Bölüm - 5

21 5 1
                                    

(Su gibiyiz...)

07.Haziran.2015

Okuldayız, Çağan sunum yapıyor!

>>>
Bazı insanlar vardır, ışık saçarlar. Enerjileri, neşeleri, insanlara olan tutum ve tavırları ile yanlarında onlarlayken huzur bulursunuz. Kimileri vardır, karanlık, kasvetli hayat enerjinizi emerler devasa bir kara delik gibi.

Onların yanındayken de ne kadar mutlu birisi olursanız olun, sizden mutluluğun, neşenin, huzurun mütemadiyen karşı tarafa akmasını sağlasanız da karşınızdaki kara deliğin buna asla doymadığını; mutlu olamadığını, huzuru bulamadığını, pozitif tek kelime edemediğini "ben buyum" mazeretinin arkasına saklandığını görürsünüz.

İnsan beyninin yapısı buna müsaade etmiyorken hem de!

İnsan beyni yapı olarak neşeyi, huzuru, değişkenliği, yenilikleri sever. "Ben buyum!" derler ya insanlar, aslında hiç bir şey olamazlar. Bugün "ben buyum" dersin, yarın o olmadığını anlarsın ama kendi yarattığın karanlıklarda bunu kendine itiraf edebileceğin bir ortamı bir türlü bulamazsın.

"Ben böyleyim" dersin, karşına tam tersi çıkar ve kesinlikle öyle olmadığını fark edersin. Aslında ben buyum' yada 'ben böyleyim'lerin senin olmak istediklerindir. Tam aksine öyle olmakla yada böyleyim dediğinle kişiliğinin hiç bir alakası yoktur.

Ne zaman biri size "ben buyum" dese yada "ben böyleyim." dese, bilin ki bunun anlamı aslında;

'benim olmam gereken budur',

'Bana öğretilen budur',

'Bana olmam gereken olarak gösterilen bu olduğu için de benim de olmak istediğim budur'.

Demek istiyordur. Gerçekte her ne kadar gerçek kendisi ile herhangi bir alakası olmasa da kafasında oluşturduğu kısıtlayıcı inançları, zaten onun kendisi olmasına asla izin vermeyecektir.

İnsan bedeninin yüzde yetmişi sudur. Yani sen çoğunlukla sudan oluşuyorsun. Sen yapı itibari ile su gibisin. Akıcı olmak zorundasın. Aktıkça tazelenip, aktıkça yenilenirsin.

Suyu kaplara koyamazsınız. Ben şuyum, ben buyum diyemezsiniz, çünkü bu eşyanın tabiatına aykırıdır.

O zaman suyu kaba koymuş oluyorsunuz ve bunda ısrar ettiğiniz sürece de kendi kendinize zarar veriyorsunuz.

Suyu kaba koyduğunuzda; o su, ya tüketilmelidir yada bozulur ve işe yaramaz hale gelir. Özlük değerlerini yitirir.

Baş ucunuza koyduğunuz bir bardak suyu unuttuğunuzu düşünün. On gün sonra, o suyu artık içemezsiniz. Çünkü o artık su değildir. Başkalaşır, bozulur ve işinize yaramaz hale gelir.

İnsanlar da kendilerini bir kaba koyduklarında, kendilerini herhangi bir şeyle etiketlediklerinde, ben şuyum yada ben buyum dediklerinde buna benzer bir durum ile karşı karşıyadır. Ya o kabın içinde tüketilirler yada bozulmaya başlarlar.

İnsan, özgürce akabilmek için sürekli hareket halinde yaşamaya göre tasarlanmıştır. Avcı-toplayıcı kabile yaşantısından beri, bedenin evrimi hayatta kalabilmek için tasarlanmıştır.
>>>

...dedi ve Çağan sunumunun değerlendirme kısmını bitirdi! Ortam müsait olsa, kalkıp gürültülü, gürültülü alkışlardım. Konu hakkında kafamda ki şeyler ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.

FIRTINA, Sezon IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin