"Notların o dolopta olduğuna emin misin?" Yere bıraktım el fenerini ve öğrenci arşivinin kapısını açmak için çantamdan gerekli malzemeleri aldım. Bir yandan 2. Sınıf öğrencisiyle konuşuşuyor, bir yandan da kilidi kırmaya çalışıyordum. Birden paaaat! Diye bir ses gelince kilidin kırıldığını anladım. Ama boş koridorda çok yankı yapmıştı. "Evet eminim. Oraya koyarken gördüm, sağdan ikinci dolap." El fenerini tekrar elime aldım ve içeriye girdim yavaşça. "Tamam fizik sınavıydı... Adın Bora genç... Hmm birde kimya sorularını istiyorsun. O da öğretmenler odasında. Bu sana pahalıya patlayacak. Farkındasındır umarım."
"Para konusunda sıkıntı yok. Yeter ki notları halledeyim. Yapamayacaksan söyle. Başka bir yol bulurum." Güldüm. "Yapamayacaksan mı-Ah o da ne!"
"Bilmem sürekli soruyorsun. Bugün gerekli olan bilgileri mesaj atmıştım." Sinirle nefesimi dışarı verdim. "Onu sana söylemedim, salak! Bir ses duydum sanırım." Gölge gördüğüme yemin edebilirdim ancak bilinçaltımın bana yaptığı oyunlar aklımdan çıkmazken bu imkansızdı. Nasıl bir bilinçaltım vardı böyle. "Dikkat et hemen bir köşeye saklan sessiz ol."
"Bana bir şey olmaz. Neyse geldim ben, kapatıyorum şimdi. Ha bu arada ne olursa olsun, hangi nedenden olursa olsun bir daha ASLA, bana 'Yapamayacaksan' kelimesini kullanma. YAPARIM!" Telefonu kapadım. Zaten bir sürü işimin arasında bir de bununla uğraşmıştım." El fenerini ağzıma alıp, yanımda getirdiğim alet çantasından bir kaç parça eşya çıkardım. Eğilip kasanın şifresini açtım. Şifreyi biliyordum ama ne olur ne olmaz diye yanımda malzeme getirmiştim. Ama olsun değişme ihtimali vardı. Şifre : 8546668. Daha öncede bunu yapıyor olmama hiç bu kadar sevinmemiştim. Çünkü şifreyi bilmesem bayağı uğraşacaktım. Sınav kağıtlarrının arasından onunkini buldum çantamdan başka sınav notuyla değiştirdim. Oradan çıktım ve karşı koridordaki öğretmenler odasına girdim. Buradaki şifre daha basitti 19751975. Kasayı açıp kimya sorularını da aldıktan sonra kasanın kapağını kapatıp oradan çıktım.
Koridorda gezerken bir kaç kişinin gölgesini görünce, bu sefer bilinçaltımın oyun yapmadığını anladım. Ve uzun karanlık koridorda hızlıca koşmaya başladım. Sağ ve sola ayrılan koridor vardı ve o sırada önümden bir şey geçer gibi oldu ve başım isteksiz sola çevrildi. Sola döndüm ve olabildiğince hızlı bir şekilde koşmaya başladım. Ama bir şeye çarpmamla yere savruldum. Her şeyim dağılmıştı. Elimdeki fenerde düştüğü için kapkaranlık olmuştu şimdi.
Birden ışıklar yandı ve birinin ayaklarını gördüm. Korkuyla başımı yukarıya çevirince bu gördüğüm kişinin çok yakından tanıdımğım kimya hocası olduğunu anladım. Ne diyeceğimi şaşırmış durumdayken, birden arkasından üç kişi daha geldi. Bir tanesi orta yaşlarda gözlüklü bir kadındı. Ve yanında iki tane hagrid görünümlü adam. Orta yaşlı kadın konuştu. "7 numaralı Pirsu Bektaş. Bizimle geliyorsun."
![](https://img.wattpad.com/cover/53000607-288-k213755.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZ∞
Fiksi Remaja"Var olduğumu hissettiğimden beri sevginin ne anlama geldiğini hiç düşünmemiştim. Sevgi bir ağaçtı. Dalları vardı oldukça fazla hemde. Ve benim sevgi ağacımda, sadece iki dal vardı. Ve imkansıza sürüklenirken durduğum yer.. Durduğum yer her şeyin mü...