8.BÖLÜM(PART 2) SİYAH'IN TONU

19 3 0
                                    

Beynimin koridorlarında yankılanan iğrenç alarm sesi, başımda inanılmaz bir ağrı yapıyordu. Kafamı kaldırıp etrafıma baktım, heryer siyah ve siyahın tonlarıydı. Başımda ki ağrıyı bir kenara bırakıp ne olduğunu anlamaya ve nerde olduğumu bulmaya çalışıyordum. 'Gecee' dedi. Metalik iğrenç bir ses kafamı sesin geldiği yere çevirdim gözlerimi hiçlik kapladı. Kimse yoktu. Gökyüzü ve deniz gri renkteydi, kumsal ise siyahın en koyu tonuydu. 'Gecee' yine aynı sesi bu defa başka bir yerde duydum. Ne yapacağımı bilmeden yürümeye başladım. Görünürde kimse yoktu, etrafıma daha dikkatli bakmaya çalışıyordum ama nafile. Sonsuzluğa yürüyormuş gibi bi his kapladı içimi. Bilmiyordum nereye gittiğimi ve bu yolun nereye çıkacağını. Hayatta öyle değil miyidi zaten. Sonunu bilmediğimiz, engellerle dolu bir yol. Düşüncelerimi bir kenara atmam gerektiğini ileride mendil satan küçük bir kız haber etti. Gözlerim inanmak istemiyormuş gibi kızın olmadığı her tarafa cevriliyordu. Kıza doğru koşmaya başladım, her adımım da iç sesim 'geri dön'diye yalvarıyor ben ise kendime inat koşuyordum. Bilmiyorum belki Geçmişimin acımasızca kırbaçladığı geleceğime koşuyordum, kızın kafasında ki kırmızı bere beni geçmişin soğuk anılarını hatırlattı. Kim bilir belki de geçmişime koşuyorumdur, sonunda yaklaştığım da adımlarımı yavaşlattım. Kızın ellerinde ki mendiller, siyahın içinde inanılmaz bir şekilde güzel duran kırmızı rengiydi. Daha dikkatli bakıldığında sadece renk olmadığı anlaşılıyordu. Yaklaştıkça mendillerin kana bulandığını gördüm , mendillerin kenarlarından sızan kan kızın çıplak ayaklarının bir kac santim ilerisine damlıyordu ve her damladığında 'şap' diye ses cıkıyordu. inanılmaz ve olması güç sessizliğin içinde bir tek o ses vardı. Ne bir kuş cıvıltısı, ne denizin dalga sesleri, ne de az ileride ki cadde de korna sesleri yoktu. Kafasını eğmiş kızın yanına yaklaştıkça vucudumu korku ele geciriyordu. Elimi kızın koluna tam koyacak iken, kız yok oldu yerini küçük bir kuş aldı ve uçtu geriye kalan kanlı mendiller ise yere düştü, gözlerim kocaman olmuş olanlara inanmıyor iken elimi saçlarımın arasından geçirip olanları anlamlandırmaya çalışıyordum. Mendillerde ki kan kumların üzerinde birkiyordu. Kum kanı emmesi gerekirken, geri itiyor gibiydi. Her geçen saniyede çoğalıyordu. O kadar hızlı artıyordu ki... Küçük bir göle dönmüştü adeta. Ayaklarım benden habersiz harekete geçmişti, o saçma an beynimin içinde an an gerçekleşirken bile koşuyordum. Yeterince ilerlediğimi düşünüp durdum, derin nefesler alıyor karınımın sağında ki korkunç ağrıyı elimle Bastırıyordum. Diğer elimle eğildiğim için önüme gelen saçlarımı geriye attım. Önümü görünce, heryer sanki mümkünmüş gibi daha da karardı, gözlerimin dolduğunu yanaklarımın kızardığını hissetim. Kendine gel demek istercesine esti rüzgar. Karşımdaydı geçmişim...
Tanıdık ses kulaklarımı doldururken, içim titredi. Yıllar sonra onu karşımda görmek,sesini onca yıpranıştan sonra duyabilmek...
'Kızım' diyordu. Pürüzlü ve kalın sesiyle. 'Ben... Özür dilerim.' otobüste,metro'da ağlamamak için kastığım çenem,almaya çalıştığım derin nefesler. Herşeyi gectim . gece yatağım'a uzanıp, 'bak. Eğer bir gün gelirse affetme.' diye kendi kendime nasihatlar verip. Gözyaşlarımı yumruk yaptığım elimin tersiyle sildiğim gecerler,banyo'da kendi benliğimden kaçmak için muslukları açıp, banyonun köşesinde oturup ağladığım günler geldi aklıma..
Avaz avaz bağırmak istiyordum.'neden' diye. Tanrı'ya beni sevebilcek bir baba figürüm hayatımda neden yok diye.
Söylemek istiyordum. 'acıyor. Baba sevmediğin, hırpaladığın,vurduğun her yerim. Acıyor.'diye. Otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp kafam'a 'Baba' dedim. Derin nefes ve yutkunma eşliğinde. Kendime inat, gece şimşek sesinden ürküp babasının yanına gidip ' korkuyorum baba' diyen küçük kızı. Elinin tersi ile 'git başımdan' deyip kızı odasına göndermesine inat. O küçük kızın gece korkudan uyuyamamasına, elini sıkmaktan morartmasına inat. Kırmızı bereli küçük kızı, mendil satamadığı günler eşşek su'dan gelene kadar dövmesine inat. Babamın beni hiçbir zaman sevmediğini ve sevmeyeceğini bilmeme inat. 'Afettim...' dedim. Gözyaşlarımı elimin tersi ile iterken. Babamın gözleri acımasızca parladı. Ardından kahkaha sesi. Tiksinç bir mutlulukla 'hep aptaldın gece. Bunu tahmin ediyordum. Simdi eminim...' dedi. Salyalarını akıta akıta acımasız bir o kadar soğuk kanlılıkla. Devamı vardı ama duymuyordum, babamın görüntüsü,silikleşmeye başladı, yok oluyor gibiydi. Yerini beyaz bir duvar alıyordu, etraf yok olurken kulaklarımı inanılmaz bir ses kapladı saçma ve ağır bir ses alarm sesi gibi. Gözlerim aralanırken karşımda birinin durduğunu farkettim. Ard arda nir kaç kez kırptım gözlerimi. Etrafa göz gezdirip bir nokta da durdum. Olanlar gecti gozumun onunden. Ne yani Hepsi sacma bir kabus muydu ? Bu kabusu görmemi sağlayan sahneler şimşek gibi çaktı beynime sahne sahne. Tüm öfkemi gözlerimde biriktirip bakışlarımla delip geçmek istiyordum ateş'i. Mimiksiz ,kaskatı kesilmiş yüzü ile kesintisiz bakıyordu. Gözlerimde biriktirdiğim öfke bana ihanet edip, gözyaşı halinde kayıp gitti yanaklarımdan. Yokluğunu aratmayan kinim ise cümle olup çıktı ağzımdan. 'Senden nefret ediyorum.' dedim.
'Neden onun yanında olduğunu söyle.' dedi. Söylediğimi duymazdan gelerek. Gözlerimi buz mavisi gözlerinden zor bela tavana çevirdim. 'Seni ilgilendirmiyor.' dedim. 'Bana bak benim sabrımın sınırlarını zorlama sana seçim hakkı vermedim. 'Dedi bağırarak. 'Kandırdı değil mi ? O allahın belası kardesime yaptığını sana da yaptı demi. Yalan soyledi ardından iki damla yaş akıttı.' sustu ve derin bir nefes aldı deminkine oranla bayağı alçaltı sesini 'aşık etti seni de kendine.'dedi. Başım olanlara isyan edercesine zonkluyordu. 'Hayır. Senin aksine seçme hakkı verdi ve bunu bilmeden yaptı bana insan olduğumu hatırlattı. Beni burda tutamassın aksi taktirde ne yapar eder seni. Polise şikayet ederim. Hapse girersin.' dedim. Kafasını iki yana sallayıp kendi kendine söylendi. 'GERCKETEN KORAYA İNANACAK KADAR SALAK MİSİN SEN ? ŞURAYA BAK BENİ POLİSE ŞİKAYET EDECEKMİŞ. ' dedi. Bağıra bağıra konuşuyor ileri geri yürüyor kendileiğinden konuşuyordu. Delirmişcesine döndü bi anda gözleri bana. Gözlerimi delmek istercesine bakıyordu gözlerime. 'Seni öldürecek. Seni de kardeşim gibi öldürecek..' dedi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 20, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KANLI OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin