Issız Güverte 36. bölüm

901 35 1
                                    

Bölüm 36:

Şaşkınlık damarlarımdaki kanın çekilmesini sağladığında bir an kendimi yavaş çekim bir filmin ortasında buldum. Aslında her şey olağan hızıyla devam ediyordu; fakat adrenalin ve acı beynime giden damarlara hücum edince algılarım güçlenmişti. Sadece bir saniyelik zaman diliminde her şey olduğundan daha gerçek göründü gözüme.

Kevin Sima’nın yanına eğilirken kahverengi saçlarının arasındaki kızıl tutamların parlamasından tutup Ulaş’ın elinde tuttuğu silahın boyasının kavramış olduğu ufacık kısmı bile görmüştüm. Her şey olağan hızına geri döndüğünde silah bir kez daha patladı.

Adrian son anda Ulaş’ın üstüne atıldığı için silahın namlusu benim üzerimden çekilmişti ama hemen yanımdan geçen kurşunun vızıltısı ürkmeme sebep olmuştu. Polis arabalarının siren sesini duyabiliyordum, bize doğru koşan Taylan’ı görünce neler olduğunu az çok kavramıştım. Kevin yalnız gelmemişti.

“Açelya?” dedi Taylan büyük ihtimalle ruh gibi beyaz olan yüzüme bakarken. “Sen iyi misin?” Kevin Sima’yla uğraşmayı bırakıp omzunun üstünden bana baktı, gözlerinde saf endişe vardı. Sırtındaki dikişin açıldığını yavaş yavaş kanını emen tişörtünden anlayabiliyordum, şuan soğukkanlı olmam gerekiyordu ama Sima’dan çıkan kan ve Kevin’ın kanı midemi bulandırıyordu. Kusmamak veya bayılmamak için direnerek nefes almaya çalıştım.

“İkisini al ve git,” dedim Taylan’ın mavi gözlerine bakarken. Önceden ettiğimiz kavgaların şuan geçerliliği yoktu. Sima yaşıyor muydu, bilmiyordum bile. Taylan sesimdeki titremeden iyice endişelenirken kendime kızarak toplanmaya çalıştım.

“Ne bekliyorsun, Taylan?” diye tısladım adeta. “Sima ölüyor, görmüyor musun? Kevin’ı da al hastaneye gidin.”

Taylan ilk önce Kevin’a sonra da Sima’ya baktı. Ardından hafifçe başını salladı ve Sima’nın yanına giderek ilk önce nabzını kontrol etti, yüzündeki ifadenin değişmemesinden hala yaşadığını anladım. Kevin kararsız bir şekilde bana bakıyordu ama onu umursayacak durumda değildik, birkaç metre ileride Adrian ve Ulaş’ın boğuştuğunu görebiliyordum.

Taylan Sima’yı kucağına alırken ben de Adrian ve Ulaş’a doğru ilermek için adım attım ama Kevin beni engelledi.

“Adrian başının çaresine bakar,” dedi kolumu tutarken. “Sen de gel.” Gözleriyle adeta yalvarıyordu ama cevabımı bildiğini de biliyordum. Adrian’ı asla yalnız bırakmazdım, hele ki bizim yüzümüzden buradaysa ölsem de bırakmazdım.

“Hastaneye git, Kevin.” Sesimde itiraz istemeyen bir ton vardı, kararlı bir şekilde kolumu tutan elinden kurtuldum ve hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Kevin’ın gözlerini üstümde hissedebiliyordum ama arabaya doğru yürüdüklerini ayak seslerinden anlayabiliyordum. Bir süre sonra motorun çalışma sesi geldi ve yalnız kaldığımızı o zaman anladım.

Adrian ve Ulaş’ın arasında duran silah kimin elindeydi kestiremiyordum ama ben daha Ulaş’a saldıramadan güçlü bir el saçlarıma yapıştı. Çığlık atmamak için dişlerimi adeta kemirmem gerekmişti.

“Nereye gidiyorsun ufaklık?” Adamın kalın sesi zaten gergin olan midemi daha beter hale getirmişti, bir erkek karşısında şansım ne olabilirdi ki? Saçlarıma yapıştığı eliyle yüzüme bir tokat atsa yüzümden geriye enkaz kalırdı herhalde. Tek çıkış yolu Adrian’ın Ulaş’ı aşmasıydı ama Ulaş da en az Adrian kadar zamanını spor salonunda harcamış gibi görünüyordu. Derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştım, acilen bir şeyler yapmam gerekiyordu.

Issız Güverte ( 25. bölüm ve sonrası ) finale kadarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin