7.BÖLÜM

15 2 0
                                    

Bir insan ne kadar dayanabilirdi, yalanlara,
Bir insan ne kadar dayanabilir, ne kadar gülebilirdi ki içi paramparça iken. Peki. Kim şimdiye kadar hiç acı çekmedim diyebilirdi. Benim hayatım inanılmaz güzel kim diyebilirdi. Diyemezdi. Diyemezdik. Kim bilir belki şu an yaşadığım hayat, başka bir insanın toz pembe hayali. Ben bunu bile bile niye hala acı çekiyordum. Babamla,annem'i. Acı çekmeme sebep oluyor veya kendi abartmalarım mı ? Acı çekiyordum. Evet ama neden ? Ne yapmam gerek yok olması için nerde şu varlığına sövdüğüm yara. Alışmıştım hani, annem'in olmayışına, babam'ın sevgisizliğine. Durduk yere nerden geldi bu his. Hani gece hani. Sen kendide misin ki ? Yaşamın ıssız yolun da, yere, sabitlenmemiş ve zamanla yerinden çıkmış, kaldırım taşına takılıp düştün'de, kafana aldığın darbe ile gördüğün saçma kabusu hayat mı sandın. Düştün'mü gece sen. Düştünde mi aldı ipleri eline nefes. Bu beden nefes' in değil, gece kendine gel. Sen gecesin. Ben geceyim. Nefes değil. Nefes baba'nın istediği ve satacağı kız sen, sen gecesin. En koyu rengi bile örtebilecek bir karanlığın var senin. Sen kendi karanlığına rağmen, aydınlıkta yaşayan kızsın. Bunlar değilde, şimdiye kadar varlığı ile yokluğu bir olan baban mı acıtıyor canını hayır. Sen nefes değilsin. Ancak o acılarına kılıf arar. sen gecesin. Dünyayı kara'ya çevirebilecek bi karanlığın var senin. Sen acılarına kılıf uyduramassın ki. Çünkü bilirsin, insanlar ancak gece çıkarır saçma maskelerini ve geceye karıştırırlar aydınlıkta yapamadıklarını. Kendileri olmayı ancak geceleri kabul ederler. Senin acı çekme sebebin içinde, içinde ağlıyan insanlar ve içinde yok etmeye çalıştığın kırmızı bereli kız çocuğu. Kendi düşüncelerim'in tezatlığı ile oluşan karmaşanın çözülmesini sağlamaya çalışırken, koray'ın sesi ilişti, kulaklarıma. Ve bu, düşünceleri akşama sakalamam gerketiğinin habercisi idi. Kafamı salladım kendime gelebilmek için ve 'ne oldu' dedim. En soğuk sesimle. 'Hiç. Sadece dalmışsın onu fark ettim.' Dedi. Kafamı sallamakla yetindim. Etfara bakıp iç çektim ve ayağa kalktım. Kapıya doğru yürürken, 'yağmur yağıyor. ' dedi. Asılmış olan suratım yağmur kelimesini duyduğu an canlandı ve istemsizce güldüm. Yüz ifademi gören koray, anlamlandıramadığım bir ifade ile baktı suratıma. 'Üzgün ve oldukça kırılımış birine göre, fazla güzel gülüyorsun.' Dedi. Yüzümde ki gülücük dahada genişledi bu sözlerden sonra. 'Imm peki. Bu kızın daha fazla gülmesini isterseniz şayet. Ona kendi ellerinizle lezzetli bi kahve yaparsınız. Eminim çok sevinir.' Dedim. Ve dışarı çıktım, çıktığım an yağmur kokusu ilişti burnuma, vücudumu ise yağmur'un damlaları. Birden astım yüzümü. Çok bencildim. Sadece kendimi düşünüyordum. Tıpkı. Tıpkı. ' Insanlar gibi ' dedi. Iç sesim. 'insanlar gibi' diye yeniledim. Aynı zamanda etrafı taradım. Kimse yoktu veya vardı. Bilmiyordum sadece bakıyordum, görmeye çalışmadan algılamaya fırsat vermeden. Kapının eşiğinden bahçeye doğru yol aldım. Yağmur damlaları bedenimin en ucra köşelerini yoklarken durdum. Kokukuyu içime çaktim. Bu enfes toprak kokusuyla dolsun istiyordum, ciyerlerimin. Dolsun ki, temizlensin. Kirletmişti ruhumu ,kendi bedenim. Kendi bedenine ihanet etmişti ve çamurunu rihuma atmayı'da ihmal etmemişti. dün'den üstümde kalan siyah elbiseyi bir çırpıda çıkardım, ve iç çamaşırlarımla kaldım. Annem geldi aklıma sesi belirdi birden veya ben öyle sandım. 'Belki de insanlar bu kadar kirli olmasaydı, yağmura gerek kalmazdı.' Diyordu sanki. Veya ben öyle sanmak istiyordum. Bu çok garipti. Yaşarken yaşıyamamak. Bu düşünceler beynimi talan ederken çoktan bırakmıştım kendimi çamurlu yere. Sırt üstü uzandım, herşeye herkese inat sırtladım herşeyi. Acılarımı, öfkemi , insanlara olan güvensizliğimi. yaģmur çiselerken aģlamaya başladım. Icim sökülene hatta ölene kadar ağlamak istiyordum. Ama böyle bişey imkansızdı. Yağmur duracak, belki güneş açacak belkide hava kapalı kalacaktı ama yaģmur duracaktı. Kapattım gözlerimi bekledim. Neyi kimi bilmeden bekledim, belki de ölümü beklemişimdir bilmiyorum. Yağmur şiddetini artırdıkça canım yanıyordu ama alışmıştım en azından kafamda ki sesleri bastırıyordu. Birden doğruldum ve elimi boğazıma soktum. Icimde ne var ne yoksa kusmaya başladım en çok ta içimde ki nefreti kusmayı planlıyordum. Yeniden doğmalıydım. Insanlara inat var olmalıydım. Geri yerimi alırken gözlerim kararmaya başlamıştı sanırım kusma işini fazla abartımıştım.
(Yazar'ın ağzından)
Herşey'in farkında olmasına rağmen yanında tutuyordu genc adam, geceyi. Kafasındakileri işlemeye koyduģu an herşeyin bundan daha kötü olacağını bilmesine rağmen, kendini kurtarmak için yapacaktı. O bir insandı ve her insan gibi bencil. Elindeki kahveyle dışarı çıkan gece'nin ardından gitti o'da elleri dolu olduğundan dirseği ile açmaya çalıştı kapıyı. Herşeyi bildiğini sanan ama aslında hiçbirşey'den haberi olamayan koray açmıştı sonunda kapıyı. Burnuna ilişen koku ile gülmsiyen koray, yerde yatan geceyi gördüğü an astı suratını ve elindeki bardakları evinin terasında bulanan masanın üstüne bıraktı. Hızlı adımlarla yanına gitti, ne yapacağını bilmiyordu. Şayet kafasında ki planlar olamasa böyle bile bırakabilirdi. Ilk defa yanılmıştı ateş. Koray iyi gözükmeye çalışan bir kotu idi. Ateş'i kandırmanın sevinci vardı son zamanlarda üstünde. Geceyi kucaklayıp içeri alan koray, ilk olarak banyoya geçirmişti geceyi. Duvara yaslayıp ayıltmaya çalıştı. Başarılı olamayınca kendi yıkamaya karar verdi, kandıracağı ve kirletecegi bedeni kendi temizliycekti.
(Gece'nin ağzın'dan)
2 gün sonra
Beynimde ki inanılmaz ağrı ile başlamıştım güne, göz kapaklarım açılmamaya dirensede güç bela aralamıştım gözlerimi, kapının önünden gelen seslerle irkilip, geris'in geri kapatmıştım gözlerimi. Kapının acılıp kapanma sesi geldi ilk, sonra konuşma sesleri; ' durum'u hala aynımı? ' Dedi. Koray'ın sesine benzettiğim adam. ' Diğer günler'e nazaran daha iyi koray bey. Her an gözlerini açabilir. Lutfen şimdi dinlenin 2 gün'dür uyumuyorsunuz. Kendinize gelin ,sizin iki kat daha dikkatli olmanız gerekiyor. Aksi takdirde, ömrünüz 4 ay ise 2 ay'a indiriyorsunuz. ' Dedi. Ve sessiz odayı sesiyle doldurdu koray. ' bu kızı uyanmadan bana rahat uyku yok doktor. ' dedi. Diyalog o kadar saçma ve anlamsız ilerliyordu ki, kelimeler kifayetini yitiriyor, beynimde inanılmaz bir ağrı baş gösteriyordu, kafamda ki soru işaretlerinden bahsetmiyorum bile ne demek 2 ay ömür veya ne demek, bu kız uyanmadan bana rahat uyku yok tamam eyvallah bende değer veriyordum koray'a ona oyun oynuyor olsamda ama uykumdan vazgeçecek kadar değil veya ömürümü azaltacak kadar. Neler dönüyordu, benim kirli ama varolmak zorunda olduğum saçma dünyamda. Düşüncelerim'den beni, carpan kapının sesi ayırdı ve doktorun kendi kendine homurdanışı doldurdu kulağımı. Bu kadar saçmalığın yeterli olduğunu düşünüp gozlerimi açtım. Kafamda cirit atan soru isaretlerini zapt etmem lazımdı belki kafamda ki anlamlandıramadığım ağrı'da yok olurdu. Şayet kafamı duvarlara vurmak zorunda kalabilirdim. 'Neler donüyor. Doktor.' Dedim. Kısık ve cılız çıkan sesim ile. Boğazım çok kuruydu, temizlemek adına saçma sesler çıkardım. Biraz öksürük takip etti o sesleri. Ardından doktorun güçlü sesi yankılandı, sessiz oda da 'uyandınız mı ?' Dedi. Huzursuzluğu ses tonuna ve mimiklerine yayılmıştı. 'Konuyu değiştirmeyin lutfen.'dedim. Sesim biraz oncekine nazaran daha iyi cıkmıstı ama güçsüzlük barındırdığını duymakta zorlanan bir insan bile anlardı. 'Koray bey. Hasta yani bunu size soylemem ne kadar doğru bilmiyorum ama hasta işte. Koray bey size soylediğimi öğrendiğinde beni öldürme ihtimaline rağmen. Soylüyorum hasta. Çok yoruldum bu kimseye söylememe muhabettinden. Sana devrediyorum. Sen soyleme kimseye ' dedi. Doktordan cektim gözlerimi görmeden baktım bir yere. Baktığım yere doğru konuştum. 'Hasta ? Nezle'de hastalık veya soğuk algınlığı. Bunlar öldurmez öyle değil mi ?' Dedim. Garip bir ifade ile kapladım suratımı. 'Tümör' dedi. Tek nefeste. Ne kadar kolaydı öyle değil mi ? Tek kelime, tek nefes, 5 harf. Karşılığı koca bir ömür. Bu kadar basit bir insanın hayatı. Koca bir ömür 5 harf'e nasılda kolay ve rahat sığıyordu. 'Na-nasıl.' Dedim. Guç bela çıkan sesim ile. Evet onu öldürmek için ortaya atılmış yem olabilirdim, bu duruma üzülemem lazımdı hatta belki sevinmem. Insan olan öyle yapardı ya hani, ama ben insan olmayi uzun süre önce reddetmiştim. Elimden geldiğince destek olacaktım. Kullerimden yeniden dogduğum gündü bugün. Eski gece olacaktım. Uğruna canimı verecektim belki de ama o eceli ile ölene kadar boyun eğliyecektim. '5 ay önce' diye başladı doktor. Düşüncelerimi elimin tersi ile itip, pür dikkat doktoru dinlemeye koyuldum. Susmuştu doktor nasil başlaması gerektigini hesaplamaya calişıyordu sanırim. Yatağın köşesinde duran, duvara dayanmış koltuğa oturdu, gözlüğünü çıkardı ve onunla oynamaya başladı aynı zamanda konuşmaya. ' koray benim cocukluk arkadaşımın emaneti. Annesi 8 yaşında öldü. Babası ise 10 yaşın da terk etti koray'ı. Annesi benim hem süt kardeşim, hem 25 senem idi. koray 7 yaşına girdiğinde, annesi hasta yatağına düşmüştü. Tam teşhis koyamamıştım. Herşey lanetliydi sanki, onu kurtarmak icin koyulduğum her yolun sonu ya çıkmaz sokaktı ya da saçma gereksiz bilgilerdi. Cok acı cekmisti. Kimse yanina yaklaşamıyordu. Hastalığı ile bildiğimiz tek sey bulaşıcı olması idi. o ölünce hastalığı da ortaya çıktı. Yurt dışında bulunan nadir ama tedavisi olmayan bir virüs. sivri sinek, ten teması veya nefes alışverişi sırasında bulaşmış. Duşunsene yaptığın tek sey yurt dısında hasta ziyaretine gitmek ve daha beter, tedavisi olamayan bir hastalık ile geri dönmek.' Kafasinı salladı. Bu denli geçmişe gitmesi ruhunun derinliklerinde kabuk tutmayan ama kanamayan gizli yaraları gun yuzüne çıkarmıştı. 'Bir mahsene kapattılar onu. Her gecen gün gözlerimizin önünde eriyiyordu ve bizim elimizden hicbirsey. Lanet olsun hicbirsey gelmiyordu. Hastaliğına tam 1 yil direndi. Bu mucize idi. O öyle zor bir hastalığa kafa tutacak kadar yaşama baglı biriydi. Güçsüzdü kendi hep öyle derdi. O onu bizim verdiğimiz ilaçlarla yaşattığımizı düsünürdü, ama bilmiyordu ki biz ona sadece ağrı kesici veriyoruz, o tüm cıplaklığı ile baş ediyordu hastalığıyla. Hiç unutmam bir gün ona yemek vermek icin düznli bir periyotta iceri girerdik ama arka arkaya gecirmezdik içeri buluşma riskine karşı o gün sıra bendeydi ve sanki patlamaya hazır bir bombanın oldugu odaya girecekmişim gibi giydirdiler beni. Sanki bomba patlıyacak ve benim parcalirım dağılmasın diye giydirdiler. O kadar sıkı, o kadar kalın neyse girdim odaya ilk tanimdı beni. Yemeģi önüne koydum 20 saniyem vardı ve 10 saniyem kalmiştı aksi takdirde bana giydirilen giyisinin icinde ki oksijen bitecek ve bem ya nefesizlikten olecektim ya da giysinin başlık kismını çıkarıp odada ki atmosferi soluycaktım. Anlıyacağın iki ucu boklu deynek. 'Süt kardeşim' dedi. 'Sen seversin beni gözünü seveyim. Izin verin ölüyum. ' demişti. Diyememiştim bu senin basarın diye. 'Koray sana emanet. Ben gidersem babasıda terk eder onu bilirim ben. Kemal zoru ve sorumluluğu sevmez. Ben ölürsem o'da ölecek benle. Allah kahretsin mahvettim hayatimızı. Lütfen. Getirme buraya korayı gormesin beni böyle üzülür.' Demişti. Ama oğlu her gün onu izliyordu ve hersey'in farkındaydı. Kac kez gorüştürmüştüm ama tek başına. O an anladım. Oğlu icin yaşıyordu veya cabalıyordu. Ölmek istiyordu ve kardeşimin son isteğini yerine getirecektim. Ilaçları kesme gibi bi lüksüm yoktu dediğim gibi agrı kesici veriyordum sadece ama oglu'nun ona ihtiyacının olmadığını görürse belki birakırdı kendini ölümün soğuk kollarına. Öyle de oldu. O gun 2. Kez girdim o odaya bu sefer yanimda korayla. bana emanet gidebilirsin der gibi çıktım karşısına. Ondan 1 gün sonra sizlere ömür. Koray hergün giriyordu yanina biz girme desekte bizden gizli. bunu da 5 ay once bas ağrısı sikayeti ile geldiğinde anladık. Virüs bulaşmamış ama tahribatta bulunmuş. Belli bir yer edinmiş kendine yani bir kaç gun daha yaşasaydı annesi, ona da bulaşırdı düzenle giriş çıkışından ve giysiz girişinden. Annesinin bir mezarı bile olmadı" kafasını yere eğdi " onu yakarak öldürmek zorunda kaldık." Dedi. Sesler beynimin en ücra köşelerinde yankılanırken kendimden geçmiştim. Annemin öldüğu gun bende ölmüştüm , annemin yok olmuş olduğunu düşünmek. Bunu düşünmek bile istemiyordum. Tüylerim diken diken olmuştu ardından babamin terk ettiği düşünülürse. Yasıyamazdım. Kendiminikini dert sanıyordum bense. ' o gün yani baş ağrısı şikayet'i ile geldiği gun anlaşıldı herşey. Tedaviye çok geç kaldığımzdan tümör ,beynin yarısını ele geçirmiş bu evrede sık sık hafıza kaybı yaşanır, unutkanlığı artar. O benim emanetim ve yaninda kalamiyorum. açıkçası seni öğrendiğim gün sevinmistim benim olmadığım zamanlarda onun yaninda birinin oldugunu bilmek. Bu çok güzel bir duygu. Onu yalnız bırakma olur mu ? Bunu alanında çok başarılı ve ünlü bir doktor olarak söylemiyorum. Bunu , yılların yorgunluğu yüzünün kırışıklıklar'ına bulaşmış, saçlarına aklar düşmüş bir amcan olarak söylüyorum. Istersen yalvarırım. Koray'ın annesi simdi Eski sayfalarımdan bir tanesinin içinde kurumuş bir çiçek, kurumuş çiçeğimin emanetine bakmamda yardımcı olur musun?' Dedi. Gözlerinden akan yasları silerken. Hayat ne garip, insanlar, hayvanlar, bitkiler. Inanilmaz bir periyot izlerken , neden acılar periyotlara ters düsüyorlar, üzgündüm. Belki bunu haykıramam veya bunu gidermek icin bisey yapamam ama icime islerim. Haykırırım sessizce. Kimsede duyamaz sessiz haykırışlarımı. Avazim çıka çıka sessizce ağlarım onu da duymazlar. Gülerken, ölürüm farkedemezler ama güclüyü oynarım. Kendin icin mi ? Sorusuna şüphesiz cevabim kendim için değil. Olur

kendinden vazgeçmiş biri kendi icin savaşmaz...

----------

Evet arkadaşlar yb. Geldi :D yazım veyahut noktalama  yalnışı olabilir Özür dilerim telefonden yazıyorum ve ister istemez yalnıslıklar oluyor. Ahiretimmm adlı okuyucumada teşekkür ederim umarin burayı okursun ^^ okuma listene eklemissin bu çok aman aman bişey olmayabilir yani başkalarına göre ama benim icin kelimelerle ifade edemiyeceğim kadar onemli ve müthiş birsey çok çok çok çok teşekkür ederim :D SON OLARAK SIZDE BILIYORSUNUZ KI YAS' TAYIZ. EVET ARKADŞLARIM ANKARA'DA YASANAN OLAYI HIC BI IFADE KARSILAMIYOR. DORT BIR YANIMIZ KAN REVAN. BASIMIZ SAOLSUN. BARIS' A YURUMENIN SONU BU KADAR AGIR OLMAMALIYDI.

#TERÖRÜLANETLIYORUZ.

KANLI OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin