Hu Huuu

44 11 1
                                    

Arkadaşlar merhaba, yazım hatalarım ve noktalama hatalarım için çok özür dilerim.. Çünkü olamaz demiyorum mutlaka oluyordur ve fark ettiklerimi düzenliyorum sizde fark ettiklerinizin altına yorum atarsanız çok sevinirim. Bölümler şimdilik az ama okuyucu sayısı yükseldikce inanın sayfalarca yazıcam sizlere inşallah :)

Asya babasıyla evden ayrılmış ve bir kaç gün bizimle konuşmamıştı. Bu sırada bende kenan amcadan olanları öğrenmiştim. O çok sevgili! Anneciği yurtdışından kocasıyla boşanıp beş parasız kalınca gelmişti , asyayı küçücük iken bırakıp sırf parası bittiği için geri dönmüştü. Bu kadını evire çevire dövmek vardı ah! Bugün burçin evi temizlerken bende caniçime sevdiği pastadan yapıyorum hani pasta dediysem ; pasta tabanını doldurup en son çevresini rulokat çikolatayla süsleyip üzerini bonibonla doldurcam. Asyanın yokluğunda burçinimle doya doya sohbet etmiştik geçmişten, gelecekten, planlarımızdan.. Burçin disiplinliydi psikolog olmayı istiyordu üniversite 2 deydik daha. Ayrıca tam teşekkürlü bir espriciydi gerçekten onun esprileriyle ciddi anlamda başımız belada, bu tarzı duruşunun altında acayip bir imajdı. Ailesi mersinde sade geçim sürüyordu aslında ailesinde sorun olmayan birtek o vardı. Olmasında zaten, babası bıyıklı sakallı beybaba tipindeydi, anneside pamuk anne gibi saçları yaşına rağmen bembeyaz olmuştu, bir kız bir erkek ikiz kardeşleri vardı tam bir yaramazlık ustasıydı ikiside :D kendi kazançları kendilerine ancak yetiyordu. Burçinde ek işlerde çalışıp kenara ayırır ailesine yollardı.. Asya ise deli dolu gümbür gümbür şarkılar seven gürültüden hiç rahatsız olmayan ama saf bir kız.. Tadığımdan bu yana o hep saf tertemizdi saf dediysem çabuk kanmazdı sadece iyi niyetliydi, çabuk ağlardı, çirkefti ama iyi kızdı.. Aileside sadece babasıydı.. Ben.. Öyle canım ailem yoktu üvey anne üvey babada değildi benim ki.. Üvey kardeş babamın biricik oğluşu, onları hiç bir zaman sevmedim çünkü onlarda beni sevmedi. Kusura bakmayında beni kabul etmeyen adama gidip "ayy babişş seni seviyoroom" felan diyemem fok balığı gibi. Her ne kadar aynı babadan olsakta üveydi benim için babamın oğlu. Annem, çok severdim onu, liseye giderken kaybettim hayat ışığımı babama ve oğluşuna olan nefretim zamanla tüm erkeklere oluşmaya başlamıştı. Farkettiğimde umrumdada olmadı bir erkek olmazsa olmazım değil, olmazsa daha iyi olurum'du benim için.

Klasik üniversite hayatımız vardı bizim, asya işletmecilik ve yabancı dil okuyordu babasının şirketinin varisiydi.. Ve ilk görüşte aşka inanırdı, bunun yüzünden az çektirmedi bize salak ! Her beğendiği çocuğa ölürcesine aşık olduğunu sanıp götü başı dağıtırdı. Bizde götünü toplardık. Burçinin tek istediği psikolog olup güzel ve rahat bir yaşam sürmekti ömrünü paylaşabileceği bir eş istiyordu, inşallahda istediği olurdu kız cool ne istediğini biliyordu. Bazen çok özeniyorum ona, ne istediğimi bilmek istiyorum..

Bende işletmecilik okuyordum hepimiz aynı üniversiteye gidiyorduk sadece burçin farklı blokta ders görüyordu. Okul bu hafta başlayacaktı çok stresliydim ilk dönemimiz gayet güzel geçsede bu kez zorlanıcaktım öte yandan da iş bulmam lazımdı ama sanki hiç iş kalmamış gibiydi olanlarda canını verirsen üç kuruşu alırsın diyordu.

Yatağımda zıplayan hayvana bir tane tekme vurup yere yapıştırdım. İşte zafer! "aaaaaahhh hayvan! Öküz, dana ne vuruyon lan" diyen asyanın sesiyle gözlerimi pörtletip bende yere üzerine çullanıp sarıp sarmaladım aşkımı "asyaaaa, hoşgeldin lan. Kızım çok özledim lan seni" diyerek daha sıkı sarıldığım. "öhöhh, lan öhhhöhh kalkk, mandaa öhöh boğdun öküz", " aman iyi be defol odamdan osyo" ona asya değilde osyo dememe çok sinir oluyodu bende zaten kahkaha atarak odamdan çıkana kadar böğürerek osyooo demeye devam etmiştim. Sabahın köründe ne diye beni uyandırdıysa iyi gelmiş iştede ne yapayım yani şuan uykum var, kralı gelse kalkmam. Yastığım, yorganım, yatağım! İşte süper üçlü sevgilim bunlardı benim. Ağladığımdada, güldüğümdede, üzerinde zıpladığımdada terketmedi beni. Canım yatağım ya birtanecik yastığım. ❤

Uyandığımda eski evimizdeydim miss gibi sigara böreği kokuyordu. Şaşkınca sağıma soluma bakıp ne olduğunu anlamaya çalıştım. Ne zaman gelmiştim ben buraya, kim getirmişti beni? Yataktan kalkıp ne olur ne olmaz diye pijamalarımı çıkartıp siyah dar pantolon ve siyah askılı giyinip üzerine tül gri badi tarzında bişey giydim artık adı herneyse. Saçımı at kuyruğu yapıp aceleyle çıktım eski odamdan, hôlûn solunda kalan mutfağa yaklaştıkca hücrelerime acı yayılmaya başladı. İstemsiz dolan gözlerimi umursamadan kapıdan içeriye daldırdım gözlerimi.. Gülen gözleriyle bana bakan melekti karşımdaki, ela gözlerinde hüzün vardı ama gülümseyen hüzündü. Yaklaştım, sımsıkı sarılıp gerçek olduğa inanmak istercesine saçlarına gömdüm yüzümü. Kokusu öyle güzeldiki papatya kokardı saçları, yüzümü avuçlarının içine alıp okşadı gözlerinden düşen damlara eşlik etti gözlerim. Derin bir nefes almamla boşluğa düşer gibi gerçek hayatıma dönmem bir oldu. Yanı başımdaki burçinle asyanın bakışlarını umursamadan ellerimle yüzümü kapattım. Gözyaşı değil hıçkırıklarla bir özlem akıyordu gözlerimden. Özlem, hasret, acı hepsi karışmıştı, kendimi durduramıyordum hıçkırıklarım seslerimde yankılanıyordu odamda titreyen vücudumu hissetmemeye başlarken yediğim tokat kendime gelmemi sağladı. Ardından beni saran iki çift kol keşke uyandığımda yine annem sarılsa bana ağlama güzel gözlüm dese. Gözlerimi silip öpse tekrar, ah anne! Kromozomlarıma kadar acıyor her hücremde hissediyorum yokluğunu her duyu organım hissediyor unutamadığım kokunu.

Kalkıp yüzümü yıkayıp içeriye geçtiğimde asyada peşimden geldi, elindeki tepside kahvelerimiz ve çikolatalarımız vardı. Birde televizyonda komedi filmi anlaşılan gece yarısına kadar böyle olucaktı.

"ııımmm! Kızlor ben gidiyom, hade iyi geceler" diye ağzı çikolata doluyken konuşan avanak tabikide burçin di. Kızdaki disipline hayranım be! Kaldık mı şimdi osyo hanımla, kahveleri toplayıp mutfağa bırakınca "varsa bir çayını alırım yoksa kola dolduruveer" diye böğürdü asya. Çaya asla hayır demem ama ben yapacaksam o başka tabiki :D iki bardak kola birde kilerimizdeki cipsi alıp salona geçtim. İstemsiz hüzünlüyüm bugün Annemi özlemiştim hemde her zerremde. Asyanın yanına oturup bağdaş kurdum..
-asya, noldu anlat bakalım naptın o kadınla?
- amaann boşver.
-asyaa. Anlat.
- tamam bayan merak, aslında hiç konuşmama kararı almıştım ama babamla konuşunca karar değişikliği yaparak onu sahile çağırdım.
- hadi canım! Eee ne dedin kussaydın üstüne!
-lütfen esre sözümü kesme.. Evet çağırdım ve onu hayatımda istemediğimi, bu zamana kadar yaşadıklarımı tek tek anlattım. İçimdekileri tam anlamıyla kustum. Ona güvenemeyeceğimi 5 yaşında anlamıştım ben gitti ve dönmedi! Bir kız için annesiz kalmak çok zor. Onu istemiyorum artık sevgisine şevkatine ihtiyacım elbette var. Ama ben salak değilim paragöz ve çıkarcı bir kadını anne olarak hayatıma alamam.

Sözlerini bitirirken gözleri dolmuştu ama akmasına izin vermedi. Sımsıkı sarıldım dizlerimi indirip gülümsedim. En sevdiği şey saçlarının okşanmasıydı, bense nefret ederdim kimseye dokundurtmazdım. Dizime yattı ve saçlarını okşarken uyuyakalmasını bekledim biz kardeştik. Kardeşler uyurken de ihtiyacınız varsa yanınızda olmalılar.

Frezya ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin