Alışılagelmiş, pratik tarifler vardır. İki yumurtayı sütle çırparsan yapacağın omlet gibi. Ama hayat her zaman bildiğin tariflerle ilerlemez. Yaşadığın bir deneyim, öbürüne benzemez.
Bildiğin tariflerle, bilmediğin yemeği yaparken bazen çuvallarsın. Çuvalladığın noktalar belki de yerleşen alışkanlıklar. Bunlar bazen öyle sinsi saklanır ki yüreğin başka türlü davranmak isterken, sen bir bakmışsın eski sensin. Otomatik pilota alınmış gibidir zihnin. İki kere iki, dört eder sanki. Belki beş edecek, bir daha topla bakalım :) Fark etmek gerekiyor, gözlemek, yaşamak, görmek gerekiyor. Evde ki hesap her zaman çarşıya uymuyor. Uymadığında da eğlenmek gerek. Hayat öyle çok ciddiye alınmayı sevmiyor. Evet önemsenmeli, evet nazik olunmalı ama ciddiyet ıhh... Başka bir şey o... Çok başka bir şey...
Bilmediğin tariflere, yeni deneyimlere neşeyle yaklaşmak gerek. Belki eline bir elma şekeri almak gerek. Egoyu, alışkanlıkları bazen boş vermekte gerek. Bu kadar rengarenk bir yaşamda delinin derdi kırmızı pabuç diye tutturmamak gerek. Bu defa da sarı pabuç giy, bakalım ne gelecek ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelebeğin Özgürlüğü
EspiritualGün içinde 6 dakikada yazdığım yazıların tamamı burada, her gün yeni bir 6 dakika... Beni bu çalışma ile tanıştıran Yeşim Cimcoz'a sonsuz teşekkürler. Siz de ona ulaşmak istiyorsanız --> http://yazievi.yesimcimcoz.com/