Dün ciddi ciddi çalışmalarımı bitirdikten sonra bölümü yazmaya başlamıştım. Daha sonra kimin bölümü silinmiş ? Tabi ki benim. Bugün tekrar yazdım. Umarım bir şeyler olmuştur. Keyifli okumalar.
-
Ertesi sabah bir kaç hafta önce planladığımız planı yapmaya koyulduk. Daha doğrusu planın üzerinden evrim geçmiş halini yapmaya koyulduk. Toprak deneyimlerine dayanarak bu planın tutmayacağı fikrine varmış, yeni şeyler düşündüğünü açıklamıştı.
'' Bu benim için çok zor olacak. Bu şey. Cidden çok zor. Ama size sunmak istedim. Belki.. Belki buradan çıkmak uğruna düşünebilirsiniz diye.'' Rüya'ya baktığımda ışıldayan gözler ile Toprak'ı incelediğini görebiliyordum. Her ne olursa olsun yapacağından emindim. Bana kızdığından da bi o kadar emindim.. Dün gece Toprak yanıma geldiğinde uyumayıp ağladığından da.. Aslında en güçsüzümüz Rüya'ydı. Bunu bile bile yaptıklarım.. Aptaldım.
'' Ne yapacağız ? '' dedi Rüya düşüncelerimi keserek. Toprak derince bir iç çekişin ardından usulca konuştu.
'' Öncelikle. Yapmak zorunda olmadığınızı tekrar tekrar hatırlatacağım. Unutmayın. İkinci bir plan yapabiliriz.. '' Kafamı sallayarak Toprak'ı onayladım.
''.. DDM'nin kurucusunun oğlu. Aras Bulut. O adamda bir şeyler var. Çözemediğim bir şeyler. Saçma geleceğinden eminim, tüm gece boyu iç sesimde bana bunu haykırdı. Ama sadece bir plan. Yapmak zorunda değiliz. Her neyse. Bildiğim kadarıyla her kızdan hoşlanacak tiplerden. Şuan birinizden hoşlanmadığı bile malum. Hoşlanacak dediğim bildiğimiz hoşlanma değil aslında. Kızları tek gecelik bir eşya gibi görüyor. Şimdi. Tekrar hatırlatmak istiyorum, yapmak zorunda değiliz ama. Aras'a ikinizden birini ulaştırabilirsem, hiç bir şekilde size zarar gelmeyeceğinden
emin olduğum zaman. Bir şeyler öğrenmeye çalışabilir misiniz ? ''
"Çüş." Dedi Hira aniden. Ben olayın ciddiyetine dalmış onu takmazken Toprak Hira'nın söylediği kelimenin şaşkınlığını atlatıyordu.
"Bilmiyorum." Dedim bana baktığını fark ettiğimde.
"Bunu başarabileceğimi sanmıyorum. Böyle şeylerle uğraşıp erkekleri kendime çekebileceğimide, zannetmiyorum.." Bu doğruydu. Arkadaş ortamından doğan adına 'çıkma' dediğimiz şu saçma sevgililik olayını saymazsak, erkeklerle girdiğim bir diyalog bile yoktur.
"Bende yapamam. Anında benden etkilenip anında ciddi bir ilişkiye girmeye çalışırsa. Bana zorla bir şeyleri yaptırmaya çalışıp, bağırmamam içinde ağzımı kapatırsa. Düşünmesi bile güç." Her şeyin sonuna kötü bir senaryo oturtma fikride tam olarak Rüya'ya göreydi.
"Dediğim gibi, siz bilirsiniz." Dedi Toprak hayal kırıklılığına uğradığını belli etmemeye çalışırken.
"Sonucunda... Tüm DDM halkı kurtulabilir. Belkide.. Denemeliyiz." Dedim hemen.
"Nasıl denemeliyiz ?" Diye çıkıştı Rüya. Sonra kırgınlığını hatırlamış gibi gözlerini hızla kaçırdı. Bir süre hepimiz sustuk ve düşündük. Bir hafta sonra plan benim üzerimden oynatılmaya başlamıştı..
Plana göre giydiğim kıyafetler kısa bir etek ve üzerine beyaz bir gömlekten ibaretti. Toprak'ın son hatırlatmalarından sonra dışarı çıkarak siyah kapının önüne geldim. Korumalar sorgusuz bir şekilde içeri girmeme izin verirken işime gelen durum neticesinde şaşkınlığımı saklayamamıştım. İçeride oluşmuş sigara dumanı gözlerimi kısa bir süre kapalı tutmamı gerektirdi.. Sonrasında buz gibi sesi ile irkildim.
'' Çıkarken seni buraya alan bok beyinli adamlara kovulduklarını söyle. ''
Boğazını yapışarak onu burada, bu şekilde boğmak istedim. Konuşan dilinin boynuna dolanıp nefessiz kalmasını, çektirdiği her acının teker teker bedenine batmasını istedim.
Rolüm gereğince yüz ifademi sakin tutmaya çalışırken ağır adımlarla önündeki koltuğa oturdum. Sol bacağımı sağ bacağımın üzerine yerleştirirken aptalca gülümsemek zorunda kaldığım için dudağımı dişliyordum.
Şimdi hatırlamam gereken şeylere sıra gelmişti.
Kural 1- Övgüden hoşlanıyor.
'' Biliyor musun ? Dünyanın en akıllı insanı bile böyle bir kurum kuramazdı sanırım. Sana aptal diyerek aptallık etmişim. Yaptıkların çok zekice. ''
Biliyor musun ? Dünyanın en aptal insanı bile böyle bir kurum kuramazdı sanırım. Sana aptal diyerek haklı olduğumu o sırıtışınla kanıtlıyorsun. Yaptıkların bir sineğin yapacakları gibi aptalca şeyler.
'' Akıllanıyorsun. Yavaş yavaş. '' dedi cümlesinin sonuna kısa bir kahkaha ekleyerek. Yerimden kalkmadan hemen önce. Kısa bir süre içerisinde neden burada olduğumu kendime sordum. Rutin bir hayatım vardı. Annem vardı, gittiğim bir okul vardı. Sıkıntılarım vardı, mutluluklarım vardı. Şimdi neden buradaydım ? Hayatı boyunca hiç bir erkekle ciddi bir konuşmada bulunmamış ben, bir erkeğe resmen.. Resmen. Yerimden kalkarken tüm adım sesleri kulaklarıma battı. Kulaklarımı kanattı.. Sandalyesinde yayılırken masaya attığı bacaklarını toparladı. Önündeki masaya yaslandım. Şimdi.. Okuduğum kitaplardan, izlediğim filmlerden gördüğüm şeyleri sahneye sunma zamanı gelmişti. Sahne benimdi ve sonunda alkışlanmak istiyorsam, iyi oynayacaktım. Titreyen ellerimi kaldırarak gömleğinin yaka kısmına dokundum. Ellerim beni dinlemeyerek boğazına sarılmaya kalktığında kendimi hemen çektim. Gerginliğimi her insan anlayabilirdi. Hala bana öyle bakması bir komplomuydu yoksa cidden salak mıydı ? Geri çekildiğimde oda sandalyesinden kalkarken yeni fark ettiğim kapıyı sonuna kadar araladı. Kapının girişinden gelmem için bir işaret yapınca bacaklarımı zorlayarak yanına ulaştım. İçeride gördüğüm manzara. Korktuğumdan mı atıyordu bu kadar kalbim ? Evet. Evet. Kesinlikle öyle idi. Komidinin üzerinde duran bira şişesini bir kaç yudumda bitirdikten sonra yatağın kenarına oturdu. Buraya gelme fikrim. Ben tam bir aptaldım. Çocuk oyuncağı sandığım bu şey, meğer ne kadar zormuş. Kuruyan dudaklarımı ıslatırken boğazıma oturan yumruya yapacak hiç bir şey bulamadım. Deri yatak örtüsüne uzanırken yavaşça gömleğini çıkardı. Beynim ayaklarıma bir an önce buradan çıkmam gerektiği sinyallerini gönderirken hızla arkamı döndüm. Gömleğini yanına sererken beni fark ettiğini anlamıştım. Bakışlarını adeta üzerimde hissedebiliyordum. Sonra söyledikleri adeta ayaklarımı yere çiviledi.
'' Nereye gidiyorsun bakalım, küçük ? ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçınılmaz Karanlık
Randomİnsan, kaçınılmaz bir karanlığın pençesine düştüğünde çığlıklar atar. Fakat her çığlık doğan yeni ay ile birlikte toprağa gömülür. Ve, ızdırabın yankısını yalnızca ölüler duyar..