"Selim, arka kapı senin.Burayı ben hallederim. Fakat dikkatli ol, zaten komiserin gözü üstümüzde.Bir hata daha yapamayız, içerideki her kimse kaçırmamalıyız."
Selim pür dikkat beni dinledikten sonra kafasını salladı ve "Tamam merak etme , bende." diye cevap verdi.
"Beyler siz benimle geliyorsunuz, hadi."Seslendiği üç kişi peşine takıldıktan sonra evin arka tarafına kayboldular.Onlar gözden kaybolana kadar arkalarından bakmayı ihmal etmedim.Anaç bir yapım olduğundan değildi tabi,onları gözlerimle takip ederken bir yandan da kendim ne yapacağım onu düşünüyordum. Benimle kalanlara sessiz olmalarını kastederek işaret parmağımı ağzıma götürmüştüm.
"Yalnız beyler biraz sessiz olsanız da ben de boğazımı acıtmadan size planı anlatsam.Her neyse uzatmadan planı anlatayım,ben bir şekilde eve girmeye çalışacağım sizler de evin etrafını saracaksınız.Fakat benden bir komut gelene kadar kimse yerinden kıpırdamayacak ve öyle bir kamufle olacaksınız ki bukalemunlar bile sizin yüzünüzden kıskançlık krizine girecek. Anlaşıldı mı?"
"Anlaşıldı."
Dört ağızdan beklediğim onay geldikten sonra şansımı denemek için ön kapıya yaklaşmıştım. Tahmin ettiğim gibi kapı hafif açıktı. Sessizce içeri bir adım atıp etrafı gözetlemeye başladım. Arkamı döndüğümde iki polisin dikkatini çekebilmiştim. Gelmeleri için parmaklarımı ileri geri hareket ettim. Yanıma ulaştıklarında sertçe kapıyı kapattım.
"Polis!", diye kükreyip silahımı çıkardım.
"İçerdeki,her kimsen ortaya çık! Etrafın sarılı!Ki bence sen de bunun çok iyi farkındasın!"
Silahımı kaldırıp sağa sola tutarak arama turlarına başladım. Peşimdeki polise de yukarı çıkması için işaret etmeyi ihmal etmedim.
"Evladım sonunda geldiniz!"
Refleks denen reaksiyondan dolayı silahı yaşlı kadına doğrulttum.Yoksa başka bir amacım olduğundan değildi.
"Ah be teyze, sana ben gelene kadar yerinden çıkma demedim mi!"
Sesimdeki öfkeyi kontrol edememiştim,ki açıkçası pek de kontrol edecek halim ve isteğim yoktu.Çünkü haklıyım.Burada işi ben biliyorum,bu mesleği senelerdir yapan benim.İki sene sonra toprak altında çürüyüp gidecek olan birisi dediğim şeyi dinlemeyip kafasına eseni yaparsa eğer,kimse kusura bakmasın,çıldırırım.
Madem öyle o zaman polisi aramaya kalkmayacak,çok biliyor nasılsa
"İsmail,Allah aşkına şu kadını burdan al,gözümün görmeyeceği bir yere götür.Sonra ister ilgilen ister ilgilenme."Sırada bir görev sırasında en sevdiğim dakikalara gelmişti sıra.Tek başıma kaldığım ve her şeyi tek başıma halletmem gerektiği muazzam dakikalar.
+++++++++++++++++++++++++++++++
"Hiiii Selin! İçeri girdiler."
"Şebnem,biraz şu gereksiz çeneni kapatırsan çok memnun olurum,zira az duymama rağmen sağır değilim ve içeri girdiklerini anlayabilecek kadar ses algılayabiliyorum;ve eğer böyle gerizekalıca davranmaya devam edersen içeri girmekle kalmayıp buradan bize kelepçeleri geçirmiş şekilde çıkacaklar.O yüzden kapa şu lanet çeneni!"
Şebnem yaklaşık beşinci uyarımı da duymamazlıktan gelince yumruğu koluna geçirdim. Bir şekilde salondan mutfağa kadar gelmeyi başarmıştık fakat şimdi baktığım zaman bu bir hataydı.Kendi kendimizi köşeye sıkıştırmıştık.Daha fazla ilerleyebileceğimizden şüpheliydim.
"Eyvah, tezgahın arkasına geç çabuk! Bahçeyi de sarmışlar."
"Selin,iki soru soracağım.Bir,tezgah nedir;iki, tezgahın arkası diye bir şey var mıdır?"
"Tezgah,mutfaktaki....eee.Açıkçası bunu hiç düşünmemiştim."
"O zaman ben söyleyeyim tezgahın arkası falan yok.Nereye saklanabiliriz ki burada?Saklanacak yer bulsak bile kısa vadeli olur."
"O zaman şimdilik şu dolabın arkasına geçelim.Biraz ittirmemiz lazım."Dediğimi zorlanarak da olsa sonunda gerçekleştirmiştik.
"Etrafımız sarılı Şebnem."
"Sen ne kadar duyabiliyorsan ben de o kadar görebiyorum Selin rahat ol."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kovalamaca
FanficKelepçeyi geçirmek için sıkıca kavradığı bileklerimin acısını kemiklerimde hissediyordum. Yine de ellerinden kurtulmak için büyük bir çaba sarf ediyordum. "Bıraksana be! Bırak!" Beni umursamayıp, soğuk kelepçeyi bileklerime taktı. Bunu yaparken, "Ba...