BAŞIBOŞ SAATLER

Ailenin yeni ferdi ABAY...

İfadesi önüne geldiğinde tekrar bir gözden geçirip imzaladı kadın. Görevli komisere dönerek yapması gereken başka bir şey olup olmadığını sordu. Komiser ise olmadığını, bu gece evinin çevresinde bir ekip bulunacağını hatta isterse eve kadar eşlik edebileceğini söyledi komiser. Başka bir kadın olsaydı bu durumda veyahut kadın başka durumda olsaydı komiserin ilgisine karşılık verir miydi diye düşündü kadın. Uzun, 185 boylarında beyaz tenli, koyu ve kısa saçları, düzenli olarak spor yaptığını belli eder bir fiziği vardı komiserin. Genel geçer manada yakışıklı olduğu su götürmez bir gerçekti. Ama onun dünyasında tek bir erkek vardı. Tüm kalıpların dışında, hiçbir standarta uymayan dünyanın en harika adamına aşıktı zaten. Ötesi yoktu, olamazdı da... Kibarca komiserin teklifini reddetti. Arabasına binip evine doğru yola koyuldu.

Eve girdiğinde kapıyı iki defa iyice kilitledi. Salona girdiğinde Sıntır uyumuştu. Saatine baktı, gerçekten de çok geç olmuştu.Benimde uyumam gerek artık diye düşündü. Ama öncesinde yapması gerekenler vardı. Malum artık evde üç canlardı. Buda yeni bir düzen demek oluyordu onun için. Sıntır'ın bebekken kullandığı eşyaları atmadığına çok sevindi. Yeni misafir için çok faydası olacaktı çünkü. Odasına geçip köşede yeni ufaklık için bir yer ayarladı. Kadın kedicik için yer ayarlarken ufaklık uyanıp sırnaşmaya başlamıştı. İşini bitirdikten sonra kucağına aldı kediyi. "Sana bir isim bulmak lazım güzel şey. Ve de yarın veterineri aramalıyım, seni kontrol edip karneni almalıyız. Evde 3 kız olmak planda yoktu ama bunda da vardır bir hayır. Aramıza hoş geldin ABAY." dedi kadın. " Bence bu isim sana yakıştı ha ne dersin ? İsminin manası gibi gelişin hayret verici oldu. Çok güzelsin, iyi ki geldin ama keşke nasıl ve nerden geldiğini de söyleyebilsen bana. Kim getirdi seni ? Keşke bilebilsem bunları. Hadi gel bakalım öncelikle senin göbüşü doyurmamız gerek."

Evin yeni üyesi Abay'ı kucağına alıp mutfağa gitti kadın. Mutfak tezgahının altındaki çekmeceyi açıp Sıntır'dan kalan biberonu arıyordu ufaklık için. Birkaç dakika sonra buldu. İçine biraz süt biraz su koyup Abayını beslemeye başladı. Çok farklı bir kediydi Abay; Suratının küçüklüğüne tezat kulakları vardı. Kulaklarının uçları da bi0r vaşağı andırırcasına uzun tüylerle kaplıydı. Minik nonik burnu şaşkın bir ifade kondurmuştu küçük sevimli yüzüne. Umarım Sıntır ile anlaşırlar, birbirlerini kıskanmazlar, bu benim için zor olurdu diye düşündü.Süt faslı bitip odaya geçtikten sonra Abay yerini beğenmiş olacaktı yatağına girip uyku moduna bürünmüştü çoktan.

Kadın ise odasının ışığını kapatmak için kalktığında aynadaki görüntüsü dikkatini çekti. Çok yorgun ve güçsüz görünüyordu. Çirkin ve bakımsız bir kadın değildi aslında. Ortalamanın üstünde bir boyu vardı. Hoş beyaz çokta pürüzsüz sayılamayacak güzel bir teni vardı. Uzun siyah saçları omuzlarından aşağıya dökülüyordu. Belindeki saçlarının uçları hafif dalgalıydı. Simsiyah gözleri saçlarını topladığında daha çekik görünüyordu. Zayıf olmamasına karşın alımlı bir fiziği vardı. Ama şuan yorgunluğunun karşısında sanki tüm güzelliği yenik düşmüştü. Biraz dinlenmem gerekiyor diye düşünüp ışığı kapatarak yatağa geçti. Ama uyumak ne mümkün ! Sanki gözlerini kapattığı anda evine birileri girecekti. Olanlardan haklı olarak fazlasıyla etkilenmişti kadın.

Tam uykuya dalmak üzereydi ki telefonu çaldı. Yatağın içinde sıçradı adeta. Telefonu açtığında karşısındaki ses tanıdıktı ama uyku sersemi anlayamadı.

"Efendim, buyrun. " dedi kadın.

"Merhaba. Ben Komiser Barış. Ekipler evin etrafında. Şeyy, bende öyle. Herhangi bir ihtiyacın olursa araman yeterli. Korkmanı istemiyorum, rahat olabilirsin. Bu yüzden aramıştım."

" Teşekkür ederim. İlginiz ve desteğiniz için."

" Bu arada küçük, tatlı misafir ne alemde ? Herhangi bir sorun yoktur umarım."

" Hayır, teşekkür ederim. Bende tam yatıyordum. Müsaadenizle, sabah erken kalkıp ufaklık için yapmam gereken işler var. Her şey için çok sağolun Barış Bey. İyi geceler, iyi görevler." diyerek telefonu kapattı. Bu da neydi böyle ? Genel prosedür olamaz o kesin diye düşündü. Hoş yaşadığı olayda genelleme yapılamazdı.