---------GEÇİŞ BÖLÜMÜDÜR☺---------
¤ASLI YILMAZ
Ben. Aslı Yılmaz. Bir erkeğin arabasında ki bu erkek Furkan değil başka biri ve ben rahatsız değilim, huzursuz değilim, mutluyum ve mal gibi habire gülümsüyorum.
Yolculuk tahmin ettiğimden de eğlenceli geçmişti. Şarkı anlayışımız bile aynıydı.
Telefon numaralarımızı almıştık. Furkan hariç ilk defa bir erkeğin yanında rahat hissettim. Ve bi an gerçekten bu duygunun gerçek olmasını diledim. Bana iyi gelmişti çünkü.
Evin önüne gelince arabadan indim. Deniz de pesimden arabadan inince gek kaşımı kaldırıp ona 12 No'lu bakışımı gönderdim (12 No'lu bakış: Sen niye arabadan indin lan?).
Deniz, ona olan tip tip bakışlarıma sanırım daha fazla dayanamadı ve açıklama yapma gereği duydu.
"Eve sağ salim vardığını görmek istiyorum." dediğine biraz şaşırarak, "Sen bilirsin." diye karşılık verdim.Asansöre kadar bana eşlik etti. Asansöre binince "Eve girmeyi başarabilirim." dedim kaşlarımı kaldırarak ama gülümsüyordum. "Tamam." dedi.. "Şey.. Telefon numaramı vermiş miydim?" dedi mahcubiyetle, elini ensesine götürüp. "Evet. Müsait olunca mesaj atarım." dedim, kendime şaşırarak.
Gözleri, pamuk şeker görmüş çocuk gibi neşeli neşeli baktı bana. Kahverengi o gözlerde kaybolmak istedim. Orada kalıp huzur bulmak istedim.
Kendimi toparlayıp asansörün düğmesine bastım. Kapı kapanana kadar güler yüzle bana bakıyordu.
Asansörden inip duvara tutuna tutuna kapının önüne gittim. Zile basıp bekledim. Kapıyı Rabia açtı. Kollarını boynuma sarıp, "Valla bu kadar kırılacağını tahmin edemedim. Çok çok çok özür dilerim." dedi titrek ve korku dolu sesiyle. Kendimi tutamadım, güldüm. "Tamam. Beni bi bırak da eve gireyim." dedim kollarının arasından çıkmaya çalışırken. Şu acı veren ayakkabılardan hemen kurtulmak istiyordum. Seke seke salona girip kapının yanındaki tekli koltuğa oturdum. Burak ve teyzem kötü kötü bakıyorlardı. Rabia onları da telaşlandırmış."Sadece Ege Denizi'ni özlemişim." dedim omuzlarımı silkerek. Korkmuşlardı benim için. Haklılardı da.
Rabia yardım ederek beni odaya götürdü. Teyzem de peşinden elinde bir buz poşetiyle girdi odaya.
"Nasıl oldu bu?" dedi teyzem poşeti Rabia'ya verirken. "Hep o ayakkabılar yüzünden." dedim yalandan ağlarmış gibi yapıp. Teyzem odadan çıkar çıkmaz Rabia, sertçe buz poşetini bileğime bastırdı. "Aaa" diye çığlık attım acıdan. Ona kötü bakışlarımdan birini attım. Masum masum baktı. Yine kıyamamıştım, iyi mi?Yüzümde bir sırıtış belirdi. Deniz gelmişti aklıma.
"Affettin mi beni?" dedi Rabia. Yüzündeki gülümsemeyi soldurarak.
"Affettim." dedim ifadesiz sesimle.
"Nerdeydin?"
"Sahildeydim."
"Bir şey olmuş."
"Yooo. Bir şey olmadı." dedim. Lanet olsun ki telaşla söylemiştim bunu. Rabia'ya anlatmak istemedim nedense. Sanki bir şey varmış gibi. Kafasında saçma sapan kurgular kurmasın. Ama bir yanımda anlatmak, konuşmak istiyordu."Yok yok. Benim tanıdığım Aslı öyle salak salak sırıtmaz. Bir şey olmuş besbelli." dedi ve bana baktı. "Yani anlatmak istemezsen.." dedi yapmacık bir trip atarak. Yaşadıklarımı ona anlatmayacakta kime anlatacaktım. Ona döndüm ve dikkatlice yüzüne baktım. Anlatacağımı anladı. O da bana doğru tamamen döndü ve dirseklerini dizinin üstüne dayadı. "Dökül." dedi.
Öncelikle Batın'ın yaptıklarını anlattım. Anlattıkça Batın'a küfürler saydırıyordu. Bugüne gelince.. Batın'a olan öfkesini bir anda unutup meraklı gözlerle beni izliyordu. Ona sinirlenip sahile gittiğimi söyleyerek başlamıştım ki sözümü kesip kesip özür diliyordu. Bu durumdan sıkılıp sesimi duyacağı kadar yükseltip, "Biriyle tanıştım." dedim "haaa" dedi yüzünü garip bir hale sokarak. "Biri derken?" diye devam etti. Bunu söylerken sesini yükseltmişti. Biri duydu mu diye etrafa bakındım. Allah'tan kimse duymamıştı.
"Adı Deniz."
"Eee?" dedi ve bana daha da yaklaştı. Sanki oturduğu yerden beni duyamayacakmış gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
¤DENİZ AŞKIM¤
Chick-LitGÜVENMEK, TEK KELİME. ÜÇ HECE. SEKİZ HARF. NE KADAR KOLAY DEĞİL Mİ? OYSA Kİ BU FİİLİN HAYATA GEÇİŞİ NE KADAR DA ZOR. İNSANIN GÜVENİ KAZANMASI NE KADAR UZUN SÜRERSE, GÜVENİNİ KAYBETMESİ DE O KADAR KISA SÜRER...