Multimedya Uraz.
Arya banyodan çıkınca ben girdim banyoya. Yemek masasına otururken gergindim. Durukandan korktuğum falan yoktu ama Arya ellerinin titremesinden yemek bile yiyemiyordu.
"Uraz ben daha fazla burada kalamam. Başını derde sokmak istemiyorum." Ona bakmadan yemeğimi yemye devam ettim. Sadece düşünüyordum. Gitse Durukan'ın ona kötü şeyler yapacağını biliyordum.
"Keşke bunu başıma musallat etmeden önce söyleseydin. Arya. Gerek yok buna. Zaten tanıştık. Sen burdan gitsende gitmesende ben onunla uğraşacağım zaten."
"Özür dilerim"
"Artık benimde moralimi bozmayı kesersen sevineceğim. Başım ağrıyor zaten."
"Başına bela açtım. Gerçekten özür dilerim"
"Pek sana benzemiyo bu cümleler" Tabağımı makineye yerleştirip odama çıktım. Biraz sorulara bakıp ders çalıştıktan sonra öylece oturup izledim etrafı. Hergün ne yaptığımı düşündüm. Veya şmdi neden bu kadar sıkıldığımı. Aryanın odasının kapısını çaldım.
"Girebilir miyim?"
"Tabiki" dediğinde girdim içeri. Odanın kalısı kenara itilmişti. Yerde bir gazete açılmıştı ve arkada bilmediğim bir müzik. Arya yere oturmuş bir elinde makas bir elinde jilet bana baktı. Gidip karşısına oturdum. Bu sefer çok uzağımda bir duyguyu hissettim. Korkuyu. Ve endişeyi. Kendine birsey yapmasından neden korktum bilmiyorum. Ama o an umarım aklımdan geçen şeyi yapmazdı.
Ölürse kimsem kalmazmış gibi hissediyordum. Yada bundan daha garip olanı o benimmiş gibi düşünüyordum. Sanki sadece benim hayatımda vardı ve hep kalacaktı. Hep konuşacak ve bu kirli çocuğa farklı duygular tattıracaktı.
Aryadan
Gözlerine baktım. Ela hafif iri gözlerine. Ne kadar da güzellerdi. O kadar güzeldi ki yüzü biraz durup baktım hayran hayran. 'Keşke gülse..' diye geçirdim içimden. Dudağının kenarında yepyen bir ay vardı çünkü. Güneş olacak kadar mutlu değildi ama. Ay o kadar güzeldi ki. Makası yere koydum ve jileti kavradım.
"Senden son birşey isteyeceğim bay huysuz"
"İste" dedi. Sesi o kadar kusursuzdu ki. Erkeksiydi. Kulağıma gelen en güzel tınıydı.
"Lütfen beni gülerek izle" şaşırınca hafif açılan ağzı normalin aksine kısılan gözleriyle baktı bana. Gülmüyordu. Ama şuan bu odaya gelmesi bile yeterdi. O isteyip de gelmese zaten ölüp gidecektim.
Olmayan annem ve babam. Siz beni bu dünyaya getirdiniz ama. Bir boka yaramadım ben. Bir bokta yaratmadım. Mutlu olamadım ki mutlu edeyim. Bir Şu çocuk var işte. Ona güldü içim. Ama o gülmüyor be. Anne,baba. Sizden nefret ediyorum. Bana bozuk genler ve bir hayat verdiniz. Nefret ediyorum sizden.
Yurtta bana değer veren kızlar
Teşekkür ederim. Geldiğim bu iğrenç dünyada karnım aç olmadı su son 6 senede. Sıcak bir yatağım oldu. Ağladığımda bana sarılan birileri. Teşekkür ederim.
"Uraz.
Teşekkür ederim. 17 yıllık şu iğrenç dünyama gelip,Onun yanına oturup sustuğun için. Konuşacağımı bilip de suratıma bakmadığın için. Teşekkür ederim. Asla inanmayıp da siyaha boyadığım yetmezmiş gibi bir okyanusa saldığım pembe hayallerime ulaşıp,Onları o karanlık sulardan kurtardığın için. Gerçekleştirip mutlu ettiğin için." Uraz bana baktı. Ve kocaman güldü. Aya bakıp gülümsedim ve kolumdan başladım çizikler atmaya. Finali bileğimde yapacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAZ-Kirli Adam
Rastgele"...Bu gerçek. Herşey gerçek. Ben . Sende. Burası gerçek. Anlamsızca hızlanan kalplerimiz de gercek. Hayatıma biranda girmen ve bana farklı duygular tattırman da. Kaşında benim sayemde oluşan o yarada. Şuan kollarımı sana sarmam da. Rüyalarımı kabus...