NİSAN
Sonunu görmediğim dipsiz bir kuyuda;adımlarım korkak, sesim cılız, gözlerim körelmiş ilerliyordum.Bu yol onun yoluydu.Beni benliğimden sıyıran aklımda ne varsa bildiğim ya da doğru sandığım herşeyi tek düze yok eden kişiydi o.İçindeki şeytani çocuk benden daha neleri alacaktı.Elimde ne kalmıştı ki! Benim sıradan bir ailem ya da yaşantım zaten hiç olmamıştı.Varlığına değer biçtiğim iki kişi vardı.Birisi babamdı.Her ne kadar şu anda benim aldığım nefes artık ondan alınmışsada onu hissedebilmek bile yetiyordu bana.İkinci hazinem ise Ada'ydı.O saf kırılgan ve hassas bir pırlantaydı.Yaşı dolayısıyla hayatı toz pembe sanıyordu.Aslında şu anda onun için en sağlıklısı oydu.Babam her zaman güçlü olmamı öğütlerdi bana.Hayata ve gösterdiği zorluklara sırt gerebilmem için.Şimdi düşünüyorum da sanki bütün kaburgalarım kırılıyor ben babamın o masum küçük kızı sıfatını yitiriyordum.
************
Bu sefer dur demeliydim kendime ve içimde bitmek bilmeyen bu sese.Bu yakınlık fazlasıyla benim canımı yakıyordu.Kendimi basit bir fahişe gibi hissediyordum.Onun erişebildiği enfes bir tatlı gibi.Bir süre sonra sıkıldığı ve ağzında kötü bir tat bırakan tatlı.İlk başta ulaşılmaz ve enfes gözüken ilgi çekici muazzam göze hitabe eden daha sonra ise artık tatmak istemeyeceği kenara atılan bir atıştırmalık ...
Bu denli düşünüyordum.
Ceyhunu var gücümle üzerimden ittim ve sinirlerimi elimde toplayarak okkalı bir tokat patlattım.
_ Senin fahişen değilim ben! Bana elini bir daha sakın sürme!
Yataktan kalktığım gibi odadan hızla çıktım ve odama koştum.Kapımı kilitledim ve gözyaşlarımın beni esir almasına izin verdim.Bu yaşamak mıydı?
Tanrı'nın bize sunduğu bu muydu?Ya da ben tüm bunları yaşamalı mıydım?
Ceyhun odamın kapısına gelmiş kükrüyordu.
_ Nisan kapıyı aç!
_ Defol git!
_ Bak bu ikinci oldu!Sana artık neyin ne olduğunu gösterme vakti Akbal!
_ Sana defol dedim pislik!
Ayağa kalktım ve kapıyı açtım o tapılası yüzüne tükürmek istiyordum.
_ Sen bana ne olduğunu zaten gösterdin Ceyhun!
Kuduz köpek gibiydi.Dişlerini sıkmış elini yumruk yapmış kapıda dikiliydi.
_ Bu gece son iyi gecen Akbal.
Elime uzandı ve var gücüyle sıktı.
_ Sana sahici beni sunmanın vakti!
_ Canımı yakıyorsun!
Elimi hissetmiyordum.Kesinlikle moraracaktı.
_ Bu daha en başlangıç.Sen kendi ellerin az önce start düğmesine bastın.
Elimi bıraktı ve yanımdan uzaklaştı.
_ Seni adi herif! Lanet olası!
Diye haykırsamda odasına girdi ve kapıyı çarptı.
Bende aynısını yaptım ve lavaboya koştum elim zonkluyordu.Sanki tüm kemiklerimi kırmıştı Ceyhun.
Hemen soğuk suya tuttum ellerimi en azından geçicide olsa acısını dindirebilmek için.Aynadaki acınası ve yitirilmiş bir ifade duruyordu.18 yaşındaki genç bir kızdan eser yoktu.
Musluğu kapadım ve dolapları kurcaladım elimi sahiden hissetmiyordum.Acısını dindirebilecek bir krem ve sargı arıyordum.Kremi buldum ve sargıyı da peçeteyle hallettim.Annem olsa sarar mıydı tüm yaralarımı?Sarardı elbet.Çocukken sokakta arkadaşlarımla oynardım.Çamurada batardım, ağaçlara çıka düşe dizlerimi de parçalardım ve annem her eve döndüğümde tüm yaralarımı sarar beni şefkatle kucaklardı.Ben o küçük kız çoçuğu olmak ve anneme sarılmak istiyordum.
Bu son gözyaşımdı.Sinirle gözlerimi acıta acıta sildim.Kendime , Ada'ya bir söz vermiştim.Güçlü olacak ve pislikten kurtulacaktım geç de olsa kurtulacaktım...
Sabahın köründe gökleyen gök gürültüsüyle uyandım.İstem dışı elim kulaklarıma gitti.Havanın yağışı şiddetliydi.Üzerimden yorganı ittim ve ayağa kalkmak üzere hamle yaptım.Ellerimle yataktan güç alacaktım fakat sağ elimin acısı inlememe sebep oldu.
_ Aaahh!
Elim şişmişti.Sardığım peçete çıkmış ve kremde hiç fayda etmemişti.Ama elbet geçecekti.
****************
CEYHUN
Dün gece
Sanemin vadesi artık dolmuştu.Ona pasaport ve yurt dışında ne imkan gerekiyorsa sağladım.Sabah olmadan gidecekti.Nisan uyuduktan sonra gece yarısı Saneme onun burda olmasının kendi hayatı için tehlike arz edeceğini anlattım.Aslında ona bu fırsatı altın tepsiyle sunuyordum.Almanya'da ona bir ev ayarladım ve bütün imkanını da sağlayacaktım.Ama burada olması benim işlerimi zorlaştırıyordu.Hem bana muhtaçtı ne gidecek yeri ne de parası vardı.Artık önümdeki bütün gereksiz çakıl taşlarını temizliyordum...
SANEM
Ceyhun beni başından def etmenin bir yolunu bulmuştu.Her zamanki caniliğini konuşturuyordu.
_ Sana söylediklerimi anladığını umuyorum Sanem.
_ Yeterince açıktın Ceyhun.
Buradan gidecektim.Ama yurt dışına bana bütün imkanları sağlayacaktı ama hep diken üstünde olacaktım.Eğer polise gidersem kendi tabutumu kendim hazırlamış olacaktım.Fakat içim el vermiyordu.Nisanı burada onunla yalnız bırakmak beni de cani yapmaz mıydı?Bunun vebalini nasıl ödeyecektim ben?
_ Güzel.Seni dışarıda araba bekliyor git neyin varsa Nisan uyanmadan topla ve gel.
Ona iğrenen gözlerle baktım.Bir zamanlar bu çoçuğa aşıktım ben onun azıcık da olsa içinde sevgi barındığını düşünürdüm.Halbuki ne de salakmışım...
NİSAN
Açlıktan midem birbirine yapışmıştı.Sanemi de uyandırıp bir şeyler yesek hiç fena olmazdı.Umarım o evde olmazdı çünkü onunla karşılaşmak o yüzü görmek istemiyordum.Üzerime rahat bir eşorfman çektim ve Sanemin odasına ilerledim.Kapısını çaldım fakat ses gelmedi.Bende kendim yavaşça kapıyı açtım onu uyandırabilirdim.Muzipçe tabi.Gıdıklayarak.Bunu Ada'da kullanırdım.Sabahları uyanmayınca sonsuz bir gülme işkencesine tutardım onu.Fakat bu fikir anında uçtu .Odada kimse yoktu.Nereye kaybolmuştu bu kız.
_ Sanemmm!
Acaba duşta mıydı.Lavaboya baktım yoktu.Aşağı indim evin her yerini gezdim yine ses yoktu.
_ Sanemmmmm!!
İçimdeki ses bu sefer telaşlanmıştı.Yoksa Ceyhun kıza birşey mi yapmıştı.
Evin kapısına koştum belki hava almaya çıkmıstı fakat kapı üzerime kilitlenmişti.Çıldıracaktım !
_ Sanemmm!!..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜĞÜM
Teen FictionÖlmek için fazla güzel yaşamak için fazla cüretkar . O küçük şeytan ben küçük bir kız çocuğu. Ellerime,yüreğime dolanan dikenli elleri. Hayallerim onun paslanmış kalbine değdi...