30.Bölüm

146 10 0
                                    

"Benimle tekrar sevgili olduğun o günden beri bunu düşünüyorum. Seninle uyuyup, seninle uyanmayı, seninle yemek yiyip, seninle film seyretmeyi. Aynı evin içinde sadece sen ve ben olmayı, sadece ikimiz olmayı. Senin yemeklerini yemeyi ve sadece benim olmanı. Özgürce kimseye hesap vermeden, kimseye bir şey sormadan sadece biz olmayı. Birbirimize bağlı olmayı. Sonsuza kadar birbirimizi seveceğimiz sözler vermeyi. Karım olmanı, kocan olmayı istiyorum. Eun Mi benimle evlenip, kalbini sonsuza kadar bana verebilir misin?"

Gözlerimi hiç hareket ettirmeden Kai'ye dikmiştim. Ne? Ne demişti bana? Bana şu an evlenme teklifi mi ediyordu? Gözlerim elimde olmadan dolmuştu. Arkadaki sesler devam ederken Kai merakla bana bakıyordu. Gözlerimin dolduğunu görünce şaşırmış ve üzülmüştü. Hiç bir şeyi umursamadan ona yaklaşmıştım ve dudaklarımı dudaklarına götürmüştüm. Ben onu öperken şaşkınlıktan gözlerinin sonuna kadar açık olduğunu tahmin edebiliyordum. Hemen bana karşılık vermişti. Gözlerimizi açıp birbirimize bakarken dudaklarımızı da ayırmıştık. Yutkunup konuşmaya başlamıştım. "Eğer bu hayatta isteyeceğim bir şey varsa o da senin eşini sorduklarında beni göstermen olur. Kalbim sonsuza kadar senin Kim Jong In" Kai'nin gülmesiyle beraber etraftaki üyelerde ıslık çalmaya başlamıştı. Beni kendine çekip sımsıkı sarılmıştı ve üyelere bakıp gülüyordu. Hemen sonra elindeki yüzüğüde parmağıma geçirmişti. Tüm bunları ne zaman, nerde, nasıl yapmıştı bilmiyorum ama bir kez daha beni kendine aşık etmişti. Tekrar birbirimize baktığımızda yüzümü iki elinin arasına almıştı ve kısa da olsa tekrar öpmeye başlamıştı. Etrafa baktığımda EXO üyelerini, Taemini, Young Ho'yu ve Soo Min'i görmüştüm. Üyeler ve Taemin Kai'nin yanına gelip onun omzuna vuruyorlar ve poşetlerdeki konfetilerden bir kaç tane alıp patlatmaya devam ediyorlardı. Soo Min'de yanıma gelip bana sımsıkı sarılmıştı.

"Tebrik ederiiim. Babanda izin vermiş artık önünüz de hiç bir engel yok, açıklama olduktan sonra da hiç bir şey olmayacak görürsün. Her şey çok güzel olacak"

"Olmasa bile umrumda değil, şu an ne olursa olsun hiç bir şey mutluluğumu bozamaz" Soo Min gülüp tekrar bana sarılmıştı. Kai yanıma gelip elini belime koymuştu ve beni kendine çekmişti. Gözünün içine baktığımda sanki küçük bir çocuğa bir ev dolusu çikolata vermişler gibi seviniyordu. Belki bu örnek saçma olmuştu ama o kadar mutlu gözüküyordu ki ne örnek verirsem vereyim yanında saçma kalırdı..

*Ertesi gün
Dün geçte yatsam bu sabah hemen erkenden kalkıp banyo olmuştum ve üstümü giyinmiştim. Mini turuncu bir elbiseyle beyaz çantamı kombinleyip bir kaç bileklik takmıştım. Parlatıcımı da sürüp Soo Min'in yanına gitmiştim. O da yarın Young Ho'nun ailesi ile tanışmaya gidecekti ve çok heyecanlıydı. Beraber kahvaltı yaparken ona dün gece tam olarak ne olmuştu onları anlatıyordum.

"Peki siz nereden biliyordunuz babamın izin verdiğini?"

"Dün baban izin verince Kai daha fazla beklemek istememiş ve haftalardır kurduğu hayalini gerçekleştirmek istemiş yani sana evlenme teklifi etmesinden bahsediyorum. Suho'yu arayıp babanın izin verdiğini söylemiş ve zaten önceden ayarladıkları şeyi yapmak için onlarda hemen sahile gitmişler. Giderken bizi de aradılar ve plandan falan bahsettiler ben Young Ho ile Kang Dae'ye söyledim ama Kang Dae gelmek istemedi bizde Young Ho ile beraber geldik."

"Kang Dae zamanla kendine uygun birini bulacaktır"

"Umarım" Soo Min'de derin bir iç çekip kahvaltısıyla oynuyordu. Saate baktığımda çoktan 8 olduğunu görmüştüm. Hemen ayakkabılarımı da giyip aşağıya indim. Kai'de benimle aynı zamanda inmişti.

"Günaydın"

"Gün benim için seni gördüğüm zaman başlıyor" Kai'ye gülüp yanağına bir öpücük kondurmuştum. O da bana sarılıp kokumu içine çekmişti. Hemen ardından arabaya binip yol almıştık. "Hemen gidelim de ne olacaksa olsun"

Seçimsiz Aşk (Kai)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin