Bölüm Biir

109 17 6
                                    

Sabahın köründe uyanarak neyi amaçladım bende bilmiyorum ama şuan salak gibi hissediyorum kendimi. Bugün günlerden pazar ve benim normalde öğleyi geçirmeden kalkmamam lazım neyse madem uyandık. Önce lavabo işlerimi halledip kızlara bakmak için odalara daldım ama sonuç hüsrandı burçin kesin spora gitmişti bu kızı gerçekten bazen anlayamıyorum sporu neden yapasın uyumak varken? Asyada kalmıştı aklım o genelde gece üçlere kadar telefonda oyun oynardı bu saatte uyuyor olması gerekmezmiydi? Bu halıda lila renkmi vardı ya?
Ne diyon iç ses?
Odada malak gibi halımızın renklerine kadar izleyip gelen uykumu geçiştirip mutfağa yöneldim çayı koyup takrar yatak kapatmaya başladım. Aslında bugün şanslıydı kızlar ben kendi yatağımı bile kapatmaz genelde sadece yorganı gelişine üstüne örterdim.. Gidip kızlarında yatağını kapatınca çayı demledim, kahvaltılıkları masaya çıkartıp telefonu almak için odaya yöneldiğimde kapı açılmıştı gelen asyaydı elinde taptaze 3 gevrek 3 boyöz vardı "şuan size izmiliyek dedim asdf" aşkım ya gidip poşeti aldım ve gönnaydın kanka dedim mutfağa uçtum asyaya - kanka şu malı arada gelsin la. Diye bağırıp domatesleride doğradım masa hazırdı. Asyanın yanına gidip oturdum dolabını düzenliyordu, bir dakka Asya, dolap, çamaşır, katlamak, düzeltmek, ıyyyy kıza bu cümleler yakışmıyo birkere
-asya?
-hı.
-aassyyaaa
Yüzüme bakmadan - hııı
- Bana baksana kızım bilmiyonmu sanki huyumu? Dediğimde bana dönmüştü! Lan! Gözleri!
-asya! Noldu kızım ne bu hal, diye bağırdığımda ağlamaya başlamıştı. Teni bembeyaz gözleri kıpkırmızı olmuştu ve yüzüde ağlamaktan şişmişti.. Yanına çömelip sıkıca sarıldım, çünkü bizde böyleydi önce sakinleştir, sonra gaza getir, sonra git ağlatanı döv! Tam o sırada kapıda beliren burçin bize "noluyo la" bakışı atıyordu..
Oda gelip yanımıza oturdu asya susup öylece başını öne eğmişti bu kendince bana biraz zaman verin kelimeleri toparlıyayım demekti öylede yaptık burçine bakışımla mutfak dedikten sonra mutfağa giriş yaptık.. İkimizde meraklıydık burçin gevrekle boyözü tabaklarken ben çayları doldurdum asya yüzünü yıkamış tepeden yaptığı topuzla geldi. Kahvaltıyı yarılamıştık ki burçin dayanamayıp "noldu kızım sana lan" diyerek artık konuyu açmıştı aslında iyide yaptı bende içten içe bunu soruyor, ihtimalleri düşünüyordum. Asya derin bir nefes aldıktan sonra "Annem"  dedi. Annesimi? İkimiz bön bön bakarken "ortaya çıktı bugün' dedi, asya babası ve abisiyle büyümüştü maddi durumları çok güzeldi yani burçinle benden iyiydi hatta bu evide babası itiraz istemeden satın almış kira derdimizi kaldırmıştı. Aslında almasaydı sokakta kalırdık aylarca kira veremiyorduk hem okul hem iş yürümüyordu yada biz çok zorlanıyorduk. Asyanın annesi asya 5 yaşındayken gitmişti asya ona karşı nefret dolu olduğunu ve nereye gittiğini merak etmediğini söylemişti. Oysa şimdi çıkagelmişti.. Ne burçin ne ben tek kelime etmemiştik çok özlemişti asya gözlerinden yaş değilde hasret, sevinç ve nefret akıyordu.

Frezya ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin