Bölüm - 8

19 5 1
                                    

( Geçiş )

09.Haziran.2015

Sonra Gaya heykelciğini aldı. Işıkları kapattı. Konuşmaya başladı.

- "Her şeyden önce Khaos (Kaos) denilen bir boşluk, karanlık ve kargaşa vardı." dedi.

Sonra bir şey oldu ve büyük patlama oldu, 'BIG-BANG' dedi haykırarak.

- "Bu kargaşadan Gaia meydana geldi."

En üstte ki rafın açık mavi LED'leri yandı. Karanlıkta ışık olmuştu. Gaya en üstte ki rafta sağ başta çoktan yerini almıştı.

Şaşırdım. Ne zaman koymuştu onu oraya?

Konuşmaya devam ediyordu...

- "Gaia, Yunan mitolojisinin "toprak ana"sıdır. Fakat aklınıza yeryüzünün tümü ya da sadece toprak örtüsü gelmesin; Gaia'yı, üstündeki toprakla birlikte, yeryüzündeki bütün kara parçaları olarak düşünebiliriz. Böyle düşündüğümüzde de onun dağları ve denizleri koynunda bir anne gibi taşıyan imgesini daha kolay anlayabiliriz.

Daha sonra "aşkın tatlı birlikteliği olmadan", daha teknik terimi ile parthenogenik olarak Gaia nın üç çocuğu olmuştur, bunlar; kendisini görünmez bir elbise gibi dört bir yandan sarsın diye gökyüzü yani "Uranüs", Dağlar yani "Ourea" ve denizler yani "Pontus" olarak bilinir."

Bunları tek tek Gaya'nın yanına koydu. Tek tek adlarını ve kısa hikayelerini anlatıyordu. Göz ucuyla Çağana baktım. Kesin 'manyak bunlar' diye düşünüyordu. Çağan gözleri büyümüş bütün dikkati ile izliyordu ve dinliyordu.

Var oluşun ve yok oluşun büyük savaşını bitirdiğimizde, Titan rafı dolmuştu artık. Heybetli ama hüzünlü gözlerle bakan Titanlar dizilmişlerdi raflarına. Açık mavi LED ışığın üzerine sanki bulutların üzerindeydiler.

Rüzgarın hikayesinde, Savaş bitmiş; Othrys Dağındakiler kaybetmiş, Olympos Dağındakiler kazanmışlardı.

Zeus'a başlamadan önce, Çağan yerinden kalktı. Rafa yanaştı.

- "Rüzgar, bunlar çok güzel şeyler, ne kadar narin, çok zevkli yapılmışlar. Nereden aldın bunları?" porselen heykelciklere bakarken dokunmaya kıyamıyor, gözlerini üstlerinden alamıyordu.

Zeus heykelciğini iki eliyle ve büyük bir dikkatle Rüzgardan aldı. Ellerinde ki sanki büyülü bir şeymiş gibi gözlerini ayıramıyordu. Ortam onu çok etkilemişti.

Zeus dedi. "Tanrıların ve İnsanların Babası" Yunan mitolojisinde en güçlü ve önemli tanrı. Göklerin, şimşeklerin ve gök gürültülerinin tanrısı. Bereket ile özdeşleşmiş, yağmur ondan beklenir. Titan Kronos'un ve eşi Rhea'nın en küçük çocuğu ve oğludur.

Tanrıça Hera'nın kocasıdır. Simgesi şimşeğin yanında boğa, kartal ve meşe ağacıdır. Aynı zamanda tanrıların kralı olduğu için taht ve asa ile de sık sık betimlenir.

En bilinen özelliklerinden biri çapkın oluşudur. İstediği her şeyin şekline girebilen Zeus'un Leda için kuğu, Antiope için satir, Aegina için ateş, Danae için altın yağmuru, Alkmene için kocasının kılığına, Hera için guguk kuşu, Callisto için Bakire Tanrıça Artemis'in kılığına, Mnemosyne için yakışıklı bir çoban, İo için bir bulut, Persephone için yılan, Europa için boğa oluşu kudretinin en iyi örnekleri.

Hemen hemen bütün tanrıları saymıştı. Tek tek hepsini yerlerine yerleştirdik. Hepimiz rafların önüne yere oturduk. Kutudan çıkan heykelcikleri hem inceliyor, hem de yerlerine yerleştiriyorduk. Arada hikayelerini anlatıyorduk.

FIRTINA, Sezon IIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin