Unutulmuş tozlanmış bir defterim vardı.
Kitaplığımda kitapların arasına sıkışmış.
Kitapların arasından çekip çıkardım.
Tozunu üfledim.
Üflediğim sırada yayılan toz kokusu midemi bulandırdı.
Hiç sevmedim bu kokuyu.
Eski eski kokardı.
Aldırmadım.
Defteri açtım.
Her hangi bir sayfaydı bu.
Ondan bahsetmiştim.
Beni görmeyişinden.
Fark etmeyişinden.
Sonra bunları yazarken ki halimi düşündüm.
Kırılmış, yıpranmış , zorlanmış , unutulmuştum...
Kaybolmuştum.
Saçlarım sağ tarafa atılmıştı.
Gözlerim şişmişti.
Kalemler masaya saçılmış.
Biblolar yere saçılmış.
Kırılmıştı.
Masada sadece bir dilim pasta ve kahve sapasağlamdı.
Kulaklık kulağımda , onu bana anlatan şarkıyı dinliyordum.
Ben masaya başımı yaslamış onu yazıyordum.
Onun beni görmeyişini yazıyordum.
Ben vardım.
O masada yatmış onu hissediyordum.
Ona sorsan ben yoktum.
Ama bende biri vardı.
Kalbimde biri vardı.
Beynimde biri vardı.
Umutlarımda biri vardı.
Defterimde biri vardı.