OKSİMORON

BÖLÜM 2-ah bu saçlar!!!!

           Sanırım gerçekten de burada kalacaktım . Bu fikre alışmalıydım . Çünkü başka türlüsü mümkün değildi. Güvenlik sanki beni buraya fırlatıp kaçmış gibi hissediyordum . Fakat bu duygudan hemen uzaklaşmalıydım. Her neyse nede olsa artık burdayım diye düşünüp kendimi rahatlatmaya çalışmıştım. Evet pembe renkli klişe bir yurt hatta bi seviye altı sanki boş olmasından mıdır bilmem ama bana korkunç geldi. ''Annemmm'' aramalıydım unuttum gene kahretsin hemen rehberi açıp çaldırdım. Öğrenci olmadan da biliyordum ben aslında kıt yaşamanın ne olduğunu ;

-Annecim

-Kızım naptın yurtta mısın ?

-Evet annecim hiçbir sorun yok güvenlik falan çok iyi davrandı zaten burası da çok güzel bir yer aklın bende kalmasın . ''Aman ne büyük bir yalan '' sık yalan söylemezdim aslında ama annemin içinin rahat etmesi gerekiyordu.

Neyse ki annemide rahatlatmıştım o güzel uykusuna dalarken bende tozlu dolaplara baktım. Temizlikçi var mıydı burda gerçekten ya da körmüydü insan bir bakar temizler diye söylenip durdum. Getirirken zorlandığım bavulu yere yatırıp içini açtım. Ah annecim hep böyle melek olmak zorunda mıydı her şey güzelce yerleştirilmişti. Aslında kendi hakkımıda yiyemem. Ben de anneme yardım etmiştim çünkü annem üşüme ihtimalimden aç kalma ihtimalime kadar her şeyi düşünmüştü. Çarşafları serdim hiç yatmaya niyetim olmayan yatağıma bir yandan da diğer dört boş yatağa baktım . Evet buralarada birileri gelcekti . Umarım saçma sapan insanlar olmazdı diye umarak yorganımı nevresimi geçirdim. Annemin unutmadan koyduğu ıslak mendille dolabımı temizledim ve kıyafetlerimi yerleştirdim. Çok mu azdı kıyafetlerim neyse birşeyler alırdım bu dolap dolup taşacak . Pencereden dışarı bakarken acaba bir yerlerde beni hatırlayanlar var mı demekten kendimi alamadım . Sıkılımıştım ve sigara içmem şarttı artık koku gitsin diye camı sonuna kadar açmıştım . Odada sıkılıştım zaten artık çıkmalıyım çık artık ne olcak canavarlar ya da ejderhalar beni bulmaz ya sonunda çıktım. Asansörle en üst katın düğmesine bastım evet kayıt için geldiğimde burada sigara içildiğini öğrenmiştim . Ne büyük bir lütuf yolda kemirdiğim krakerler dışında birşey yemediğim için sigara ağzımda iğrenç bir tat bırakmıştı. Sabahın yedisi burda ne yapılır ki bu saatte bilmiyordum. Dördüncü kat çalışma salonuydu ve burda küçük temizlik odasında bozma odama koymaya tenezzül etmeyeceğim raflar vardı. Ah evet kitaplar kaç kişiye daha doğrusu karakterle aşık olmuştum iyi yada kötü okumak bana iyi geliyordu . Kitapları karıştırırken ikiz kulelerin asıl hikayesinin anlatıldığı kitabı elime aldım gözlerim bir hazine keşfetmiş gibiydi sanırım. Çünkü yanımdan geçen çirkin eşofmanlı kız garipseyerek yüzüme baktı. Asansöre binip eksiye indim . Odamın içine girip pembe çarşaflarla bezenmiş yatağıma yatıp okumaya başladım . Heycanla okurdum her kitabı çünkü kitaplar asla gitmezdi ve hangi karakter olcağınıza siz karar verirdiniz. Filozof sayılmazdım ama yinede ben kitaptaki karakterlerden biri ve en ilgi çekici olan albayı seçip uçuşa geçtiğimde kapı birden açıldı. ''lütfen camı kapat kendini ifşa etme burası kız yurdu unuttun galiba '' dedi güvenlik''hı , ne ? tamam diyebildim. Sertçe kapıyı çekip çıktı. Buda ne böyle kendimi ifşa etmek mi saklanıyormuydum ki kendimi ifşa edeyim bu kadının sorunuda neydi ona kapı çalmayı kimse öğretmemiş galiba sanki kırk yıldır burda kalıyordum da kurallara uymuyordum . Uyumlu insanları bile çıldırtabiliyorlar gerçekten  anlam veremedim. İçimden ettiğim küfürler bittiğinde tekrar okumaya başladım ve sızmışım . Beklenen misafirlerimin bu gün geleceğinden haberim yoktu. Kapı açıldı üstünde yeşil kareli bir gömlek altında mavi bir kot ve saçları sıkıca bağlanmış ve örülmüş yüzünde bolca çil olan bir kız geldi. Ayağa kalktım neden olduğunu bilmeden, sanki komutanım geldi iç sesim bana hep emirler verirdi kalk hadi gülümseeee ..Tabi ne demek sen iste yeter ki oda benim gibi mavi bavulunu bir kenara  koydu.

-Merhaba ben başak yapı denetimi bölümünü okumak için geldim.

-Bende Hatice , yerel yönetimler okumaya geldim sen nerden geldin ?

-Tokat ıııı şey Gebze aslında oraya yeni taşındık . Henüz alışamadım ordan gelmeme neyse yolculuğun nasıl geçti benimki  biraz sıkıcıydı da  ..

-Valla çok yorucuydu aktarmalarla geldim . öyle işte sen kaç yaşındasın ?

Kaç olabilirdim ki benle aynı yaşta değil miydi zaten üniversiteye hemen gitmek gibi bir şart yoktu ya bende saçmalamasam olmazdı ya da iç sesim hiç susmazdı zaten .

-20 yaşındayım sen?

-22 yaşındayım bende biraz geç geldim de derken bir yandan da eşyalarını dolaba yerleştiriyordu. Memnuniyetsiz bir yüzü , sanki bir şeye şaşırmış gibi bir ifadesi vardı. Dolabını yerleştirirken o kadar güzel  yapmıştı ki açık konuşayım kıskandım ya ben bir şey bilmiyordum yada bu kız ev işlerinde fazla iyiydi.  İşini bitirir bitirmez bana dönüp''saçlarımı kestirmek istiyorum , benimle gelsen? olur mu '' dedi. Neden bu kadar acele ettiğini anlamadım. Belki benim gibi sorunludur .''Tabi olur, istersen çıkalım hem nefes almış oluruz.''

      Bu kadar çabuk bana alışabilmesine şaşırmıştım . Ama işime de geldi , dışarı çıkmaya ihtiyacım vardı . Yurdun önündeki kavşağın karşısına geçtik ,ve ilk araya girdik neden oraya gittiğimizi de bildiğimizi sanmıyordum ya neyse.. Ama yinede hemen bulunmuş bir kuaförümüz vardı. Bukadar eski evden bozma sanki terkedilmiş gibiydi. Burayı bulmak için bu kadar çabaya gerek yoktu çıkmalıydık oradan ama kaldık .Hatice çoktan saçlarını kestirmeye başlamıştı. Modelimiz belliydi''RIHANNA''neden o kadına güvenip kestirdik hala bilmiyorum. Hatice''nin saçları kesilirken yere düşen her saç telinde sanki başka şeyler düşünüyordum .Bu kadar acele etmesi belki canı yandığından onun da saçlarını koklayarak öpen bir adam vardı belki de.Gittiğinden ya da onu üzdüğünden öfkesi çıkmıyordu belkide . Onun dokunduğu her telden kurtulmak aynaya baktığında saçlarında o adamı görmek istemiyordu belki...

-Güzel olmuş mu?Hızlıca sıyrıldım düşüncelerden .

-Evet olmuş ,yani ben pek anlamam ki saç konusunu Hatice gerçekten .

-Uf iyi rapunzel seni çıkalım hadi !

Rapunzel mi tamam uzun mavi siyah saçlarım var. Ama tek sebebi ''o ''saçlarıma değen boyanın da bu karışan renginde sebebidir. Bir an sadece kısacık bir an , aklıma geldi . Beni saçma sapan bir yerde bırakışı  eski sevgilisiyle aldatması , bu nasıl bir saçmalıktır? ''Sen benim yarınımsın '' pehhh öküz işte sanki yarına kadar her haltı yiyebilirmiş gibi nasılda bir çırpıda söylemişti.

-Başak , gelmiyor musun?

-hı, şey tamam geldim ne yapalım? Aslında hiç bir şey yapmak istemiyordum . Gidip biraz ağlamak yorganı kafama kadar çekip yaşadığım her şeyin arkamda kaldığına inanmak bunu yapmalıydım.Koşarak gitsem ilk otobüse binip üç saatte yanında olabilirdim.Aklın ile yüreğine girmek ne zor oysa benim ona söyleyeceklerim bitmemişti ki  .Bu yeni geldiğim yer bana birazda olsa unutturmalıydı olanları kafamı toplamam zaman aldı. Hatice bir şeyler anlatıyordu. Dinliyormuş gibi yapmak kolay geldi . Başka türlü dinlememde anlamamda mümkün değildi.