Aklım karman çorman olmuştu. Bazen şu soruları kendime sormuyorum değil.
''Acaba salak mıyım?''
'' Beynim var mı? Varsa niye kullanmıyorum?''
Her zaman duygularıma göre hareket ediyorum. Bu hareketimden dolayı en çok bugün rahatsız oldum. Ne demek ya kaç senelik dostunu başka bir gözle bakmak? Aklım almıyordu. Bugün sınıfta Kutlu'nun yüzüne nasıl bakacaktım peki?
Al işte durduk yere gerilim falan filan.. Kutlu'ya doğum günü öpücüğü vermiştim resmen. Tanrım düşündükçe deli oluyorum. Bugün yüzüne nasıl bakacaktım acaba.
O değil de tam bir pazartesi sendromu oldu bu.
Kutlu'nun doğum gününü kutladıktan sonra hızlıca binadan çıktım. Otobüs durağına ilerledim. Tuhaf olan şuydu ki arkamdan gelmedi. Benim bildiğim Kutlu hiç birşey olmamış gibi devam ederdi.
Ya Allah aşkına yine saçmalıyorum. Çocuk yüz yılın şokunu yaşadı ne bekliyordum ki
Koşarak yanıma gelip ''Seni dost olarak görmüyorum, O öpücüğümde de samimiydim. Seni seviyorum Ece.''
falan mı yani cidden kafayı yedim. Kafam da senaryolar kurarken otobüse bindim akbilimi çıkarttım tam basacakken arkamdan birisi,
'' Beni niye beklemedin, insan dostunu soğuk ve çaresiz bir şekilde bırakır mı hiç. Bugün ki öğle yemeğim senden haberin olsun prenses''
İnanamıyorum bu Kutlu'ydu.
''Ya baksana bu kadar gevşek olmak için para falan mı alıyorsun sen'' dedim ve arkama döndüm bu manzara gerçekten inanılmazdı şehvetle parıldayan gözleri içimi eritmeye yetmeye yetmişti. Birden şoför koltuğundan sinirli bir ses geldi,
''Gençler! Şu şehvetli bakışmanızı oturduktan sonra da yapabilirsiniz.''
Otobüsteki diğer insanların kıkırdadıklarını duyabiliyordum.
''Aman ne komik''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN BÖYLESİ
Teen FictionYıllardır dostum dediğim çocuğa bir gün aşkla bakabileceğimi nerden bilebilirdim ki..