ÖLÜ GELİN

320 5 0
                                    

Multimedyadakine baya baktım ölü gelin resimleri film resimleri felan baktım anca en güzeli bu. Alıntıdır..

Ben minibüsü ile köyden köye dolaşarak kap-kacak satan bir seyyar satıcıyım. 1973 yılında Güney doğudaki illerimizden birinin merkeze uzak olan köylerini dolaşıyorduk. Her zamanki gibi akşam üzeri satışı bitirip yemeğimizi yedik. karşıdaki kahveye geçip çayımızı içerek yorgunluk attık. Kahveden ayrılırken yanımıza gelen kahveci ,Gençler karanlık bastı gece burda kalın biz gece şehire inmeyiz sabahı bekleriz, dedi. Ben gülerek ,Amca sen ne diyosun.

Ben her gittiğim köyde bir gece geçirsem aç kalırım derken bir yandanda yolumu kesebilecek eşkiyaya karşı arabada taşıdığım silahın varlığı bana güven veriyordu. Kahveci ,Peki o zaman yolunuz açık olsun yalnız mola vermeyin dedi. Dağların arasından bir yılan gibi kıvrılarak giden toprak yol gecenin rutubeti ile iyice yumuşamıştı. Minibüsün tekerleklerinin çıkarttığı ses duyulmuyordu.Köyden ayrılalı 20 km olmamıştı ki gözüm gösterge tablosundaki hararet ibresine takıldı.İbre neredeyse sona dayanmıştı.

Lanet olsun bu eski arabaya diye düşünerek önümdeki son rampayı çıktım.Aynı anda tam tepede yolun sağında ağaçlar arasında önünde yalak olan eski bir çeşme gördüm. Biz cidden ballıymışız dedim arkadaşıma. Minübüsü iyice yaklaştırdım koltuğun arkasından bidonu alırken arkadaşımın uyuduğunu gördüm. Minibüsten inip çeşmeye ilerlerken ağaçların garip bir rüzgarla sallandığını hissettim. İster istemez içim ürperdi ve kahvecinin sözlerinin hatırladım. Aceleyle bidonu doldurdum arabaya giderek motor kapağını açıp suyu doldurmaya başladım. Aynı anda arkamda birisinin varlığını hissettim. Ve omzumda bir elin. Camdan içeri baktığımda arkadaşım hayla uyuyordu bir an sırtımdaki el aklıma gelince arkamı döndüm.

Gördüğüm şey karşısında nerdeyse küçük dilimi yutacaktım. Karşımda telli duvaklı ve çok güzel bir gelin duruyordu. Tatlı bir ses tonuyla "merhaba beni de gittiğiniz yere götürür müsünüz" dedi . Ben gecenin 12'sinde onun böyle ıssız bir yerde tek başına ne aradığını düşünerek arabaya binebileceğini söyledim. Ben şoför kapısına yönelirken oda aracın sağdaki kapısına yöneldi. Ben koltuğuma henüz oturmuştum ki sağ kapının arkadaşım tarafından kilitlenmiş olduğunu fark ettim. Uzanıp kapıyı açacağım sırada gelin ile göz göze geldim. Gözleri kıpkırmızıydı öfke ile kapıyı sarsmaya başladı. Ben hemen kendi kapımı kapatıp kilitledim,o'esnada uykusundan uyanmış olan arkadaşımın uyarısı ile camımı kapatmak istedim. Fakat çok geç kalmıştım. Benim olduğum tarafa gelen gelin yarı açık olan camı elleriyle tutarak kapatmamı engelledi.

Yüzünü cama yapıştırdı. Dişleri simsiyahtı. Camı tutan ellerine baktım. Tırnakları çok uzundu,uçları sivri ve aşağı doğru kıvrılmıştı. Vitese takmaya çalışırken,sol omzuma saplanan tırnakların,etime girdiğini gördüm. Gelin garip sesler çıkartıyordu ve minibüsü durdurmaya çalışıyordu. Gaza yüklendim ama haraket edemedik tekerlekler olduğu yerde boşa dönüyordu. İkimiz birden yüksek sesle dua okuyorduk. Bİrden minibüsü ileriye doğru fırlattı. Gelin tırnaklarını kaportaya sürerek iğrenç bir ses çıkartıyordu. Aynadan baktığımda onun ayaklarını açmış kollarını ileriye uzatmış bir halde durduğunu gördüm . Sanki onuda almamız için bize yalvarıyormuş gibi bir hali vardı. Sabah köye kalkan minibüslerin kahyasını bulup ona anlattık. Sizin yaşıyor olmanız büyük mucize,çünkü gelini gören ve hayatta kalan kişi sayısı çok azmış. Bu gelini yıllar önce bizim gittiğimiz köyde evlendiği gece tecavüz edip işkence yaparak öldürmüşler. Cesedini 3 gün sonra bizim durduğumuz yere yakın bir yerlerde yol kenarında bulmuşlar. Üzerinde yırtılmış ve kanlı gelinliği ile. Bu olaydan sonra yolculuklarımı hep gündüz yapıyorum...

alıntı.


KISA KORKU HİKAYELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin