SOĞUK BAKIŞLAR...

125 27 2
                                    


Multimedyada Doruk var

İyi okumalar...

Oturduğum yerden kalkıp dolabının karşısına geçtim. Dolabımdan siyah dar paça pantolonumu üstümede kırmızı siyah kareli gömleğimi aldım.Üzerimi giyindikten sonra uyuşuk adımlarla odamdan çıktım. Aynı adımlarla merdivenlere yöneldim. Kendimi pek aç hissetmiyordum zaten dolapta da hiç bir şey yoktu. İsteksiz bir kaç adımla vestiyerin yanına geldim.Açıkcası klinike gitmeye çok meraklı değildim.İnsanların bir ucubeymişsin gibi bakmalarını kim isterdi ki? Vestiyerden botlarımı alıp giydim. Dışarı çıkıp kapımı kilitledim ve durağın yolunu tuttum. 15 dakika sonra durağa varmıştım.Otobüs gelir gelmez bindim ve en arkaya oturdum.Dün otobüste olanlar aklıma gelince gözlerimi otobüsün içinde gezdirdim. Fakat gözlerim aradığı öfkeli gözlerle buluşmadı. Ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi seslice bıraktım. Ben ne zaman bu hale geldim hiçbir fikrim yoktu. Ailem ölmüştü fakat beynim ve kalbim bunu hala çığlık çığlığa inkar ediyordu.Onları çok özlemiştim. Onlar hep tatlı tatlı atışırdı. Hiç kavga etmezlerdi.O kadar uyumlulardı ki...Otobüsün durduğunu fark edince inmek için ayaklandım. İnsanlar bana acıyarak bakıyordu,neden böyle baktıklarını pek anlamadım.İndikten sonra karşıya geçtim.Yüzüme vuran hafif rüzgarla yüzümün ıslak olduğunu farkettim,ağlamış mıydım? Lanet olsun...İnsanların beni böyle aciz görmesi benim için hiç iyi değildi. Bana acıyarak bakmaları iyi değildi. Güçlü olmalıydım bu zamana kadar kimseye hissettirmemiştim içimdeki acıyı yine yapmalıydım.Duruşumu dikleştirdim ve yüzüme en soğuk ifadeyi takındım. Klinike girdiğimde Yelda Hanım 'a baş selamı verdim ,o da içten bir tebessümle karşılık verdi.Doruk 'un odasının önüne geldim ve girmek için kapıyı tıkladım.,'Gir' sesini duyduktan sonra içeriye girdim. Doruk beni görünce ayaklandı ve içten bir gülümseme ile uzattığım elimi sıktı. Bende pek içten olmasada içten olduğunu umduğum bir gülümseme ile karşılık verdim.

"Zehra ' cım hoşgeldin.Nasılsın?"

"İyiyim.Sen?"

"Bende iyiyim. Aslında aklımda sen de kaldı.Dün pek iyi görünmüyordun.Sanki..."

Dün olanlar zihnime dolunca ürkek bir nefes verdim. İyi oynadığımı sanmıştım fakat görünüşe göre pek inandırıcı olmamış.Kendimi toparladım ve ,

"Nasıl görünüyordum ki?"diye sordum.

"Sanki biraz korkmuş gibiydin. Gece boyuncada etrafa bakıp durdun seni tedirgin eden bir şey var gibiydi..."

Bir şeylerden şüphelenmişti ve ben anlatıp anlatmamak arasında kalmıştım.Anlatsam ne değişirdi ki onunda hayatı tehlikeye girerdi.Bu işi kendim halletmeliydim.Peşimdeki her kimse benden ne istiyordu bunu öğrenmeliydim.

"Bir şey olduğu yok Doruk ben iyiyim, gerçekten .Sadece seni birden karşımda görünce boş bulunup çığlık attım hepsi bu."
Şüpheci gözlerle gözlerime baktı.

"Gerçekten.Endişelenecek bir şey yok."

İkna olmuş şekilde kafasını salladı ve her zamanki gibi bir şeyler hatırlayıp hatırlamamam hakkında sorular sordu.Olumsuz anlamda kafamı sallayınca anlayışla başını salladı.

"Bu gün farklı bir şey deneyelim olur mu?Mesela ailenle bir anını anlatabilirsin?"Ailem aklıma gelince gözlerim doldu fakat kendimi toparladım.Kuruyan dudaklarımı ıslatıp anlatmaya başladım.

" 6-7 yaşlarındaydım,annem beni okula gitmem için ikna ediyordu fakat ben gitmek istemiyordum.Ben hiç annemle babamdan ayrı kalmamıştım ki... Beni hiç yalnız bırakmamışlardı.Arkadaşım dahi yoktu.Onlardan ayrılınca yalnız kalıcaktım ve ben yalnız kalmak istemiyordum.Annem 'Orada bir sürü arkadaşın olacak 'dediysede ben ısrarla olmayacağını hep yalnız kalacağımı söylüyordum. Ağlıyordum... Annem ısrar ettikçe ağlamam şiddetleniyordu.Sonra babam elinde küçük bir ayıcıkla geldi. Bana 'İstersen bu ayıcık senin arkadaşın olabilir.Üstelik seni hiç yalnız bırakmaz.Onu okula götürebilirsin de, ne dersin? 'dedi.Ayıcığı çok sevmiştim.Kafamı hevesle salladım ve ayıcığı elime aldım.Beraber okula gitmek için yola çıktık.Yol boyunca ayıcığa sıkı sıkı sarıldım.Artık ailemden sonra bu ayıcık arkadaşımdı.O günden sonra o ayıcığı yanımdan hiç ayırmamıştım.Gece hep ona sarılıp uyurdum."

Gözümden bi kaç damla düşünce elimle sertçe silip ayaklandım.Doruk'un gözlerinde acıma vardı.Gözümden düşen bir kaç damlayı silip,

"Sakın...sakın bana acıma" diye tısladım. Kapıyı sertçe açıp odadan çıktım.Doruk arkamdan yanlış anladığımla ilgili bir şeyler söylesede durmadım ve adımlarımı biraz daha hızlandırdım .Klinikten çıktıktan sonra hemen bir taksiyi durdurup bindim.

"Nereye hanım abla?"

"En yakın sahile"deyip başımı cama yasladım.Gözlerim ağlamam için ısrarla yanıyordu yanıyordu. Gözlerimi ağlamamak için kırpıştırıp dişlerimi sıktım daha bugün ağlamamam gerektiğini söylüyordum fakat daha yarım saat geçmeden tekrar ağlıyordum.Acizdim...Güçsüszdüm...Yıkılmıştım...Üzerinden seneler geçsede kalbim hala acıyla kasılıyordu.Onların yokluğuna alışamıyordum. Onlardan geriye sadece ev kalmıştı fakat onlarsız o kadar boştu ki....Üstelik onlardan sonra tek arkadaşım olan ayıcığımda yoktu sarılmaya ,sanırım o kazada kaybolmuştu,hatırlamıyordum.
Dişlerimi biraz daha sıktım taksicininde beni ağlarken görmesini istemiyordum.Şuan onunda acıyan bakışlarını çekemezdim.
Araba durduğunda parayı ödeyip indim sahil pek kalabalık değildi.İnsanların daha az olduğu bir banka oturdum ve denizin tuzlu havasını ciğerlerime doldurdum.Gözlerim bu anı beklercesine doldu ve bir kaç damla firar etti.Artık onların yokluğuna dayanamıyorum.Boğazımdaki yumruyu gidermek için yutkumdum.Fakat hiç etkisi olmadı,ağzımdan bir hıçkırık kaçtı.Elimi hemen ağzıma kapattım ve insanların duymamış olmalarını dileyerek bakışlarımı yan tarafa çevirdim fakat herkes kendi halindeydi,duyulmamıştı.Başımı eğip ağlamaya devam ettim.Kendimi ağlamaya o kadar kaptırmıştım ki yanıma oturan yabancıyı yeni fark ediyordum. Hemen gözlerimi silip kendimi toparlamak adına derin nefes aldım.Burnuma tuzlu suyla karışık vanilya kokusu doldurdu.Bakışlarımı yan tarafıma çevirdiğimde su yeşili gözlerle karşılaştım.Tanıdık nefret dolu soğuk bakışlar...

Umarım beğenirsiz bol bol vote yorum yapın lütfen;-)

KAYBOLUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin