ZORBA

222 16 0
                                    

_ Baba korkuyorum!
Dedi küçük kız babasının kollarına yapışarak.
_ Nisan benim güzel kızım korkma bak ben burdayım seni tam burada bekliyor olacağım.
Dedi babası küçük kızın yanağını okşayarak.Küçük kız korkuyordu çünkü karşısında ki kocaman bu okul denen içinde onun gibi bir çok çocuğun bulunduğu yere yalnız gitmek istemiyordu.
_ Baba lütfen.Ya onlar beni sevmezse ya kimse benimle konuşmazsa ya herkes benimle alay ederse ?!
Dedi küçük kız.Kocaman mavi gözlerinde gözyaşları dökülmeye hazır vaziyette bekliyordu.Babasının kolunu sıkıca tuttu.Onun da gelmesini istiyordu.

_ Sende benimle gelsen olmaz mı? Bak beraber olursak korkmam ben.
Dedi küçük kız.Babası tebessüm etti.Kızını kucağına alarak ;
_ Bak birtanem.Ben hep senin yanındayım.Her zaman sakın bunu unutma.Senin oraya yalnız gitmen yalnız olduğun anlamına gelmez.Biz hep seninleyiz.Annen de bende ve seni çok seviyoruz.
Dedi adam küçük kızı kucağından indirdi ve alnına bir buse kondurdu.
_ Hadi Nisan.Seni tam burada bekliyor olacağım.
Dedi adam ona ellerini sallayarak.Küçük kız artık korkmuyordu.Yalnız olmadığını biliyordu.Evet babası onu hiç yalnız bırakmayacaktı onu tam orada o bankta bekliyor olacaktı.Kız gülümsemeye başladı elinin tersiyle gözyaşlarını sildi.Adımlarını hızlandırdı.Babasına el sallamak için sırtını döndü.Fakat babası orada yoktu.Daha az önce sarılmışlardı.Babası küçük kıza "Seni tam burada bekliyor olacağım." demişti.Peki şimdi neredeydi?Küçük kız korktu!Şaşkındı en önemlisi yalnızdı.Babası onu yalnız bırakmayacağını söylemişti ama bırakmıştı işte.
_ Ba-ba? Baba nerdesin?
***************

_ Babaaaaa!?
Yataktan sıçrayarak kalktım.Rüya görmüş olmalıydım.Ama titriyordum.Başımda bir ağrı vardı ve anlayamadığım bir şekilde kendimi yorgun ve bitkin hissediyordum.Baş ucumda bir slüet vardı.Gözlerimi araladım ve onu gördüm.Ceyhun yatağın kenarında yarı oturmuş halde bana bakıyordu.Endişelenmiş gibiydi ama neden?Elinde bir kase içinde de soğuk su vardı.Kasenin içine mendili batırdı güzelce sıktı ve sonra alnıma koydu.O tüm bunları yaparken onu izliyordum.Sanki bu yaptığını daha önce de bir başkasına yapmıştı.Çünkü gayet rahattı.Daha sonra yataktan kalktı ve elindeki  suyla dolu kaseyi masaya koydu.Sonra tekrar yanıma geldi.Tepemde öylece dikilmiş beni izliyordu.Gözlerimi tekrar açıp kapattım.Kendime gelmeye başladım.
_ Tam bir aptalsın.
Dedi bana o kibirli sesiyle.Yatakta doğrulmaya çalıştım.Üşüyordum ve örtüyü üzerime daha da çekmek için bir hamle yaptım ama bir el benden daha hızlı davrandı.O el Ceyhun'un eliydi.Aptal demekte haklıydı sanırım.Şu anda gerçekten de öyleydim.En son duştan çıkıp odaya geldiğimi hatırlıyordum.Sonrasında da bu halde bornoz ve ıslak saçlarımla uyuya kalmış olmalıyım ki nerdeyse çıplaktım.Dışarıda ki havaya aldırış etmez gibi.
_ Şey ben üzgünüm.
Dedim ve kendimden de şu anda utanıyordum.
_ En son odaya geldiğimi hatırlıyorum sadece hepsi bu.
_ Ne yapıp yapmadığın zerre umrumda değil.Sen benim başıma bela mısın? Dedi Ceyhun.Onu sinirlendirmiştim.Bana tiksinilecek bir sokak köpeğiymişim gibi bakıyordu.Çenesini sıvazladı ve
_ Sana en son aşağı gelmeni emretmiştim ben! Gözleri alev alevdi.Sanki her an üstüme atlayabilir ve beni parçalayabilirdi.Tamam haklıydı ama değildi de.Hepsi onun hatasıydı.Eğer beni kaçırıp bu dağın başına getirmeseydi bunların hiçbiri yaşanmamış olacaktı.
_ Sana üzgün olduğumu söyledim daha ne istiyorsun!Bunların hepsi senin suçun eğer sen beni buraya getirmeseydin bunlar-
_ Kapa çeneni!
Dedi bana.Elindeki örtüyü üzerime sertçe fırlattı.Neden hep böyleydi ki? İnsan gibi konuşamaz mıydı sanki!
_ On dakika sonra giyinip aşağıya gelmezsen seni bu sefer ben yataklık ederim haberin olsun.
Dedi kaşlarını çatarak.Hızla odadan çıktı ve kapıyı çarpmayı da eksik etmedi.Şu an ne yapacağımı bilemez haldeydim.Bir girdabın içinde dönüyordum sanki.Hayatımda hiç bir insan bana kendimi bu kadar değersiz hissettirmemişti.Ağlamak istiyordum fakat içimden bir yerlerden bir ses bana hayır diyordu."AĞLAMA SENİ APTAL!"
*************
Lavoboya gidip elimi yüzümü yıkadım.Soğuk su biraz kendime gelmemi sağlamıştı.Kafamı kaldırıp aynada duran insana baktım.Bok gibi görünüyordum resmen.Gözlerim altı şişmiş suratım ise bembeyazdı.Aşağıya inmem emredilmişti.Evet cidden bana her konuşmasında emir veriyordu.Gerizekalı ne olacak.Kendini ne sanıyordu ki! Aşağı indiğimde ortalıkta kimse gözükmüyordu.Nasıl bir dengesizlikti bu.Sonra mutfakta sesler işittim.O tarafa yöneldim.Cidden şaka olmalıydı.Ceyhun ocak başındaydı.Yemek yapmayı cidden bilmesi beni şaşırttı.Çünkü o zengin hizmetçileri olan bir veliahta benziyordu sadece beni fark etti ve bana doğru döndü.Her seferinde nasıl bu kadar çekici ve yakışıklı olmayı nasıl başarıyordu acaba? Yutkundum ve bu düşünceyi kafamdan hemen sildim.
_ Otur. Dedi bana masayı işaret ederek.Ben ise hala ayakta öylece dikiliyordum.Yine emir veriyordu işte.
_ Bir şeyi ikiletmeyi sevmem.Sana otur dediysem otur. Dedi yine.
Dediğini yaptım ve masaya oturdum.Eline bir çorba kasesi alarak yanıma geldi ve kaseyi önüme usta hareketlerle koydu.Mercimek çorbasıydı bu.Nefis gözüküyordu.Kendisi de karşıma geçti bana elini kaseyi işaret ederek
_ İç. Dedi. Bir çorbaya bir de ona bakıyordum.Çorba enfes gözüküyordu ve de çok sevdiğim bir çorbaydı ama bu çorbayı bir başkası değil o yapmıştı.İçemezdim ki.Hele şu an karşımda o pürüzsüz ve çekici suratıyla beni izlerken.
_ Sana bir şeyi ikiletmeyi sevmem demiştim. Dedi kaşlarını çatarak.Yine başlamıştık.
_ Hayır canım istemiyor.
_ Sana fikrini sormadım.
_ Umrumda değil tamam mı içmek istemiyorum! Diye bağırdım ama anında pişman oldum çünkü onu sinirlendirmiştim.Ve bu hali hiç de iyi değildi.Ayağa kalktı beni sandalyeden zorla kolumdan çekerek kaldırdı.Elleri o kadar sert ve büyüktü ki ondan kurtulmak aslanın ağzından bir ceylanın sağ çıkabilmesi ihtimali kadar düşüktü.Artık bileklerimi hissetmiyordum.
_ Bırak beni! Sen ne zannediyorsun be kendini?!Ben senin emir kulun değilim anladın mı benii! Diye bağırdım kulağının dibine.Ama son sürat devam ediyordu.Beni yukarı kata çıkardı.Ve bir odaya girdik.Hızla yere savruldum.Burası onun odası olmalıydı ama beni neden buraya getirdiğine anlam verememiştim.Sonra kapıyı kapatıp güzelce kilitledi.Ürkmeye başlamıştım asıl fırtına şimdi kopacaktı.Daha sonra camın perdelerini hızla çekti ve bana doğru yürümeye başladı.Kolumdan hızla çekip beni yatağa itti ve üstüme çıktı.Kollarıma kene gibi yapışmış hareket etmemi engelliyordu.Şu anda cidden ondan korkmaya başlamıştım.
_ Hangisini tercih edersin? Diye sordu.Nasıl bir soruydu şimdi bu.
_ Kalk üzerimden!
_ Arkadan mı yoksa önden mi? Dedi . Yuhh yok artık ne saçmalıyordu.
_ Sakın aklından bile geçirme.Bırak beni! Diye tısladım ama dediklerimi duymuyordu bile.
İşte şimdi gerçekten boku yemiştim.

DÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin