5 Ağustos

52 7 1
                                    

Şaşkınca gözlerimi kırpıştırarak yarını duşünüyordum

onunla sevgili gibi davranacaktım
ve teklifi hiç düşünmeden kabul etmiştim

Ben şimdi ne yapacaktım?

sessizce banka oturup ayaklarımı sallamaya başladım.
İyide benim hiç sevgilim olmamıştı ve nasıl davranacağım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu
fakat ona hiçbir şeyi belli etmemeliydim benimle bir hafta boyunca dalga geçebilirdi

Eğer şimdi vazgeçseydim onu yarı yolda bırakmış olurdum
katlanmak zorundaydım, ona bir kaç saat dayanabilirdim herhalde bunu yapabilirdim..

Titreşen telefonumla dikkatim tamamen dağılmıştı cebimden çıkartıp yüzümü buruşturdum Bulemin zaman ayarı gerçekten harikaydı

"Efendim" dedim sesimin en alçak tonunu kullanarak
"Otelin arkasındaki kafedeyim on dakika içinde burada olurmusun?"
"Neden?" diye sordum saçma bir soru edatı kullanarak
"Konuşmamız gerek!"
"İyi peki" diye mırıldandım
Ediz den sonra Bulemin saçmalıklarıyla uğraşacaktım caneri özlemiştim şimdi onun yanımda olmasına o kadar çok ihtiyacım vardı ki

kafeye girdiğim an gözüm Buleme çarpmıştı gülümseyerek telefonuyla uğraşıyordu yanına gidip sandalyeye oturdum fakat beni fark etmemişti bile çağırdığı halde bunu yapması garipti
aslında kapıda yollarımı gözlüyor olmasını bekleyemezdim herhalde

"Artık telefonu bıraksan!" dedim bıkkın bir ifadeyle

şaşkınca bana bakıp
"Geldiğini fark etmedim " dedi gülümseyerek
"Ama artık farkındasın"
"Eslem senin neyin var?"
Her şeyi bir çırpıda anlatmak istiyordum biran önce bu eziyetten kurtulmak için ama Bulemin tepkisinden korkuyordum hemde çok fazla

masaya doğru eğilip
"Oradan ne gibi duruyor" dedim
ellerini çenesine koyarak
"Öfke, stres ve tabi ki heycan"

Heycan mı?

"Tahmin doğru fakat teşhis kesinlikle yanlış" diyerek kelimeleri vurguladım
Bulem göz devirerek
"Anlatacakmısın?" diye sordu

Nasıl anlatabilirdim ki?
ona bir kaç saatliğine Edizin sevgilisi olacağımı nasıl söyleyebilirdim
konuyu şimdilik değiştirmem gerekiyordu sonuçta beni buraya o çağırmıştı ve ilk onun başlaması daha mantıklıydı

"İlk önce sen anlatsan sonuçta beni buraya sen çağırdın"

Şimdilik kendimi kurtarmıştım

Bulem derin bir iç çektikten sonra elini yumruk yapıp çenesine koydu
"Eslem ben ve Gökhan iki gün boyunca bir yere davetliyiz" dedi duygu karmaşası yaşıyarak

Olamazdı
Ben tek mi kalacaktım?

"Nereye" diye sordum merak içerisinde
Bulemin şuanki durumuna anlam veremiyordum gitmek ve gitmemek arasında kalmış gibiydi fakat bu ikisi arasında o kadar çok fark vardı ki

"Gökhanın ailesiyle tanışmaya"
"Senin pek gitmeye gönlün yokmuş gibi geldi bana" dedim şüpheci bir tavırla
masanın üstünde olan ellerimi hızla kavradı
"Seni yalnız bırakmak istemiyorum " dedi gözlerinde gördüğüm yaşlarla

ama ben hep yalnızdım perdenin arkasından bakıldığı zaman yalnızlığımı kimse göremezdi çünkü güçlü duruyordum fakat keşke biri pencereyi açıp ardını gorebilseydi belki beni fark edebilirlerdi belki beni ben gibi yaşadığım için yalnızlığıma ortak olurlardı

derin bir iç çekip bende onun ellerini sıkıca kavradım
"Beni merak etme, senin mutluluğun her şeyden önemli " diye mırıldandım
Bulemin sonsuz mutluluğu benim için her şeyden önemliydi
onlar birbirlerini koşulsuz , şartsız seviyorlardı banada 'mutluluklar ' dilemek yakışırdı

Ama yine yalnızdım
Her zaman olduğu gibi

"Ne zaman gideceksiniz"
"Akşam yola çıkacaz"

Akşam mı?

Aniden gözlerimi büyütüp gülümsememe engel olamamıştım
Bu sayede Bulem Ediz le partiye gideceğimizi öğrenmeyecekti
içim içime sığmıyordu

Bulemin gitmesine üzülürken diğer yandan da seviniyordum

Bu iyi olmuştu hemde çok iyi..

***
Aya bakıp gecenin karanlığına gülümsedim bu saatleri saviyordum bana huzur veriyordu
Etraf sessizdi gündüzün kalabalığından eser yoktu rüzgar hafifçe saçlarımı savururken hayıflanarak saçlarımı düzelttim

Ediz karşımda sırıtırken ona göz devirmekle yetinmiştim
"Neden her şeye gülüyorsun"
öfkeyle sorduğum soru karşısında tekrar sırıtarak
"Her şeye değil yalnızca komik olanlara " diye düzeltti

Ne yani ben komikmiydim?

Sesimin tonunun vurgulayarak
"Ben komikmiyim" diye sordum "Biraz" diye mırıldandı

Saçmaydı!
durup dururken beni komik bulması ciddi anlamda saçmaydı!

Buleme sarılırken sanki beni birdaha hiç görmeyecekmiş gibi sıkıyordu
onu özleyecektim tam iki yılımızı birlikte geçirmiştik
onlardan ayrı bir günüm bile geçmemişken önce canerin ardındanda Bulemin gitmesi garipti burada tek başıma ne yapacağımı ciddi anlamda bilmiyordum belkide daha fazlası
her şeyi biliyordum Ediz'le birlikte geçecekti iki günüm onun saçmalıklarını dinleyerek.

"Seni çok özleyeceģim " diye söylenirken "Bende" diye mırıldandım
"Eslem sık sık konuşalım olur mu?"
Başımı olumlu anlamda sallayıp "Olur " dedim

İki gün boyunca sık sık Bulemle konuşmak garip olacaktı ben konuşmayı hiç sevmezken o konuşmaya bayılırdı işte ikimizin uyumu..

Ediz gözlerini devirerek
"Hadi ama yaklaşık yarım saattir birbirinize sarılıyorsunuz alt tarafı iki gün" diye söylenirken
Bulemle birlikte şaşkınca ona bakıyorduk
Ediz yanıma yaklaşarak elini omuza attı
"Hem Eslem bana emanet siz rahat olun" diye söylenirken omzumdan elini çekip ayağını ezmeye çalıştım o acıyla kıvranırken
"Sana emanet değilim, ben başımın çaresine bakarım" diye bağırdım

Ağlamak istiyordum, sesim gidene kadar bağırmak istiyordum, onunla kalmak istemiyordum, hayatımda gereksiz birine yer vermek istemiyorum, ve ondan nefret ettiğimi tüm dünyaya haykırmak istiyordum!

Gökhan Buleme arabayı işaret ederken yavaş adımlar on koltuğa yerleşti
bana el sallarken bende ona el sallıyordum
Arabanın arkasında bıraktığı bize şaşkınca baktım

Ben ve Ediz
Tek kalmıştık

Kolundaki pahallı saate bakıp gülümseyerek
"Saat daha çok erken belki bana kahve ısmarlarsın" deyince
'Zıkkım iç ' diyesim vardı
Ona gözlerimi devirerek yürümeye başladım
"Uykum var " diye söylenirken arkamdan geliyordu

Gerçekten saçmalıyordum benim saat sekizde uyuduğum tarihte görülmemiş bir olaydı ondan kurtulmak için tek çarem buydu fakat onun bakışlarından yalanımın hiçbir anlamı kalmamıştı

Anlaşıldı senden kurtulmak için başka bir yolu denemem gerekecekti

"Sen hep saat sekizde mi uyursun"
Hem bana laf çakıyordu hemde kahve istiyordu
"Hayır bu saatte uyumam ama bugün sekizde saatte uyuyacağım"

"Çok inatçısın Eslem, peki kahveleri ben ısmarlayacağım"
Ne yani parama kıyamadığımı mı düşünüyordu?

Hiçbir şey demeden otele doğru yürüdüm etraf çok sessizdi bu saatlerde genellikle eğlence olurdu herkes ya odasına çekilmişti yada eğlencenin peşindeydi

Edizin arkamdan gelmesine söylenirken odamın kapısının önünde beni çekerek
"Yarın çok güzel olmamalısın kimseyi dövmek istemiyorum" deyip karşıdaki odaya girdi

Nasıl olur tam karşımda

inanamıyorudum şaşkınca ona bakarken yaşadıklarımdan nefret ediyordum

Çok güzel olmayacakmışım
sanane
arakamı dönüp odaya girdim
senin inadına çok güzel olacaktım Ediz Sönmez...




Ağustos MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin