım gözleriydi aslında . Ama yüzüne söyleyecek cesareti toplayamadım o an kendimde. Esra'nın gözyaşlarını dindiren bulutlar.Benimse kalbimin ritmini değiştiren bulutlarım vardı. Sevdiğim kadının gözlerinde.

"Bazen " dedi bileklerini göstererek.

" Bazen kesmek istiyorum bunları ; her şeyden herkesten kurtulmak için. "

Daha fazla sarhoş olmak istemiyordum. İçki yerine elimi cebime sokup bir sigara yaktım. Dumanı ciğerlerime çektikten sonra :

" Bilekleri filan kesmek hikaye. Götün yemez "

" Saçmalıyorsun "

Kollarından tutup ve kendime çevirdim. Sinirlenmiştim.

" ESRA. Sen hiç umudunu kestin mi? "

" ha "

"Ben kestim. "

" Konu bu değil. "

"Konu tam olarak da bu. Nasıl oluyor biliyor musun? Sanki kanaması durmak bilmeyen hayat damarlarını kesmişsin gibi. Fakat en acısı da ne biliyor musun?

" N-ne "

" Bütün bunlara karşın ÖLMÜYORSUN. "

Yutkundu.

" Ö-ölmek mi istiyorsun ?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 08, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KALBİMİN VUVUZELASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin