Zorla da olsa hastaneden çıkabilmiştik. Bizim küçük adamın yalvarışları sayesinde tabii. Otobüs durağı bizden 50 metre kadar uzaktaydı. Kutlu'nun da telefonu bir türlü susmak bilmiyordu. O telefonla konuşurken bende sümüğümü çekip duruyordum. Göz ucuyla bana baktı ve,
"Iyy" dedi tiksinerek."Kes sesini be! Seninde sümüklerini gördük" dedim. "Hemde bok rengiydi. En azından benimkisi yeşil renk. Asıl seninkisi ıyy.." dedim tiksinerek.
Midesi bulanmış gibi yere doğru eğildi ve tuhaf tuhaf sesler çıkarmaya başladı.
" Kutlu, telefonla konuşuyorsun, benimle ilgilenmeyi kes" dedim. Der demez telefonunu kapattı ve çarpıcı bir şekilde gülerek,
"Seninle ilgilenmiyim yani öyle mi küçük hanım?" dedi.Piç gülüşünü görür görmez gözlerimi kaçırdım. Çünkü o çok tatlı gülüyordu ve dudaklarının kıvrımı gerçekten muhteşemdi. Bu da bende öpme isteği uyandırıyordu.
"Nerenden anlıyorsun acaba? Kıçından mı?" dedim.
"Tamam sen bilirsin. Hastaneye geri dönüyorum. Şu hemşirenin telefon numarasını alayımda onunla ilgilenirim bende" diyerek arkasına döndü.
Ne yani? Şaka mıydı bu? Şakaysa da hiç komik değildi. Çocuk ciddi ciddi gidiyordu.
Koşamıyordum.. Başım dönüyordu. Arkasından bağırdım,
"Ku..kutlu?"Ses çıkarmadı.
"Lanet olsun!" dedim yere oturarak.
Bana bakmadan,
"Çok istiyorsan gelip beni durdurursun" dedi. Piçlik yapıyordu.Evet! Piçlikte üstüne yoktu.
"Ben sana gelemiyorum" dedikten sonra duraksadı,
"Sen bana gelir misin?" dedim çaresiz bir şekilde. Başım dönüyordu.Hala bakmıyordu.
"Lanet olsun! Tamam sadece benimle ilgilen! Sadece benimle ol! Sana şu an ihtiyacım var piç kurusu!" diye bağırırken nefes nefese kalmıştım.
Direk bana doğru koşmaya başladı."Ece? Neler oluyor? İyi misin?"
derken ellerini omuzlarına koydu. Delirmiş miydi? Elimi kaldırıp kafasına bir tane sıkıca patlattım.
" Kızı becermeye çok meraklıysan, beni eve götürdükten sonra yap şu lanet işini!" dedim sinirle.Çok sert vurmuş olmalıydım ki hala kafasını okşuyordu.
"Kusura bakma küçük hanım ama ben sevgilim olmayanları becermem" dedikten sonra ikimizde bir anda duraksadık.
Gözlerim öyle bir açılmıştı ki sanki yerlerinden fırlayacaklardı.
Açıklayacak kelime ararken,
"Y..yani şey.. bu zamana kadar kimseye aşık olmadım. Kimseyle de çıkmadım. Bunu en iyi sen biliyorsun."
Yani?
"Şu ikide bir ağzına aldığın becerme kelimesini de hiç kimseyle yapmadım. Aşık olduğum kişiye özel olmasını istiyorum." dedi şaşkın bir şekilde. Ağzından çıkanlara kendisi bile inanamıyordu.
Aşık olduğum kişiye özel olmasını istiyorum.
Kutlu bana aşıktı. Kalbim delicesine atmaya başlamıştı. Ah! Hayır bunu hissetmemeliydi.İyi hissetmiyordum. Yutkunarak,
"Şey.. Beni eve götürür müsün?" dedim ayağa kalkmaya çalışarak, ama kalkamıyordum. Dizlerimin bağı çözülmüştü sanki.
"Bekle!" diyerek beni kucağına aldı. İnsanlar Kutlu'ya ağzı açık şekilde bakıyorlardı.
Ne var yani? Hiç mi romantik bir sevgili görmediniz? Kusura bakmayın ama o benim! derken, tabi içimden, Kollarımı Kutlu'nun boynuna sardım.Evet o benimdi.
Otobüs durağına kadar neredeyse hiç konuşmamıştık.
Aşık olduğu kişiye özel olmasını istiyordu ha? Ne tesadüf.
Bende!Umarım beğeniyorsunuzdur. Zamanınızı ayırıp okuduğunuz için çok teşekkür ederim~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN BÖYLESİ
Novela JuvenilYıllardır dostum dediğim çocuğa bir gün aşkla bakabileceğimi nerden bilebilirdim ki..