-Bak bu adam iş konusunda acımasızdır yüsra.Suat dedi dersin ... Bende buraya köyden geldim buranın üst katında depo olarak kullandıkları yerde kalıyorum ailem köyde çalışmak için İstanbula geldim epeydir burda çalışıyorum ama abim geldiğinde bırakıcam. Sen nerde kalıyorsun buraya yakın mı?
-Şeyy... Sonra konuşuruz. Nedense suata yalan söylemek istemiyordum iyi biri... Suat bu bulaşıklar ne kadar çok ya dedim yığılan ve yerlere bile bırakılan yağlı ve kötü kokan bulaşıklara bakarak.
-Burası hep böyle kirlilere yetiştirilmiyor doğrusu... Hadi başlayalım biran önce ben sana yardım ederim üzülme.
-Saol umarım bitirebiliriz diyip Suat'ın bana uzattığı deterjanı ve süngeri alarak. Ben deterjanladım Suat ise duruluyordu tam yarıladık derken yeniden kirli bulaşıklar getiriyorlardı ve yıkadığımız bulaşıklarıda götürüp götürüp kirli olarak getiriyorlardı Kübra ve Oğuz. Onlar servis yapıyorlardı, anneleri yemek boşaltıyordu pilav ve tavuk gibi... Erol abi de hiç susmayan telefondan siparişleri alıyordu. Suat'ı çağırdıklarında ise sipariş için,yalnız kalmıştım. Dayanacak gücüm kalmamıştı duvardaki eski saate baktım ve 1'e geldiğini gördüm tam bitirdim derken o pis beton yere oturup dizlerimi ovmaya başladım ve o sıra oğuz içeri girdi
- Oooh kahvenizi nasıl istersiniz külkedisi babamı çağırıym mı eşlik eder!
-Şeyy ö-özürr dilerim benn...
- Tamam tamam al şu bulaşıkları elimden bunlarıda yıka! Kübraaa! Kübraa! Tepsileri getirr.
Kübra hızlıca üst üste yığılmış kocaman yağlı ve iğrenç görünen paslı tepsileri getirip önüme bıraktı ve bunlarıda bitir sallanma deyip çıktı. Arkasından da Oğuz...
Dayan yüsra dayan mecbursun sen yaparsın hadi kızım deyip kendime verdiğim son gazla hepsini yıkadım ve sevinçle Erol abinin karısına
-Abla ben bitirdim hepsini.
-Dur bi bakalım dedi ve içeri girdi aferin kız hiç umudum yoktu ama duvarları silmemissin, derin dondurucunun içinide düzenlememissin, yerdeki fayanslarıda silmemissin
- Siz bana bunları söylememiştiniz ama...
- Neyse tatlım! Yarın yaparsın
dedi ve kolundaki saate bakarak saat 2 seni Oğuz eve bıraksın teyzen merak etmesin yarında kimlik fotokopisini ve ev adresini getir.
Ve ben şok! Ben iptal!
-Peki. Şeyy... Oğuz zahmet etmesin ben kendim giderim zaten.
- Olmaz kızım olmaz dedim! Oğuzz Oğuz dedim sanaa! Kime diyorum ben gel buraya Yüsrayı evine bırakacaksın.
- Tamam anne ya tamam
dedi ve çıktık Oğuzla...
Saat 2 ve ben yorgunluktan ölücem hemen şuracıkta,bunlar insan değil hamal çalıştırıyorlar! Napıcam şimdi bu kaslı çocuğu atlatmam lazım. Off ya off hayat buysa benim yaşadığım ne ulan! Ben daha nereye gideceğimi bile bilmiyorum ki diye düşünürken...
-Şşşt kızım kime diyom sağırmısın nerde biniyosun?
-Şeyy.. Ben burdan binicem zaten. Sen artık git saol getirdiğin için.
- İyi sen bin taksiye ben görücem öyle. Sonra sana bişey olur üstüme kalırsın!
- Yaa sanane çocuk bi gitsene yaa!
-Seninlemi uğraşçam be siktirgit
dedi ve itekledi yere düştüp. Avuçlarıma baktım acıyordu. Kolumdan tutup kaldırdı hadi gitsene dedi ve arkasını dönüp gitti. Yürüdüm... Gecenin zifiri karanlığında napıcağımı bilmiyordum arkama baktım bian ki boşlukla veee!
İnanmıyorumm Oğuz orda beni izliyo uzaktan. Kesin bişeyler anladı! Napıcam şimdi ben!!
![](https://img.wattpad.com/cover/53970657-288-k71523.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayata Bedel
RandomTamamıyla gerçek bir hikayedir...Evden kaçan masum bir kız sokakla tanıştığında başına geliceklerden bi haber... Aşkla ihanetle karşı karşıya... Soluksuz bir yaşam sürmekte... Biyandan polisler,ailesi biyandan bazı yanlış arkadaşlıklar ve onu sözde...