Arkadaşlar hikayeme devam etmem için vote ve yorumlarınıza ihtiyacım var aksi halde hikayeme devam edemiyceğim...:(
"Bu nasıl bir internet cafe ya!"
Kırmızı okları takip eden bir binaya girerek söyleniyordum. Çok eski bir bina, şimdiden ürpermeye başladım doğrusu... Seslerin geldiği yöne doğru baktığımda burası olduğunu anladım. Girer girmez kasada duran benim yaşlarımda tahmin ettiğim kişiye yönelerek
"Bir saatliğine oturucam."
"Tabiiki 27 numaralı bilgisayar uygunmudur?"
"Evet uygun teşekkürler" diyerek 27 yazan koltuğa doğru ilerledim. Etrafıma bakmaya cesaret bile edemedim, bütün gözlerin bende olduğunu farkediyordum. Hiç mi kız yok burda ya! Of yüsra saçmalama bu saatte hangi kız burda olur ki benim gibi evden kaçan olmadığı sürece tabi... neyse Facebook'a bi bakalım önce, belki arkadaşlarımdan biri yardım eder de onda kalırım. Tabi ya Şükrü yada Ayşenur canım arkadaşlarım kesin beni saklarlar. Hesabıma baktığımda gördüğüm 23 bildirim ve 44 mesajla dengem altüst oldu! "Bu ne ya ben ömrümde bu kadar mesaj almadım!" derken bağırarak konuştuğumu farkettim ve etrafıma baktığımda grup halinde oturan erkeklerin bana baktığını hatta bi tanesinin göz kırptığını gördüm. Burda beni yiyecek bu hayvanlar ne halt yiyeceğim ben ya! diye düşünerek gelen mesajların bazılarına göz attım ki atmaz olaydım.
ŞÜKRÜ: Kızım evine dön baban bizi evde rehin aldı resmen sen gelene kadar da bırakacağı yok dön lan evine!
AYŞENUR: Yüsra eve dön lütfen! polis ailemizin gözü önünde sorguya aldı hepimizi senin yüzünden!
SÜMEYYE: Emir ve Şükrü babanın elinde evde tutuyolar ikisinide sevgilinide en yakın arkadaşınıda kurtar bizim senin gibi arkadaşımız yok başımıza bela açılsın istemiyoruz. Çık artık ortaya yüsra çık!
Ve amcamın "yavrum dön artık mahvolduk çok endişeleniyoruz." mesajından sonra diğer mesajları okumaya dahi cesaret edemeden kapattım bilgisayarı.
Arkadaş dediklerim sıkıştığı anda beni satan kişilermiş. Ben onların her başı sıkıştığında yanındaydım. Onlar için hiç yapmadığım bi suçu üstlenip okuldan uzaklaştırma bile almıştım. Dost bildiğim insanlar şimdi beni destekleyip endişelenecekleri yerine suçluyolar! Bu çok ağrıma gitti...
Sanki ben istedim kaçmayı hep o babam olacak adam yüzünden yaşadım bunları onu hiç affetmeyeceğim. Peki şimdi napıcam ben? diye içimden geçirirken yanıma, buraya gelirken kasada gördüğüm burayı işlettiğini düşündüğüm genç geldi.
"Yanlış anlamazsanız sizinle konuşmak istiyorum önemli!"
"Sen kimsin?!"
"Benim adım Kadir burda çalışıyorum. Seni tanımıyorum ama belli ki bir sıkıntın var yoksa senin gibi bir kızın burda, bu saatte ne işi olabilir ki?"
"Bu seni ilgilendirmez, burası sabaha kadar açık mı?"
"Hayır! Bir saate kalmaz kapatıcam ama burda ki gençleri görüyorsun sen burdasın diye kalkmıyorlar niyetlerini biliyorum sende anlamıssındır umarım! Şimdi seninle bir anlaşma yapalım sen çıkmış gibi yap. Dışarı çık bende bunlara cafe'nin kapatılcağını söyleyip çıkarıcam bu hafsizleri! Sende 15 dk sonra buraya gel. Bana güvenebilirsin. Anlaşılan gidecek yerin yok sana yardım etmek isterim"
Söylediklerini bi süre düşündüm... Başka çarem yok bu gece dışarda kalmak istemiyordum.
"Pekii teşekkürler" dedim ve çıktım dediği gibi yapıp dışarda saklandım 15 dk kadar bekledikten sonra tekrar geldim cafeye. Hiç kimse yoktu. Bana kapıyı açtı ve eliyle içeri girmemi istedi. Işıklar kapalıydı. Sadece benim kullandığım bilgisayar açıktı ve aydınlatıyordu azda olsa... Korkuyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayata Bedel
AléatoireTamamıyla gerçek bir hikayedir...Evden kaçan masum bir kız sokakla tanıştığında başına geliceklerden bi haber... Aşkla ihanetle karşı karşıya... Soluksuz bir yaşam sürmekte... Biyandan polisler,ailesi biyandan bazı yanlış arkadaşlıklar ve onu sözde...