Herkese merhaba ! Bölümler uzun süredir gelmiyor farkındayım. Ama malesef şartlar böyle.. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar :3
-
Ruhumun en ücra köşelerinde minik bir kız çocuğunun ayak sesleri duyuluyor.
''Hira.'' diye haykırıyor annemin sesi. Minik kızın minik adımları daha da hızlanıyor. Annemin sesi yükselirken kızın ayaklarının daha büyük adımlar attığını duyabiliyorum.. Adeta koşmaya başladığında annemin haykırışları daha yakından geliyor.. Ayak seslerini vücudumun her bir köşesinde hissedebiliyorum.. Sonra bir kırılma sesi doluyor kulaklarıma.. Her bir hücremi titretecek bir ses.. Kulaklarımı sağır edecek bir ses...
Bir düşünce dalgası dolanıyor içimde.
'' Kırılan hayallerin. '' diyor ses.
''Kırılan sevinçlerin. Kırılan son ümit parçan. ''
İçimdeki kaos ortamını bitirmek için debelenirken ses tekrar doluyor kulaklarıma.
'Son ümit parçan da kırıldı. Ve küçük kızın ayaklarını kanattı. '
*
Toprak saatlerdir başımda bekliyordu. Bense ona susarak cevap vermekle yetiniyordum.
''Susma. '' dedi ellerimi ellerinin içine alırken.
'' Sessiz çığlıklarını ruhunun en sessiz odalarında sakladığını görebiliyorum.. Bırak çığlıkların ile üzüntülerinde bir bir dökülsün yanaklarından.. ''
Sıcak göz yaşlarını aldırmadan ellerini yanaklarımda gezdirirken.
'' Yapmış mıdır Toprak ? Gerçekten bırakmışmıdır bile bile beni buraya. ''
Cevap vermeyince hayal kırıklığına uğradım.. Dudaklarını araladığında ise konuşmaması için kelimelerim ile böldüm söyleyeceklerini.
'' Artık.. Ölmek istiyorum.. ''
'' Ne sanıyorsun ?!'' dedi hiddetle ayağa kalkarken. Gözlerinden adeta kıvılcımların yükseldiğini görebilecektim. Belki, bir az daha zorlasa..
'' Her insan doğduğu andan itibaren askıya asılır. '' dedim derin bir nefesin ardından.
''...Ruhu onun için kuşlar tarafından gökyüzüne asılmıştır. Çektiği fiziksel acılar kuşları öldürürken, zihinsel acılar ruhunu ağırlaştırır. Sonundan kuşlar ruhunu taşıyamaz hale gelir,ruh alçalıp bedeni bulur ve son görevini yaparak tekrar gökyüzüne çıkar.. Özgürce, hiç bir kuşa ihtiyaç duymadan.. İşte bu ölümdür.. Ruhumun kanatlanıp uçmasını istiyorum. Cennetini bulup özgürleşmesini, hiç bir şeye bağlı kalmamasını.. Kaçınılmaz bir karanlığın her yerden kafasını çıkarmasından daha iyi Toprak.. Ölüm karanlıktan daha iyi... ''
Yüzünde ne hissettiğini anlayamayacağım kadar çabuk bir ifade belirdi. Bir kaç saniye sonra yerini ifadesizliği bırakmıştı..
'' Kuşları sen seçersin, Hira.. Sen karar verirsin iplerinin hangi kuşun elinde olacağını. Minik bir serçe mi yoksa koca bir kartal mı ? Sen hükmedeceksin onlara. Ruhunu en kolay şekilde taşımalarını sağlayacaksın, gerekirse kuşlardan kopup giden ruhun bedenini bulduğunda kapına kilit vuracaksın. Milyonlarca insanın ölmemek için yalvardığı dakikalarda ölümün eline bırakmayacaksın ruhunu.. Bu adaletsizlik olur ve buna izin vermem.. Yanımdayken ölmene izin vermeyeceğim... ''
-
Sabahın erken saatlerinde Rüya'nın haykırışları ile uyandım. Dün gece başıma ağrı olarak vurmuş, gözlerimi açmamda bir hayli zorluk duymamı sağlamıştı. Olayın ciddiyetini anlayarak doğruldum.
''Ne demek sınav ? Ya ciddi olamazsınız ! '' diye haykırıyordu Rüya. Toprak'ta bir kaç adım yanımda uykudan yeni uyandığını belli edercesine kollarını kaldırmış geriniyordu..
'' Neden bahsediyorsun ? '' diye sordum tüm ciddiyetim ile.
'' Bak.. Şu lanet olası DDM bizi bir sınava sokacak, geçemeyenleri de en ağır şekilde cezalandıracakmış;Ölüm ile. '' Beynimden aşağı yayılan korku tüm hücrelerimin teker teker titremesine sebep oldu.. Rüya ya da Toprak. Onlardan birini kaybedersem hayatım katlanılamaz hale gelecekti. Ya ben ? Tam olarak ölümden bu kadar soğumuşken. Ruhumu aptal bir sınav sonucunda onlara veremezdim. Ne olursa olsun buna izin veremezdim..
'' Sakin olun. Bu neredeyse bir gelenek. '' dedi Toprak sanki günlük bir şeyden bahsediliyormuşcasına.
'' Sadece kısa bir süre sonra bizi alacaklarmış Toprak. Ne sorduklarından bahset. '' Rüya'nın aceleci tavrı sesine yansımıştı.
Bir kahkaha attı Toprak tüm samimiyetiyle.
'' Sadece gözlerinizin içine bakıyorsunuz ve onların hoşuna gidecek şeyler söylüyorsunuz. DDM'nin yüceliği ile alakalı..''
'Pabucumun DDM'si' diye fısıldadım..
Kapıdan çıkarken adımlarım odanın içinde kalmak için önümde diz çöküp bana yalvarıyordu.. Gitmek zorundaydım.. Neler olacağını görmek ve bilgi toplamak. Buradan kurtulduğum gün, belki ileride bu günleri hatırlayıp gülümseyebilir miyim diye düşündüm. Sonra bir tebessüm kondurdum dudaklarıma.
-
İçeri girmiştim. Başta Toprak daha sonra ben.. Yine en sona koymuştuk Rüya'yı. Zarar görmesin diye yine.. Başımda duran adamlar elimi tutup basamakları indirirken. Aynı odaya girdik birlikte. Ve yine meşhur zeki DDM kurucusu Aras ile.. Aras'tı öyle değil mi ? Beni görür görmez hemen yanındakilere onayladığını belirten bir işaret yaptı. Her ne kadar şaşkınlığımı gösteremesem de odadan bu kadar çabuk çıkmam.. Garipsemiştim. Çıkmamın hemen ardından Rüya'yı aldılar. Bir kaç saat onu orada öylece bekledik.
'' Bu kadar uzun kalmazdı kimse. '' dedi Toprak eğilerek. Sanki biliyormuş gibi kapı açıldı ve içeriden şişmiş gözleri ile Rüya çıktı. Rengi solmuştu..
'' Ne oldu ?'' dedim hiddetle.
'Odaya gidelim.' dediğini duydum. Sesi sanki yoktu. Hiç gibi. Savunmasızdı.
Odaya gittik ve bir kaç saat orada öylece sarılıp ağladık. Rüya ağladı ben dinledim. Toprak izledi. Günün son saatlerinde Rüya tişörtünü açarak karnını meydana çıkardı. Bir ağ ve üzerindeki kocaman bir örümcek. Kendimi tutamayarak üstüne dokundum..
'' Bu ne ? '' dedim Toprak'a dönerek.
' Hiç bir fikrim yok. ' Dudaklarını oynatarak söylemişti adeta..
'' Ben bir kaç şey söyleyince. Sinirlerini bozacak bir kaç şey.. Beni mühürleyeceklerini söylediler. Ömrüm boyunca burada kalacağımı söylediler. Siz gitseniz bile beni bırakmayacaklarını söylediler. Direndim ama karşı koyamadım. Bu dövmeyi yaptılar bana. '' dedi gözlerini karnına dikerken.
'' DDM'nin bir örümcek olduğunu ve ağına yapıştığımı söylediler. İstemiyordum, Hira. Yemin ederim canım çok acıyor. '' Boşlukta kalan ellerimi boynuna doladım.
'Canım.' diye fısıldadım kulağına.
Bir kaç saat sonra ben uykuya daldığımda Toprak'ın dizinde yatan Rüya'yı gördüm hayal meyal.
Ertesi gün Rüya bana aşık olduğunu açıkladı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaçınılmaz Karanlık
De Todoİnsan, kaçınılmaz bir karanlığın pençesine düştüğünde çığlıklar atar. Fakat her çığlık doğan yeni ay ile birlikte toprağa gömülür. Ve, ızdırabın yankısını yalnızca ölüler duyar..