Bölüm 18

30 6 0
                                    

Yemeğimi yedikten sonra yatmaya hazırlanmak için odama gittim. çantamı hazırladım ve yarın giyeceğim kıyafetleri yatağımın yanındaki sehpaya koydum. Sonra yatağa yattım. O sırada kitaplığım ve kitaplığımdaki eski günlüğüm gözüme çarptı. Hemen ayağa kalktım ve üstüne deniz fotoğrafı olan "sea life" yazıyordu. Bu günlük 5. sınıfa aitti. O zaman daha ergenliğe bile girmemiş bir kızdım abisinden korkan salak küçük bir kız. sayfaları karıştırırken içine yazdığım zamanı bile hatırladığım notu gördüm "Merhaba ben İpek. 5. sınıfa yeni geçtim çok mutluyum. Büyümüş sayılır dimi? Bence öyle . Bu arada lütfen bu yazıyı İpekten başkası okumasın. Yani benden başkası". O zamanlar yeni aldığım tatlı mor kalemimle ve kendimi büyük görme düşüncesiyle yazmıştım bu yazıyı. Ben ne ara insanlarla kavga eder olmuştum? Veya neden böyle olmuştum. Ada mıydı tek etken. Ama ben sadece Adayla kavga etmiyorum ki. Gözümdeki yaşları silip "güçlü olmak için değişmeliydin ve değişiyorsun" dedim kendi kendime. Bu sırada eski günlüğümü kapattım ve eski yerine koymak için ayağa kalktım. Kitaplığa yaklaştım defteri yerleştirdim ve kitap okumak için kapağından tahmin ettiğim güzel bir kitap aldım. Kitap okumayı severim ama şu an beynime girmiyor. Düşünebildiğim tek şey Arda ve kardeşi (düşmanım) Ada. Belki büyük bir sorun değildir ama insanları üzmeyi sevmiyorum ve eğer Gamzeden nefret etseydim Barışta buna rağmen bile bile çıksaydı galiba fazlasıyla üzülürdüm. Sonuçta kardeşim-kardeşi. Birden bire birinin gelmesi ve kardeşini çalması, aynı evde yaşadığın kardeşini, kan bağın olan kardeşini... Hayal kırıklığı için güzel bir sebep. Kardeşinin sana daha çok değer vermesini istersin ama ona daha çok verir. "Sanırım artık uyumalısın mavi pijama". "Abi çok merak ettim de acaba MAVİ PİJAMA ne demek?". "Genelde mavi pijama giyenlere söylerim" dedi ve ona kocaman sarıldım. "Ay ne kadar çok sarılıyosun sen be yeter hadi zıbar" dedi ve kapıyı kapatıp çıktı. Arkasından yatığı fırlattım ve "öküz" diye bağırdım. Sanırım mavi pijamalı İpek artık uyumalıydı.

-

"UYAN LAN ARTIK UYAN" diyordu üstüme su döken Eylül. "Napıyosun kızım sen. Ne işin var evde. Ayrıca saat kaç altı falan mı?". "Hayır gerizekalı saat sekiz ve okula geç kalıyoruz kalk üstünü GİY!!!!" diye Eylülden büyük bir uyarı yiyince kalkıp üstümü giyindim. Salak okul formamız ve genelde okulda giyilmesi yasak olan dar siyah pantolon. Kısa süre içinde saçlarımı taradım , rimelimi sürdüm ve tabiki dudak parlatıcımı unutmadım. Hazırdım, güzel gözüküyordum ve en önemlisi rahattım. Eylülle okula gidince hemen kantine gidip fazlasıyla aç şekilde yemek aldık ve ders başlayana kadar deli gibi tıkındık. "Ardaya selam söyliyim mi senden" dedi ve o kötü gülümsemesini attı. "Hee evet evet söyle ben hiç gelemiyorum ya sizin sınıfa benim yerime sen söyle" dedim gülerek. Salak ders başlıcak ya o yüzden dedim yoksa zaten senin sınıfın gibi oldu her tenefüs geliyosun ama beni görmeye değil işte" dedi ve o yavru kedi bakışcıklarını bana değil beynimin içine yolladı. Beynimin içinde "EYLÜLÜN GÖNLÜNÜ AL!!" alarmı verilde ve bende ağzımdan ilk çıkan cümleyi söyliyiverdim. "Kimin için gelicem ya tabiki benim tatlış mı tatlış Eylülüm için geliyorum" dedim ve arkadaki ses "benim için geliyosun sanıyodum" dedi. Tabii ki Arda. "Aa ama siz bilerek mi yapıyosunuz böyle şimdiden söyliyim trip atan olursa çikolata almam". dedim. "Salak sanki çikolata alcaktın" dedi Eylül gülerek. Bende gidip kantin sıarsına girdim...


Yalnız SenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin