DAMGA

280 5 2
                                    

"Kulak verin sözlerime iyice,
Herkes öldürebilir sevdiğini
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle,
Korkaklar bir öpücükle öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!.."

*Oscar Wilde*

Bir ay öncesine kadar edebiyat dersinde şiir ezberleyip üniversite hayalleri kuran biriydim ben. En çok da bu şiiri severdim, doğruyu söylediğini düşündüğüm için.
Ve şimdi bu şiirden nefret ediyorum.
Çünkü bu şiir,sadece bir şiir olarak kalmadı bende, gerçeğe dönüştü...

Gerçekten öldürmüştüm sevdiklerimi...

Aslında buna inanmak istemiyorum. Çünkü hiçbir şey belli değil. O gün tamamen kayıp bende, sanki hiç yaşamamışım gibi silik... Birkaç kesik fotoğraftan başkası yok. Sadece sonrası yankılanıyor zihnimin bomboş koridorlarında...
Sanki her şey canımı acıtmaya çalışırmış gibi her biri bir başka acıyı çağrıştırıyor. Zihnimin sisli bulvarlarında gezinirken anılar sarıyor etrafımı. Ne yaparsam yapayım engelleyemem onları artık.. Bir kere uğuldamaya başladığında susmak bilmiyor ölümün soğuk notaları...

Her şey bir bir aklıma düşmeye başladığındaysa gözlerimi sımsıkı kapatmam hiçbir işe yaramamıştı, geç kalmıştım, anılar çığlık atmaya başlamıştı bile. Bende çaresiz olmaktan nefret ede ede kendimi teslim edip o güne, üç ay öncesine gittim. Beni ve ailemi buldukları o geceye...

***
3 Ay Önce...

***
Başım dönüyordu, hareket etmeye çalıştığımda kendimi çok halsiz hissediyordum. Susamıştım da. Gözlerimi aralamak istedim ama fazla yorgundum. Kendimi uykuya teslim etmek o an en doğru şey gibi gelsede uyanmak zorundaydım. Peki neden uyanmak zorundaydım?
Hatırlamıyorum.
Kulaklarım mı çınlıyordu, yoksa duyduklarım siren sesleri miydi?
Dudaklarımı yaladım, kurumuştu. Gözlerimi aralayıp etrafı bulanık gözlerle seçmeye çalıştığımda ilk fark ettiğim detay, yerde, bir duvarın dibinde oturduğum oldu. Üstüm ıslaktı, bunu hissedebiliyordum.

Ve elimde tuttuğum ıslak bir şey vardı...

Bakışlarımı ellerime indirdiğimde ani bir çığlık koyverdim.

Kanlı bir bıçak.

Şaşkınlıkla kocaman açtığım gözlerim önündeki sahneyi gördüğündeyse nefesim ciğerlerime saplandı sanki. Bir an için gördüğüm şeyi kavrayamadım ve tekrar baktım.

Babam kapı eşiğinde gözleri kapalı halde, boğazı paramparça yatıyordu.

Babam....

Bakamadım daha fazla, bir yumru göğsümdeydi ve ben hareket edemiyordum. Öyle bi acı yerleşmişti ki içime, matem gözlerime sığamıyordu artık. Yutkundum ama o keskin his gitmedi içimden, hiç gitmeyecekti de...
Kasıp kavurdu yüreğimi...
Babam diye inlerken sıcacık damlalar sıraya girmiş gibi çenemden süzülüp tane tane ellerime düşüyordu.
Bir an gözlerim karardı, gözlerimi yumup tekrar açtığımda yaşlar yuvarlanıp kaydı yanaklarımdan.. Ve o kahpe gözler başka bir gerçeği daha gördü; Hazar'dan geri kalan hiçbir şeyi...

Ayaklarımın hemen ilerisindeydi Hazar'ın hiçbir şeyi. Ordaydı ama ben anlayamıyordum sanki olan biteni, gözlerimdeki yaşlar durmuş ve bakışlarım tek bir noktaya kilitlenmişti ve neye baktığımı kavradığım an ise, atılmamış çığlıklarla dolu bi hıçkırık koptu dudaklarımdan.

KAYIPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin