''Mükemmelliyetçilik '' evet onu anlatan en iyi sözcük bu olsa gerek. İyi ve güzel olan herşey onunla çünkü.Bu hayallerimle başlamıştım bu yolculuğa mükemmelliyetçilik içindi herşey. Abime döktüğüm gözyaşlarım ve gidersem değişeceğini anlattığım hayatım aslında onu bulmak içindi bendeki beni ve belkide sadece ama sadece düşüncelerimi anlayabilen birisinin olmasıydı. Ya o kişi bu şehirde beni bekliyorsa diyerek atmıştım tüm çığlıklarımı . Ve evet sahiden işe yaramıştı .Artık gidiyordum yeni bir hayat yeni bir şehir tam on yaşımdan beri kurduğum herşeyin yanına gitmek gerçekten bana heyecan veriyordu. Sanırım bu yüzden ancak Osmancık'a geldiğimizde uyumayı becerebilmiştim . Hatta bir rüya bile görmüştüm genelde birkaç sahnesi dışında bir şey hatırlamadığım bir rüya .Tek başıma bindiğim otobüsten sabah daha yeni yüzünü göstermeden beş gibi bir saatte inmiştim . Neden korkmuyordum hiç ? Annem benim meleğim o hep bu korkusuzluğun başına iş açacak derdi yaptıklarımdan değil ama sanırım annemin sözlerinin aklıma gelmesinden zorla çektiğim kırmızı büyük boy bavulumla yanıma yaklaşan taksiden korkmuştum bile. Aslında normalde asla korkmadığım bu sarı taksilerden sabahın beşi olması ve adamın üstünde wanted yazan biri gibi olması beni korkutmuştu teşekkür edip hızla uzaklaştım . Sanki adamın beni yakalayacak olmasından kaçıyorum küçücük bir yerde nere kadar kaçabilirdim ki. Neyse kayıt için geldiğimde sıcacık çayıyla bana yardımcı olan amcayı gördüğümde dahada sakindim artık .O kocaman bavul merdivenlerden çıkarken kollarımı kopartacak kadar ağırdı . Son basamğıda çıktıktan sonra derin bir nefes aldım . Normalde rahat bulduğum sessiz yerlerde oturup sigara içebilirdim fakat burası bu saatte oldukça korkunçtu.Hızlı adımlarla yürümeye devam ettim upuzun yol sanki bitmeyecek gibi daha da uzadı sanki. Sonunda yurdun önüne gelmiştim . Üstünde yazan ''yuvanıza hoşgeldiniz '' yazısı kadar sahte bir yazı okumayalı baya olmuştu .Bu saatte kapalı gibi gözüküyordu . Bavul çekmeyi kolaylaştıran yolu kullanıp camı tıklattım . Güvenlik uyumaya yüz tutmuş haliyle kapıyı açtı. İçeri girdiğimde kendimi daha güvende hissettiğimden emin değildim . Çünkü burası bana hastaneyi andırıyordu. Güvenlikteki kadının yüzüne baktım sanki benden hiç hoşlanmamış bu saatte gelmek zorunda mıydın der gibiydi. ''Merhaba ben Başak Temur'' diyip hızlıca tanışma faslını bitirmek istedim . Sanki birşey söylemesem asla kıpırdatmayacağından emin olduğum dudaklarını oynatıp ''Hoş geldin Başak ben Kadriye kaçta indin sen bu saatte inmen zor olmadı mı ?''dedi . Hayır neden zor olacaksa ben arkamda neleri bıraktım bu saatte gelmek mi zor olacaktı ki saçmalık!. ''Hayır otobüsün bu kadar erken gelebileceğini düşünmemiştim.'' dedim. ''Tamam bakalım kaydına bakalım evet 401 senin odan , şu yorganın bu yastığın bunlarda nevresimlerin gel seni götüreyim zaten bir alt kat '' diyebildi sahte gülüşünü ve yanımdaki eşyaları sürükleyip onu takip ettim . Burası neden bu kadar ağır kokuyordu ki sanki birisi burada bir köpek ya da kedi ölüsü falan unutmuştu . Odaya geldiğimizde ilk düşündüğümü tasdiklercesine ağır kokuyordu. Evet burda kalıcaktım aman Allah''ım şaka gibi...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKSİMORON
ChickLitElbette hiç bir şey tam olamaz yani hem güzel hem zeki hemde zengin olamaz bir insan zaten olsaydı mükemmel olmaz oksimoron olurdu :)!!!Eğer bir gerçek varsa o da asla asla dememek gerektiği..