Ara Bölüm -3-

110 10 0
                                    

~

Matt

Dedektifin adamları Alex ve diğerlerini götürdüklerinden beri aklımdan geçen tek şey onları kurtarmaktı. Onlar en büyük hayalimin başkahramanlarıydılar.

Dark'a katılmayı çok uzun süredir istiyordum. Bu şehirde kimsesiz olanların başına her şey gelebiliyordu. Dark'sa her zaman benim gibileri korumuştu. İnsanlar her ne kadar Dark'ı kötü olarak bilse de asıl kötü olanın Dedektif olduğunu kimse göremiyordu. Kimsesizler hariç.

Dedektif odasına girdiğinde köşeye saklanıp çıkmasını bekledim. Eğer gafil avlayabilirsem onu alt edebilirdim.

Kapının açılma sesiyle duvara iyice yaslanıp adım seslerini dinledim. Yakınıma geldiğini hissettiğimde ortaya çıkıp ona yumruk attım. Daha doğrusu çalıştım. Çünkü Dedektif yaşından beklenilemeyecek bir çeviklikle kurtulmuştu. Pes etmeye niyetim olmasada birkaç dakika sonra Dedektif ellerimi arkamda birleştirip beni duvara sabitlemişti. Planlarımda yakalanmama dair bir şey olmadığı için yapacak hiçbir şeyim yoktu.

"Bakın burda kim varmış. Cesur Matt. Seni buraya getirdiğim zamanda böyle delilikler yapmıştın. Akıllandığını sanmıştım."

O günü hatırlıyordum. Hayatımın en büyük hatasını yapıp yakalanmıştım. Buraya gelmemek için Dedektife saldırmıştım. Sonuçsa iyi bir dayak olmuştu.

"Bende seni zeki biri sanırdım Dedektif. Dark'tan birilerine bu aptallığı yapmanı beklemezdim."

Her ne kadar Dedektif kolay sinirlenmesede Dark kelimesini duyar duymaz gerildiğini hissetmiştim.

"Beni tehdit etmeye çalışmandan onlarla bir bağlantın olduğunu mu düşünmeliyim Matt?"

Dedektifin evet cevabını verdiğimde yapabileceklerini tahmin edebiliyordum. Onlara karşı derin bir nefreti vardı. Yinede kendimi kurtarmak için yanlarında olmak istediğim kişileri satamazdım. Bunu yaptığım an onlardan biri olmayı hak etmezdim.

"Bu seni ilgilendirmez Dedektif."

Sinirle güldüğünü hissettim. Oldukça korkutucu bir durumdu. Beni hızla odasına doğru sürükleyip kapıyı kilitledi. Beni bırakmış olsada tehlikenin geçmediğini biliyordum. Kendi koltuğuna oturduğunda kafasıyla karşısındaki koltuğu gösterdi. Her ne kadar dediğini yapmak istemesemde sakince koltuğa oturdum.

"Matt onlardan biri olmadığını biliyorum. Yinede onlar hakkında bildiğin her şeyi anlatmak için beş dakikan var."

"Dedektif, onlar hakkında bir şey bilsem bile sana anlatmazdım."

"Cesur sözlerin beni sinirlendirmekten başka bir işe yaramıyor. Sana burda istediğim her şeyi yapabilirim. Kimsenin ruhu bile duymaz. Zamanla unutulur gidersin. O korumaya çalıştığın Dark'ın sana yardım edeceğini düşünüyorsan çok yanılıyorsun."

Güldüm. Ruhsuz bir gülümsemeydi. Benim farkında olmadığım hiçbir şey söylemiyordu. Bana tehditler savurması beni sadece güldürüyordu. Hiçbir şeye sahip olmayan birini tehdit etmek anlamsızdı.

"Her ne kadar umurlarında olmasamda birileri mutlaka yokluğumu fark eder Dedektif. Gerçi fark etmeseler de umrumda değil."

"Özelliğini kullanarak küçük bir eşyaya dönüşmüş ve arabalarımızdan birine saklanmış. Okulda olan olayları kullanıp dikkatimizi başka yere vermemizi kullanmış."

Beni tanıyanlar için inanılmayacak yalanlardı. Ne yazık ki burda beni tanıyan kimse yoktu. Dedektifin söyledikleri kimseyle yakınlaşmamış, soğuk Matt için ideal yalanlardı. Herkesin üzerinde düşünmeden inanacağı yalanlar.

"Fark edilsen bile suçlu sensin Matt. Dediklerine pişman olmalısın. Bundan sonra olacakların bütün sorumlusu sensin."

Yüzündeki sinir bozucu gülümseme bir şeyler planladığını gösteriyordu. Ama ne olduğu hakkında hiçbir tahminde bulunamıyordum. Telefondan birini arayıp odaya çağırdı.

"İşte sana anlaşma Matt. Seni gönderdiğim yerde iki hafta dayanabilirsen seni serbest bırakacağım. Serbest kaldıktan sonra nereye gideceğin ya da ne yapacağın umrumda değil."

Dediklerinin benim için iyi şeyler olmaması gerekiyordu. Ama üstünde çok düşünmeyince benim için oldukça iyiydi. İki hafta her şeye dayanabilirdim. Yinede Dedektif böyle biri değildi.

"Sen bu kadar iyi biri değilsin Dedektif. Bunun altında başka bir şey var."

Sadece gülümsedi. Bu gülümseme düşüncelerimin doğruluğunu kanıtlıyordu.

"Haklısın. Gideceğin yer Dark'ın hapse tıktığı kişilerin tutulduğu hapishane. Bazılarıyla ilişkimiz çok eskilere dayanır. Bir de ne yazık ki gereksiz kişileri bir türlü hatırlayamıyorum. Onlara verdiğim sözleri de unutup duruyorum. Söylesene Matt, benim için ne kadar gereklisin?"

Beni hapse atacaktı. Normalde bunu yapamaması gerekiyordu ama Dedektifin eli her yere uzanıyordu. Orda iki haftayı bırak bir günde bile sağ çıkacağımı zannetmiyordum. Ayrıca iki hafta olayı sadece göstermelik gibi duruyordu. Dedektifin beni oradan çıkarmaya niyeti yoktu.

Kapı tıklatıldığında Dedektif kalkıp kapıyı açtı. Engel olmak istesemde olabilecekler yüzünden hareket etme kabiliyetimi kaybetmiş gibiydim. Dedektifin adamı kolumdan tutup beni kaldırdığında kendime gelmiş ve elinden kurtulmaya çalışmıştım. Başarılı olamayacağımın farkındaydım.

Arabaya bindirilip kimse görmeden okuldan çıkarılırken Dedektif odasının penceresinden bana bakıp gülüyordu.


YetenekliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin