Bölüm 2 - Katie

2.3K 87 29
                                    

Multimedia'da Klaus var. Nasıl biri olduğunu (bilmeyenler) az çok anlar umarım. Keyifli okumalar :))

********

Duyduğum uluma sesiyle durdum. Bu da neydi böyle. Aldırış etmeden şehrin içine girdim sokaktan geçen bir genci durdurdum. "Merhaba. Burası neresi?" diye sordum. Yüzünde hoş bir gülümseme ile " burası New Orleans. Beyfendi" dedi Teşekkür ettim ve gitti. Bu eğlenceli ve bir o kadar da güzel sokaklarda yürümeye başladım. İzleniyormuşum hissine kapılıp bir cafe'ye girdim ve oturdum. Yanıma gelen garsona bana bir kahve getirmesini söyledim.

Kahvemi getiren garsona teşekkür ettim ve bir yudum aldım. İçeriye Bir kadın ve arkasından 3 adam girdi ve karşı masaya oturdular. Kadın orta yaşlarda bakımlı birisiydi. Göz göze geldiğimizde gözbebekleri büyüdü ve ayağa kalktı. Bana doğru yaklaştı ve Şaşırmış ve bir o kadar da korkmuş bir sesle. " Bu imkansız... Se.. Sen.. Öldün!" dedi. Gırtlağımı Temizledim.. " Pardon hanımefendi neyden bahsettiğinizi anlamıyorum" dedim. Soran gözlerle bana baktı. " Ciddi olamazsın şaka mı yapıyorsun?". İç geçirdim gözlerimi devirerek ve devam ettim. " Hayır. Dalga Geçmiyorum" Yüzündeki şaşkın ifade birden yerini gülümsemeye bıraktı, masama oturdu, elini uzattı "Ben Katie." dedi gülümseyerek. Hiçbirşey hatırlamadığımı belli etmemek için ismimi söylemeden "Memnun oldum Katie." Dedim. Alaycı bir tavırla gülümsedi. Elini bana doğru kaldırdı ve anlıyamadığım dilde birşeyler söyledi. Gözlerimin kararmasıyla uykuya daldım..

Gözlerimi hafif araladığımda tarihi bir mekanda olduğumu anlamıştım. Eski eşyalar.. tozdan rengi görünmeyen bir masa.. ve üzerinde mumlar vardı. Bense diz çökmüş, ellerim uzunluğu orta derecede olan zincirlerler duvara bağlanmıştım. Birkaç sefer ellerimi çekip kurtulmayı denedim ama nafile. Vücudum inanılmaz derecede yorgundu dayak yemiştim sanki ağzımı açmaya dermanım yoktu o derece. Ve kafe de tanıştığım Katie içeri girdi;

- Vay. Vay. Vaayy. Demek büyük kötü kurdumuz uyanmış ha?

- Büyük? Kötü? Kurt? bunları es geçerek güçlükle "Ne istiyorsun benden, beni neden zincirledin?" dedim.

- Seni öldürdüğümü Sanıyordum Klaus. Ama yanılmışım ve bu yanılgımı düzeltmek için seni öldürmenin yollarını arıyorum o zamana dek burda benimle kalacaksın. dedi Yanıma biraz daha yaklaşarak.

- Demek adım buydu 'Klaus'. Kafamı ona doğru hafifçe kaldırdım sinirlenmeye başlamıştım. " Beni hemen bırak. Ben zannettiğin kişi değilim bırak ta gideyim. Hem sen neden beni öldürmek isteyesin ki. Sana ne yapmış olabilirim." dedim.

Sinirlenmiş olucak ki yüzü Öfkeliydi. Tiksinir gibi yüzünü buruşturdu. " Yüzyıllardır Siz vampirler cadılara rahat vermediniz. Bizi avladınız. Kullandınız tıpkı bir Köle gibi. Ve ben bir köken cadı olarak buna bir son vereceğim. Seni ve kardeşlerini öldürerek." dedi ve hışımla odadan çıktı.

Bense hala söylediklerinin etkisiyle afallamıştım. Kafamda iki soru vardı;

1. Ben bir vampirmiydim.

2. Kardeşlerim mi Vardı?

***

Umarım yeni bölümü beğenmişsinizdir lütfen votelemeyi ve yorum yapmayı unutmayın :) Önerilerinize ve eleştirilerinize açığım :) Telefondan yazdım yazım hataları için kusura bakmayın :))



Kaybolmuş Köken.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin