Multimedya Uraz.
Arya aklımdan çıkmıyordu. Yaşadıkları beni derinden etkilemişti. Onun bahsettiği pembe hayalleri gerçekleştirmek istiyordum. Mutlu olsun. Hani felsefe demiştim ya. 'Mutlu et.' işte onu gerçekleştirecektim. Arya ile okul çıkışı bir parka gidip oturduk.
"Bir hayal söyle. En pembesinden." yüzünde kocaman bir gülümseme gözlerinde parıldayan yıldızlar bana baktı. Kafasını omzuma koydu. Farklıydı yine tuhaf olduğu kadar.
"Pamuk şeker yemek. Hayatımda hiç pamuk şeker yemedim. Rengarenk şeker gibi bulutlar. Pembe hemde." masum bir gülümseme yolladı. Mutlu hissettim işte o an. Mahalle mahalle dolaştık. Semt semt. Ama hiç pamuk şeker satan birine rastlamadık. En sonunda bir adam ve elinde bir pamuk şeker. Gidip son pamuk şekeri aldık. Birlikte yemeye çalıştık. Aslında yemek istemiyordum. Ama o böyle olmasını istedi. Burunlarımız yerken birbirine değiyor. Değdikçede Arya nedeni bilinmez kıkırdıyordu. Bu cidden çok rahatsız ediciydi. Aptalcaydı.
"İkinci Hayal. Korku tüneline gitmek."
"Bu mu Pembe Hayal?" omuz silkti.
-
Aryayla bir lunaparka girerken elimi tuttu. Hızla elimi çekip
"Saçmalama" dedim. En saçma ve en sahte hareketti el ele tutuşmak. Birlikte korku tüneline girerken Arya korkuyor gibiydi. O zaman neden binmiştik ki.
"Ediz hep korkunç şeylerin korkuları atlattığına inanırdı. Huzurla uyu Ediz" dedi ağlayarak. Elimi sırtına koyup sıvazladım. Tren hareket ettiğinde bir elini kalbinin olduğu yere koydu. Edizi anıyor gibiydi. Elimi sırtından çektim. O önümüze çıkan asla korkunç olmayan saçma yaratıkları görünce hep çığlık attı. Bazen sarıldı. Arada elimi tutmaya kalkıştı ama yapmadı öyle birşey. Artık indiğimizde trenden Arya derin nefes alıyordu. Yüzü bembeyaz olmuştu. Gerçekten korkmuştu. Bana bakıp
"Hiç korkunç değildi be" dedi. Gülümsedim.
"Bembeyaz oldun" dediğimde elleriyle yüzünü tokatlamaya başladı gözümün içine baka baka Biraz izledim ama duracak gibi değildi. Ellerini tuttum ve çektim. Suratı kıpkırmızı olmuştu. Biraz daha gülümsedim. Çok komik görünüyordu.
"Ya çok güzel gülüyosun" dedi işaret parmağıyla gamzeme dokunup.
"Nolur bidaha gül bak noluuur. Ya çok güzeeel" Ciddileşip önüme döndüm. Oda tabiki yanımda nefessiz bir şekilde yürüyordu. Konuşmaktan nefes alamıyordu ki. Herzaman konuşacak o kadar çok şeyi oluyordu ki.
"...hatta gerizekalı yardımcı bana ceza vermişti. Bende kafasını tuvalete sokmuştum. Ondan sonra..." derin derin nefesler alıyordum onu dinliyormuş gibi yaparken. Yurdun önüne gelince birkaç kız kapıda Aryayı görünce koşarak yanına geldiler.
"Arya yine nerelerdeydin. Müdüre çıldırdı. Galiba yurttan atacak seni. Valizini falan verdi bize eşyalarını toplamamız için. Heryerde seni arıyordu." Aryaya baktığımda birşey düşünüyor gibiydi.
"Ve galiba geliyor. Bu valizin. Seni çok özleyeceğim kardeşim" Arya önündeki bir grup kızla vedalaştı. Birkaçından para aldı. Şimdi nerede kalacaktı? Arya gerisin geri yürümeye başlarken yanına gidip
"Nereye gidiyorsun?" Dedim. Hissettiğim tuhaf duygunun adını bilmiyordum bile.
"Durukanın arada uğradığı bi ev var. O yoksa evde orada kalabilirim" kolundan sertçe çektim.
"Oraya asla gidemezsin!"
"Kalacak başka yerim yok!" Elinden valizini alıp tam tersi yönüne yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAZ-Kirli Adam
De Todo"...Bu gerçek. Herşey gerçek. Ben . Sende. Burası gerçek. Anlamsızca hızlanan kalplerimiz de gercek. Hayatıma biranda girmen ve bana farklı duygular tattırman da. Kaşında benim sayemde oluşan o yarada. Şuan kollarımı sana sarmam da. Rüyalarımı kabus...