Multimedya Arya.
Gölzerimi aralarken yine boş hissettim bugün. Gidip banyo yaptım. Dün geç yatmıştım. Aryanın kırdığı rekoru geçememiştim. Üzerime formayı geçirirken telefonum çalmaya başladı. Beni kimse aramazdı ki annem ve babalarımdan başka. Telefonu kulağıma götürdüm.
"Alo kimsiniz?"
"Hala mı sinirlisin bay huysuz?" Telefonu kapattım. Yine mi Arya! Saçlarımı düzelttim ve mutfağa indim. Kahvaltımı yaparken kapı çaldı. Gelen kişinin Arya olduğunu biliyordum. Evimi bilen tek kişiydi. Bu durumdan fazla rahatsızdım. Ama bu çatlak kıza rahatsız olmam birşey ifade etmiyordu.
Kapıyı açmamla içeri girdi. Elinde poşet vardı. Mutfakta ki masaya geçti. Poşetin içerisinden poğaçaları çıkarttı.
Dağınık uzun dalgalı sarı saçları omuzlarından dökülüyordu. Dudakları büyüktü ama güzeldi. Kırmızı olan dudaklarına makyaj malezemesi sürmüştü. Yeşil gözleri parlarken üzerine siyah bir çizgi çekmişti. Okul eteği yerine dar bir pantolon tercih etmiş formanın üzerine bir kazak giymişti. Siyah botları ile iyi görünüyordu. İlk kez bir kıza bu şekilde bakmıştım. Kendimi tuhaf hissediyorddum.
"Günaydın bay huysuz. Bak sana poğaça getirdim. Birlikte kahvaltı ederiz." Dediğinde derin bir nefes aldım. Onu takmadan masaya oturdum. Oda oturdu ve kahvaltısını yaptı. Bu sürede de hep konuştu.
Aslında herşey saçmalıktı. Benim o lanet ailede kalmam gerekti belkide. O mirası anneme vermeliydim. Böylece hiç hırsızlık yapmazdı. Bu saçma fikiri kafamdan uzaklaştırdım. Arya konuşuyordu ama dinlemiyordum.
"Bir keresinde bana biri demişti ki 'sen sen ol yinede kirli olma.' "
Biran duraksadım.
"Kirli olmak nedir bilir misin huysuz?"
"Ben kirlinin ta kendisiyim. Tabi ikimizde aynı 'kirlilikten' bahsediyorsak" dedim. Bunu demem bile aptallıktıktı. Tanımadığım birine bunu nasıl söylerdim ki!? Şaşkınlıkla bana baktı.
"Ama sen birdaha bu kirli adamı göremeyeceksin! Defol evimden!" diye bağırdım. Gözünde ki korku ve hayal kırıklığı umurumda olmadı. Bi anda neden patladım bilmiyordum ama istemiyordum. Bu gerçekten bana birşey ifade etmiyordu. Onu kolundan tuttum. Poğaçaları bir poşete koyup elinde verdim.
"Birdaha asla ama asla karşıma çıkma!" kapıyı suratına çarptım. Biri ile bu kadar şey paylaşmak istemiyordum. Hayatımda birini istemiyordum. Kimseyi. Bu ani patlamalarımdan bende hoşlanmasamda oluyordu işte.
-
Okula doğru ilerlerken
"Seni fazla korkak gördüm huysuz. Birini hayatına alamayacak kadar korkak. Ve birinden birşeyler öğrendim. Senin hakkında herşeyi biliyormuş. Yalnızlık kirlilikse senden daha kirliyim huysuz. Ama ben bu kadar çaresiz değilim. Ben kirliliğimden kurtulmak istiyorum Huysuz. Sen hiç sevmek istemedin mi? Ben sevmek istedim en azından. Ama sevecek biri yoktu. Ama sen huysuz. Seni sevebilirim." dedi sesin sahibi. Ve bu kişiyi tanıyordum. Söylediklerini idrak etmek bile zordu. Beni sevmesini veya hayatına almasını istemiyordum
"Beni sevme! Beni görme isteme! Evet korkağım. Oldu mu! Şimdi git başımdan!" dedim tıslarcasına. Arya yine umursamadan suratıma baktı.
-
Okul çıkışında Arya yine arkamdan bağırıyordu. Sinirlenerek arkamı dönüp üzerine yürüdüm.
"Artık şu çeneni kapama zamanı geldi ve ben nasıl kapatacağımı biliyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAZ-Kirli Adam
عشوائي"...Bu gerçek. Herşey gerçek. Ben . Sende. Burası gerçek. Anlamsızca hızlanan kalplerimiz de gercek. Hayatıma biranda girmen ve bana farklı duygular tattırman da. Kaşında benim sayemde oluşan o yarada. Şuan kollarımı sana sarmam da. Rüyalarımı kabus...