4 Ağustos

204 57 6
                                    

İmkânsız diye bir şey yoktu hayatımda belki biraz 'çaba ve emek' işte boş kutuyu dolduracak tek sebeplerimdi  yapılan yanlışlara hata demiyecektim artık çünkü yanlış küçük bir şey hata ise büyük bir bedeldi
Boş kutumun içini bunlarla doldururken dışını neyle dolduracaktım kim bilir!
Mutlu olmak varken umutsuz olmayı seçen ben değildim buna beni iten bazı sebeplerim vardı belkide daha fazlası kurallara dikkat etmem gerekecekti
Ve en önemli kural ise yapılan yanlışın bedeli ağır ödenirdi
Peki kurallar yıkmak için değilmiydi?

Günlüğümü kapatıp çekmecenin içine koydum
Yatağıma uzanıp gözlerimi tavana diktim
Düşünmek istemiyordum yalnızca yaşanan olayları bir köşede biriktirip o anları teker teker kaydetmek  istiyordum
Hayat bana bir oyun mu oynuyordu?
Yada ben mi kendimi zorla o oyunun içine atıyordum?

Bulemin beni onla tanıştırmak istemesi kendi açısından mantıklıydı
Nede olsa Ediz Gökhanın arkadaşıydı
Ama bunu bana sormadan yapması yanlıştı

Ben ve Ediz

Öfkeli bir bakışla gözlerimi odada gezdirdim

Saçmaydı
O kazadan sonra Özür dilememişken neden şimdi Özür diledi ki?

Kapının açılma sesiyle Bulemin geldiğini anlamıştım sessiz ve yavaş adımlarla yürürken odada kapalı olan lamabayı açtı
Yatağımda doğrulup Buleme baktım
"Bana kızgınmısın?" Dedim yavru köpek bakışıyla
Uyuduğumu sandığı için biraz korkmuşa benziyordu
"Hayır " deyip kafasını olumsuz anlamda salladı

Yanıma gelip yatağımın üstünde oturdu "Asıl senin bana kızman gerekir yaptığım şey yanlıştı üzgünüm" diye mırıldandı sessizce

"Hayır sana kızgın değilim ama Ediz'e oldukça öfkeliyim"
Bulem şaşkın bakışları atarken "Neden?" diye sordu
"Çünkü ayağımı o ezdi "
"Nasıl yani ayağını Ediz mi ezdi ?"
Bulemin söylediklerimi tekrarlaması üzerine başımı olumlu anlamda salladım

"İyide o Gökhanın arkadaşı!"
"Farkındayım"
"Ben sadece sizi yakıştırdığım için böyle bir şey yaptım yani.." Bulemin sözünü yarıda kesip "Yakıştırmak mı?" Diye sordum
Başını olumlu anlamda sallarken "Ondan nefret ediyorum " diye mırıldandım
" Onunda seni sevdiği söylenemez herhalde"
"Ne demek bu?"
"Bence gayet yakışıklı çocuk  etrafında bir sürü kız vardır senin gibi inatçı bir kıza bakmaz o"  beni gaza getirmeye çalışıyordu ve ben çok çabuk gaza gelirdim

söyledikleriyle şaşkınca ona baktım
"Ben inatçımıyım?"
"Biraz " diye mırıldandı
Sinirle "Peki o zaman Bulem iki hafta sonra Ediz ellerimde olacak" dedim kendini beğenmiş bir ifadeyle
"Bulem gülümseyerek "Eğer yapamazsan tamirdeki arabanı alırım" dedi heycanla
"Eğer yaparsam iki tane arabam olacak" dedim sinsi bakışlarımla

                     ***
Kahvaltı yaparken uyumamak için kendimi çok zor tutuyordum tabağımdaki peynirden küçük bir dilim alıp uzun uzun çiğnedim Bulem iştahla yerken ben sadece uyumak istiyordum altı saatlik uykuyla nasıl dinç olabilirdim ki

önümdeki kahveyi alıp büyük bir yudum içtim güya kahve uyku kaçırırdı ikinci bardağı bitirmek üzereydim fakat ortada hiçbir şey yoktu
Bardağı masaya bırakıp önümde ki ekmeğe reçel sürmeye başladım iştahla onu yerken dün akşamki anlaşmayı duşünüyordum

Edizi kendime aşık etmeliydim
Ama nasıl başaracağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu
Hayatımda daha önce hiç sevgilim olmamıştı ve ne yapacağımı bilmiyordum

Arkadan gelen "Aşkım " sesiyle irkilip Buleme baktım
"İşte geldi seninki"
Bulem gülümseyerek bana doğru eğildi "Yanında da seninki var " deyince gözlerimi kocaman açıp arkama baktım elimdeki çatal yere düşerken çıkarttığı sesle çoğu kişinin bakışına maruz kalmıştım

Ağustos MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin