I'm Klaus Mikaelson.

821 41 13
                                    

    Multimedia sırasıyla Marcel, Rebekah, Klaus ve Elijah. Keyifli okumalar :) Arkadaşlar okuduktan sonra lütfen vote ve yorum yapmayı unutmayınız.

  Freya nın, Dahlia ve Katie nin yerini bulmasının ardından 1 gün geçmişti. Şu ana kadar Ben, Elijah, Rebekah, Irina ve Freya vardık. Onlara karşı az olabilirdik ama 2 köken, 1 köken melez, Güçlü bir cadı ve 800 yaşında bir vampir olarak hafife alınacak bir grup değildik. Bataklığın yakınlarındaki mezarlıkta saklanıyorlarmış bunu öğrenmemizin üzerine bir plan yaptık. Benim manevi oğlum Marcel ve ekibi önden girip onların tarafında olmak istediklerini söyleyecekler, bunu kabul etmeyecekleri aşikar. Marcel, onlara kendini inandırmaya çalışıp dikkatlerini dağıtacak ve bize işaret verdiğinde hep birlikte içeri girip savaşacağız. Biliyorum çok boktan bir plan ama savaşmaktan başka çaremiz yok, hoş! olsa bile ben savaşmayı tercih ederim. Ben Klaus Mikaelson'ım. Huyum kurusun...

Katie Anlatıyor

Kökenler bize karşı çok sessiz kaldılar ve bu hiç hoşuma gitmiyor. Yanımda 1000 yaşında bir cadı ve doğaüstü canlılardan oluşan bir grup olsa da onları hafife almamamız gerekiyor. Klaus'un öldürücü derecedeki zekası ve gücü işi zorlaştıracak gibi gözüküyor. Bunları düşünürken kahvemden bir yudum aldım ve içeri giren Dahlia'nın sesiyle irkildim.

D: "Tanrı aşkına! biz dışarıda nasıl saldıracağımızı planlarken sen burada oturmuş kahve içiyorsun."  dedi. Sitemkar bir şekilde. " Marcus! içeri gir"

Oturduğum sadalyeden yavaşça kalkıp ona doğru yaklaştım. " Burada öylece oturup kahve içtiğimi mi sanıyorsun. Tabi ki de düşünüyorum onları nasıl alt edebileceğimizi" dedim. " Ayrıca Marcus derken?" dedim sorar gibi. İçeriye 1.90 boylarında iri yarı ve kaslı bir adam girdi.

D: " Pekala. Sizi tanıştırayım. Bu kurtadamların Alfası Marcus. Ekibe yeni katıldı." dedi eliyle Macus'u işaret ederek.

"Memnun oldum Marcus. Kökenler pek de küçümsenecek bir rakip değil. Başarılar." dedim gülümseyerek. Oda aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdi. " Bizde öyle."

Klaus Anlatıyor

Odamda bulunan balkondan dışarıyı seyir ediyordum. Hayley gözlerimin önünde Ölmüştü. Dahlia, benden kızımı almıştı. Katie beni öldürmeye kalkmıştı. Bana yaşattıklarını onlara ödetmeliydim. İçimde bulunan son insancıl duyguları da kapatmıştım. Düşündüğüm tek şey, Dahlia ve Katie yi öldürmekti. Odadan çıktım, merdivenlerden inip salona ilerledim. İçeriye girer girmez orda bulunan herkesin gözü üzerimdeydi gelmemi bekliyorlarmış belli ki. Benle birlikte 6 kişiydik, hepsinin yüz ifadesi aynı idi. Ruhsuz. Irina boğazını temizleyerek lafa girdi. " Biz hazırız. Her zaman ve sonsuza dek yanında savaşmaya hazırım Nik!" dedi. Tereddüt etmeden. Ona manidar bir bakış atıp başımla onayladım. Onlara doğru yürüyüp masaya oturdum herkes beni izliyordu. Sanırım bir konuşma yapmam gerekiyordu. Her birinin gözlerine tek tek bakarak;

" Asırlardır benimle birlikte oldunuz. Bir kısmınız öfkeli zamanlarımda işkencelerime maruz kaldınız, bir çok kez düşman kesildiniz ama ne olursa olsun bana olan sadakatinizi kaybetmediniz. Şimdi size soruyorum bana olan sadakatiniz takdire şayan. Fakat bu savaşta ölebilirsiniz. Eğer benimle birlikte olmazsanız bunu anlarım." dedim ciddi bir sesle.

Rebekah söze girdi " Her zaman ve sonsuza dek yanındayız Nik!" dedi. ve ardından Elijah da " Aile herşeyden önce gelir. Biz bir aileyiz birlikte ağlar birlikte güleriz. Her zaman ve sonsuza dek... Seninleyim kardeşim." dedi her zamanki gibi asil ve centilmen abim. Freya, marcel ve Irina başıyla onayladı. 

Ayağa kalktım " O zaman. Daha ne duruyoruz. Savaş başlasın!." dedim şeytani sırıtışımla. " Marcel." dememle Marcel başı ile onaylayıp çıktı. " Ne olursa olsun bir şeyi unutmayın. Dahlia benim." dedim ve bizde yola koyulduk. Bataklığa vardığımızda Jakcson'a görükmek istemiyordum. Bize yardımı olabilirdi ama o adamdan nefret ediyordum. Hem ben bizimle gelmesine izin versem bile Irina kesin öldürürdü onu. Mezarlığın etrafına dağıldık. Ben ve Irina Mezarlığın tepesindeki yerden Marcel'i izliyorduk. Rebekah, Elijah ve Freya arka taraftaydılar. Hepimiz Marcelden gelen işareti bekliyorduk. Marcel'in içeri girmesi ile etrafını bir yığın adam çevirdi bayağı kalabalıklardı. Dahlia ve Katie, Marcel'e doğru ilerlemeye başladılar. Vampir kulaklarım sayesinde onları duyabiliyordum. 

Kaybolmuş Köken.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin